İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bush, bir analizle neler söyledi…

Tülin Daloğlu

Bir deli bir kuyuya bir taş atmış, bin akıllı çıkaramamış misali… Nereden baksanız Ermeni soykırım iddiaları can sıkıcı. Washington’da katıldığım toplantılarda, hep aynı sorular var. ‘Neden şimdiye kadar arşivleriniz açık değildi?’ Veya, ‘Bu saatten sonra, soykırımın olmadığını nasıl ispatlayacaksınız?’ Haklı sorular. Geçmiş ve gelecek üzerine cevaplarım çok tatminkar değil, ama bugün neler olduğunu biliyorum. Gelin, sizle de Beyaz Saray açıklamasını iyi bir incelemeye alalım.

Başbakan Erdoğan, Beyaz Saray’dan beklediği daveti hala alamazken geçtiğimiz Pazar, Ermeni soykırım iddialarının 90’ıncı yıldönümüydü. Beyaz Saray’ın tam karşısında La Fayette Park’ta, Ermeni iddialarına karşı Türkler, Amerika’da ilk kez protesto amaçlı toplandılar. Sonra, Ermenistan Büyükelçiliği’ne yüründü. Hiç olaysız, medenice 300’ü aşkın Türk, Ermenilerin soykırım iddialarına, ‘itirazımız var,’ dedi. Kalabalık dağılıncaya kadar da Beyaz Saray açıklaması gelmedi.

Açıklama geldiğinde ise ilk tespit, ‘soykırım’ kelimesi yoktu. Ama, bu yılki detaylar başka hiçbir yılda da olmadı. ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde 1,5 milyon Ermeni’nin zorla göç ettirilmesi ve kitlesel şekilde öldürülmesini anıyoruz,’ diyen Bush, açıklamasında, Geçiş Dönemi Adaleti için Uluslararası Merkez’in (GDAUM) analizine yer verince kimi kafalar karıştı. Gerek yok. Bundan iyisi olamazdı. Detaylandıralım:

1 – GDAUM, ‘zorla göç’ ve ‘kitlesel öldürülmeleri’ soykırım unsurları olarak tanımlarken, soykırım diyebilmek için ‘niyetin’ ispatı gereklidir diyor.

2- GDAUM, zorla göç kararını veren Osmanlı yöneticilerinin, Ermenilerin çoğunun yolda öleceğini bilmesi gerektiği varsayımından, ‘niyetin’ de var olduğu sonucuna varıyor. Soykırımdır, diyor.

3 – Beyaz Saray’ın, ‘soykırımdır’ demeye en yaklaştığı anda, en uzaklaştığı anda aynı oluyor, çünkü giriş bölümünde GDAUM’un amacı, ‘hakikat veya tarih üzerine tavsiye vermek değildir,’ yazıyor. ‘Soykırımdır’ ifadesinin, ‘kesin yargı olmadığı’ belirtiliyor. Bush’un açıklamasında GDAUM’a atfen yapılan ‘son söz değildir’ ifadesi, bu hususa işaret ederken, Bush’un, Başbakan Erdoğan’ın, Ermenistan ve Türkiye’nin ortak komisyon oluşturmasına verdiği destek ise anlamlı. Bu noktada, Amerikan hukuk sisteminde, bir kişi suçlu bulununcaya kadar ‘masumdur’ ilkesinden hareketle, Beyaz Saray’ın, Türkiye’nin henüz ‘suçlu’ bulunmadığına dikkat çektiği yorumu yapılıyor.

4 – Dikkat! ‘GDAUM’un önceliği hukuki tavsiyede bulunmaktır,’ deniyor. Beyaz Saray’dan ilk kez bu konuyla ilgili hukuki bir sürece destek gelirken, özetle; soykırım dahi olsa Türkiye, tazminat veya toprak verme zorunluluğunda değildir. Türkiye’ye, BM Soykırım Antlaşması’nın hükümleri uygulanamaz, deniyor.

5 – Sonuç olarak, Beyaz Saray, Türkiye’ye, iddiaları ciddiye alarak kendi çözüm yolunu bulması için süre veriyor, ama ‘soykırım demeye ramak kaldığının’ mesajını vererek. Ermenilerin, yılların lobicilik birikimi ve bu ülkedeki oy potansiyelleri sonucu artan siyasi baskılarının, ülkenin akademi çevrelerince de kanıksanan ‘soykırım’ iddiaları karşısında Beyaz Saray, ‘hayır’ demeye devam için sorumluluğu Türkiye’nin kalesine atıyor.

6 – Soykırımı ‘manen’ kabullenmek zor dahi olsa, ‘maddi sorumluluk’ olarak kabullenmek daha zordur. Geldiğimiz noktada takdirle karşılamamız gerekir ki Bush, pro-aktif davranarak, Ermenilere, özellikle bu yıl hiç beklemedikleri bir tarzda rest çekmiştir.

İşte bu mesajlar, Amerika’daki Ermenileri şoka uğrattı! Ermeniler, ‘soykırım’ iddialarının tartışılacak yanı olmadığında diretirlerken, ılımlı Amerikan Ermeni Asamblesi’nin icra direktörü Bryan Ardouny, ‘Tarihi kayaçolup yeniden gözden geçirmeyi gerektirmiyor. Ankara’ngiriBush Yönetimi’nce teedilmemesi gerekiyordu’ diye ifade etti. Bush, Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA)’nın Dr. Alfred de Zayas tarafından yazılan ve malum, Türkiye’den tazminat ve toprak istenmesini savunan yasal analize de ‘resmen katılmadığını’ açıklamış oldu.

Bu fırsatı iyi kullanmak şart. Şakası kalmadı!

Yorumlar kapatıldı.