İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenistan ile sağırlar diyaloğuna devam

Semih İdiz

Ermenistan’ın, Avrupa Konseyi Varşova zirvesini, Türkiye ile diyalog arayışlarına katkıda bulunmak yerine, bilinen tezlerini ilerletmeye dönük bir platform olarak kullanması, Ankara-Erivan hattının ne denli dikenli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan’ın, Başbakan Erdoğan’ın kendisine bir süre önce gönderdiği mektup ile uzlaşma yönünde yeşeren kimi umutları beslemek yerine, bu umutları adeta söndürmeye dönük yaklaşımı, zaten büyük beklentiler içinde olmayan Türk tarafında yine de hayal kırıklığı yarattı.

Buzlar çözülmedi

Burada konuştuğumuz Azeri yetkililer ile gazeteciler ise bu durumda ‘şaşılacak bir şey olmadığını,’ eski bir Taşnak olan Koçaryan’dan, ‘katı yaklaşımlar’ dışında bir şeyin beklenmemesi gerektiğini ısrarla belirttiler.

Başbakan Erdoğan’ın Varşova zirvesinde dün yaptığı ikinci konuşmasında, metin dışına çıkarak, önceki gün konuşan ve soykırım iddialarını zirvenin gündemine taşıyan Koçaryan’a sert ifadelerle yanıt vermesi, Ankara ile Erivan arasındaki buzların çözülmesi için daha zamana ihtiyaç olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Fransızlar ‘sert’ buldu

Öte yandan, Erdoğan’ın konuşmasının özellikle Fransız gazeteciler tarafından ‘gereksizce sert’ ve ‘uzlaşmaz’ bulunması dikkat çekti. Konuya Ermeni gözüyle baktıkları açıkça gözlenen söz konusu gazetecilerin, Türkiye’nin önerdiği ve AB’nin yanı sıra ABD tarafından da ‘olumlu’ bulunan ‘Ortak Komisyon’ önerisinden daha önce haberdar olmamaları, buna rağmen Türk-Ermeni ilişkileri konusunda net fikirler beyan etmeleri ise şaşırtıcıydı.

Türkiye’yi köşeye sıkıştırma

Bu durum bile, Koçaryan’ın, Türk-Ermeni ilişkilerinde olumlu sonuçlar doğurabilecek fiili gelişmeleri takviye etmek yerine, niçin Ermeni konusunda Avrupa’da kemikleşmiş olan algılamaları güçlendirme ve Ankara’yı bu şekilde ‘yola getirme’ hesapları içinde olduğunu gösteriyor. Erivan’ın, Türkiye’yi, Avrupa Konseyi ve AB süreci yoluyla köşeye sıkıştırmaya çalışması ise bu stratejinin temel taşları.

Ermenistan ne istiyor?

Koçaryan’ın konuşmasına ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan’ın son günlerde yaptığı kimi açıklamalara dayanarak Ermeni pozisyonunu şu şekilde özetlemek mümkün:

‘Türkiye’den istenen, Ermenistan ile diplomatik ilişki kurması ve iki ülke arasındaki sınırları açmasıdır. Türkiye’nin önerdiği komisyon esas itibariyle bu konuları görüşmeli. Bu komisyona tarihçiler de dahil olabilir, ama tarihçiler Ermeni soykırımı konusundaki yargılarını verdiler. Burada değişebilecek olan bir durum yok. Ancak, mümkün olduğu kadar geniş katılımlı olmasını istediğimiz söz konusu komisyon, Türkiye’nin inkârcılık üzerine kurulu Ermeni politikasından vazgeçmesi için yararlı olabilir.’

Türkiye ne diyor?

Buna karşın Türkiye şunları söylüyor:

‘Birinci Dünya Savaşı ortamında herkesi derinden etkileyen büyük trajedi yaşanmıştır. Bu nedenle bir soykırım söz konusu değil. Ermenilerin burada ‘acı çekmiş olmak’ konusunda bir tekelleri yok. Bir komisyon kuralım ve gerçekleri tüm mevcut belgelere dayanarak dürüstçe ortaya dökelim. Bu çerçevede sağlanacak ilerlemeler, Karabağ konusundaki ilerlemelerden de enerji alarak, Türk-Ermeni ilişkilerine olumlu yansıyacaktır. O çerçevede diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırların açılması da mümkün olacaktır. Ancak Türkiye’nin siyasi baskılara boyun eğip Ermeni tezlerini kabul etmesi bekleniyorsa bu ham hayalden ibarettir.’

Bu iki pozisyon yan yana konduğunda, tarafların henüz ‘sağırlar diyaloğu’ aşamasını geçemedikleri net bir şekilde görülüyor.

Yorumlar kapatıldı.