İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İşte asıl `barbarlık´ budur

Doğan Heper

OSMANLI tarihi, Ermenilerden 29 paşa, 22 nazır, 33 mebus, 7 büyükelçi, 11 başkonsolos, 11 üniversite hocası, 41 yüksek dereceli devlet memuru kaydetmektedir. Ermeni nazırlar arasında Dışişleri, Maliye, Ticaret ve Posta nazırları gibi, devlet hizmetinde son derece önemli makamlarda bulunanlar oldu.

Ermeniler, Türk sanatı, kültür ve müziğine de hizmet etti; çok sayıda sanatkâr yetiştirdiler.

Türklerde matbaanın kullanılmasından 160 yıl kadar önce, Venedik’te matbaacılığı öğrenen Sivaslı Apkar adlı bir Ermeni tarafından, hükümetin izniyle 1567’de İstanbul’da bir matbaa kuruldu.

Bu bilgi, “Türk’ün Mavi Kitabı”, Ankara Ticaret Odası’nın İsmet Binark imzalı eserinden özetle alındı. Kitapta, daha bilmediğimiz çok noktalar var.

* * *

1839 Fermanı; 1878 Berlin Kongresi ve 1908 Anayasası’nın getirdiği düzenlemelerle teyit edildi, genişletildi ve Batı’nın teminatıyla milletlerarası bir şekil aldı. İlk iki düzenlemeyle getirilen yeni prensipler çerçevesinde ve Fatih’in 1461’de tanıdığı hak ve imtiyazlardan 400 yıl sonra 1863’te, “Nizamname-i Millet-i Ermeniyan” adıyla, Ermenilere yeni imtiyazlar verildi.

Bu imtiyazların en önemlileri:

Ermeniler, din ve dünyevi işlerini yürütmek üzere bir reis (patrik) seçme hakkına sahiptir.

Ermeni cemaati okullar açmak ve Ermenice olarak eğitim-öğretim yapmak hakkına sahiptir.

Ermenilerin evlenme, boşanma, cehiz, nafaka ve mirasla ilgili işlemleri patrikhane tarafından ifa edilir.

Gerçekler böyle olduğu halde, Türklerin Ermenilere kötü muamele ettikleri, baskı yaptıkları ve soykırımda bulundukları gibi asılsız iddialar ileri sürmek, iftirada bulunmak için, mantıktan uzak, vicdan ve hakkaniyet duygusundan nasipsiz olmak icap eder. Bu tür asılsız iddiaları kabullenmek ve desteklemek ise, tarih bilgisinden mahrum olmanın da ötesinde, önyargılı ve tek yanlı olmayı gerektirir. Bunun dışında başka bir izah tarzı da yok.

Hele “soykırım” iddialarını tartışmayı yasaklamak “barbarlık”ın ta kendisi değil midir? İfade özgürlüğüne ve insan haklarına aykırılık bundan başka nasıl olur?

* * *

TARİHİN bir döneminde Türkler ve Ermeniler birbirine düşmüştü. Ermenilerin bir bölümü başka bölgelerde oturmaya zorlandı. Bazı Ermeniler düşmanla işbirliğinin sonucuna katlandı. Kurunun yanında Türk ve Ermeni yaşlar da yandı.

Şimdi bunları tarihe bırakıp, işbirliği yapma zamanı değil mi?

(Kısaltıldı)

Yorumlar kapatıldı.