İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırımı anlamak (3)

Gündüz Aktan

İnsanlık denen bu muammayı anlamak için belki de en aşırı hallerine bakmak gerekiyor. Bu açıdan soykırım çok önemli. Tarihin her döneminde katliamlar, esaretler, yıkımlar yaşanmış. Ama bir grubu ‘yok etme kastıyla’ yapılan soykırım, parçası olduğumuz Avrupa kıtasının bir özelliği. AB’nin kuruluş nedenlerinin temelinde, Holokost’a yol açan ve adına antisemitizm denen ırkçılığın bir daha tarih sahnesine çıkmamasını sağlamak yatıyor.

Ermeni meselesi vesilesiyle soykırımı öğrenmeye başladık. Halaçoğlu olayı bize, Soykırım Sözleşmesi 6. maddeye göre, soykırıma ancak yetkili mahkemenin karar verebileceğini öğretti. Bu, daha bir başlangıç.

Sözleşmeyle oluşturulan soykırım hukuku büyük bir fikri ve zihni atılım oluşturuyor. Hele soykırım tanımını içeren 2. madde bir hukuk şaheseri.

Bunu anlamak amacıyla, (binlerle dememek için) yüzlerce sayfa okumak gerekiyor.

Soykırım sözcüğünün mucidi Rafael Lemkin, Ermeni olaylarını soykırım olarak nitelemişti. Kendisi BM Genel Sekreteri’nin danışmanı olarak sözleşme taslağını hazırlayan grubun içindeydi. Ancak Lemkin’in kültürel ve ekonomik boyutları kapsayan soykırım tanımı sözleşmede daraltıldı ve sadece biyolojik, yani insanların yok edilmesi soykırım suçu sayıldı.

Lemkin, sözleşme tarafından soykırıma karşı korunacak ‘milli, ırki, dini ve etnik’ gruplar arasına ‘politik grubu’ da ilave etmek istemişti. Müzakere komisyonu bu öneriyi de reddetti. Yani bağımsızlık ve toprak mücadelesi gibi siyasi amaçlarla mücadele eden gruplara karşı işlenen katliam gibi suçlar soykırım kapsamına alınmadı.

Lemkin, yok etme kastına yol açan saikin (motif) 2. maddeye ilave edilmesine ilişkin bir öneri yapmadı. Sözleşme taslağını müzakere eden heyetler ünlü ‘as such’ ibaresini metne eklediler. Buna göre bir grup mensubunu, herhangi bir ‘zararlı’ fiilinden veya davranışından dolayı değil de, sadece o gruba mensup olduğu için yok etme kastıyla öldürülmesi soykırım oldu. Yani Yahudilerin Almanlara isyan etmek, Alman toprağının bir bölümünde bağımsız devlet kurmak için Rus ordularıyla işbirliği yapmak, Alman sivillere saldırmak gibi eylemleri olmadığı halde, sadece Yahudi olduklarından yok edilmeleri soykırım tanımını şekillendirdi.

Soykırım kavramı insanlığa karşı suç kavramından doğdu. Nuremberg mahkemesinin uyguladığı ilkeler arasında insanlığa karşı suçlar tanımlanıyor (İlke 6c). Buna göre ‘sivillere karşı işlenen
öldürme, yok etme, köleleştirme ve deportasyon’ ile ‘siyasi, ırki ve dini gerekçeyle yapılan mezalim.. insanlığa karşı suç’ oluşturuyor.

Oysa Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesinde gerekçelere değinilmediği görülüyor. Tabii soykırımcılar, Yahudileri Almanlar, hatta insanlık için büyük bir tehlike ilan ettiler. Ama bu bir neden ya da gerekçe olacak rasyonaliteye sahip değildi. Bu anlamda soykırım, gerekçesi veya nedeni olmayan bir suç olarak tanımlandı.

İnsanlığa karşı suçlar arasında yer alan yok etme (extermination) ile soykırım suçuna esas teşkil eden yok etme (destruction) arasında, ne İngilizcede ne de Türkçede bir anlam farkı var. Yok etme fiili için
farklı sözcüklerin kullanılmasının nedeni, soykırımın gerekçesiz, insanlığa karşı suçun ise gerekçeli olması arasındaki muazzam farkı göstermek.

Bu bağlamda denebilir ki tarih insanlığa karşı suçlarla dolu, ama soykırım tarihe bir istisna.

Bir grubu sırf o grup olarak yok etmeye kast etmek ancak antisemitizm türü bir ırkçılıkla mümkün. Zaten ırkçılık da ancak bu bağlamda anlaşılabilir.

Nazi Almanyası’nın Yahudileri soykırıma tabi tutması, ideolojisinin ayrılmaz bir parçasıydı. Yani Almanların hâkim ırk olması, Slavların köleleştirilmesi ve nihayet Yahudilerin yok edilmesi sonucu kurulacak hiyerarşik Avrupa ya da dünya toplumu, Nazi projesinin temel amacıydı. Alman halkının büyük ölçüde antisemitizme batmaması halinde bu proje uygulanamazdı (Hitler’s Willing Executioners, D. J. Goldhagen).

Eğer Holokost soykırım ise başka olaylara soykırım denemez. En çok Bosna-Hersek’teki gibi etnik temizliği insanlığa karşı suç olarak tanımlayıp, bu arada işlenen katliam türü fiillere soykırım denebilir.

Yorumlar kapatıldı.