İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırım olmamış!

Yalçın Pekşen

Son bir aydır gazete ve TV’lerdeki yayın bombardımanı sonucunda ben şuna inandım: 1915 yılında soykırım olmamış.

Hatta 1915 yılına kadar Ermenilere ‘gözünün üstünde kaşın var’ bile dememişiz. Allah bilir, adamlar gözlerinin üzerinde ne olduğunu 1915’ten sonra öğrenmişlerdir.

Fakat mübarekler rahat durmamışlar; düşmanla birleşmeler, arkadan vurmalar.. derken Goçnak, Hınçak, Taşnak gibi çeteleşmelerle işi büyütmüşler.

Hatta bir ara ‘Van’da artık hiç Türk kalmadı. Türkler eskiden ‘Dünyada Van’ derlerdi, şimdi herhalde ‘Ahrette iman’ diyorlardır’ şeklinde sağa sola telgraf çekmişler.

Lafın burasında TRT’de çalıştığı dönemde (gençliğinde) sahte evrakla para sızdırmaya çalışan gazeteci M. Ali Birand itiraz etmeye çalışmışsa da, kendisi her şeye itiraz edeceğine TRT’den götürdüğü paraların hesabını verse daha iyi olmaz mı Allahaşkına?

Yapılan konuşmalardan benim çıkardığım sonuca göre 1915’e kadar Ermeniler Osmanlı İmparatorluğunda el üstünde tutulmuşlardır. Oysa onlar silahlanarak Muş ve Bitlis’i ele geçirmeye çalışmışlardır.

* * *

Bunun üzerine Talat Paşa bir deftere 900 bin ermeninin kılına bile dokunulmaması lazım geldiğini yazmış ve defteri sandığına saklamıştır. Bunu nereden mi biliyoruz? Geçenlerde sandıktan çıkan defterin Murat Bardakçı’da oluşundan…

Ermenilerin sayısı konusunda yanlışlıklara değinmek için araya girmeye çalışan Murat Belge’nin lafına itibar etmek ne kadar doğru olur, bilmem. Çünkü bu zat da bir Ermeni rejisörün eşiyle kahve içerken görülmüştür.

* * *

Aslında Türklerin Ermenileri değil, Ermenilerin Türkleri öldürdükleri hemen hemen kesine yakın anlaşılmışsa da, Agos gazetesi yazarı Hırant Dink’in itirazları da dikkate alınarak ‘fifty-fifty’ üzerinde uzlaşılmıştır..

Bu arada sabrımız taşmış ve zorunlu göç kaçınılmaz olmuştur. Enver Paşa Talat Paşa’ya gönderdiği yazıda

-Ermenileri tehcir edelim ama gönderirken dikkatli olalım Paşam, bir zarar görmesinler. İleride bize soykırım iftirası atabilirler…şeklinde uyardığı ileri sürülmüşse de, bu sırada Etyen Mahçupyan’ın mahçup mahçup gülümsemesi üzerine bu savdan vazgeçilmiştir.

Görüldüğü gibi ortada bir soykırım olmadığını kendimize ispat etmiş bulunuyoruz.

Aynı konuda bizi soykırımla ‘resmen’ suçlayan 90 ve ‘gayriresmi’ suçlayan geriye kalan ulusları da inandırabilirsek, bu işten sıyrılırız.

(Kısaltıldı)

Yorumlar kapatıldı.