The Economist dergisi tarafından Çırağan Sarayı’nda düzenlenen ‘AB Yolunda Türkiye’ konulu konferansta konuşan Başbakan Erdoğan, 17 Aralık Zirvesi’nden sonra ‘Ankara rehavete kapıldı’ eleştirisini reddetti. ‘Rehavet varsa karşı tarafta var’ diyen Erdoğan, uygulamadakı münferit olayların genele yayılmaması gerektiğini vurguladı. Erdoğan, ekonomi, dış politika ve siyaset alanında yaptıkları reformları ‘sessiz devrime’ benzetti. Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Tayyip Erdoğan, Ermeni soykırımı iddialarını sert bir dille yanıtladı. Devlet arşivlerini açtıklarını hatırlatan Başbakan, şunları söyledi: ‘Ermeniler de devlet arşivlerini açsınlar. Varsa diğer üçüncü ülkeler de gelsinler gerçekleri açıklasınlar. Bu tarihle yüzleşmek anlamına geliyorsa biz tarihle yüzleşmeye hazırız. Herkes bildiğini saklamadan gerçekleri ortaya koysun. Böyle lobilerle, ayak oyunlarıyla bir ülkenin geçmişini karalamaya kimsenin hakkı yoktur. Bu yolla dünyayı kine ve nefrete sürüklemek kimseye bir fayda getirmez. Açık yüreklilikle bütün gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz.’
Model ülke Türkiye
Başbakan Erdoğan, laik ve demokratik Türkiye’nin bölgesinde iyi bir model olarak gösterildiğine dikkati çekti. Oturum Başkanı The Economist Corporate Network 1. Başkan Yardımcısı Daniel Thorniley’in konuşmasına atıfta bulunan Erdoğan, AKP kurulurken bazı Avrupalı dostlarının ‘Müslüman Demokrat Parti’ olarak kurulması tavsiyesini ilettiklerini anlattıktan sonra şöyle devam etti:
‘Muhafazakar demokratız’
‘Bu konuda hassas olduk. Müslüman Demokrat Parti kurmayı dinin istismarı olarak algıladık. Kabul etmedik. Müslüman ve demokrat kavramlarını yan yana koymadık. Çünkü laik ve demokratik bir ülkeyiz. Hıristiyan Demokrat Partili dostlarımız dediler ki, ‘Biz Hıristiyanlığı istismar mı ediyoruz?’ Ben de ‘Onu siz düşünün biz bu olaya böyle bakıyoruz’ dedim.’ Tayyip Erdoğan, ‘Peki biz ne istiyoruz?’ diye sorduktan sonra yanıtını da kendisi verdi: ‘Gelin birlikte dünyada farklı kültürleri kucaklayan bir AB kuralım. Medeniyetler çatışması tehlikesini ortadan kaldıralım. Bizi kabul etmezseniz ülkemize döner Kophenhag Kriterleri yerine Ankara Kriterleri’ni getiririz ve yolumuza devam ederiz. Türkiye’nin saygınlığına da asla gölge düşürmeyi arzu etmeyiz. Bu bakımdan partimizin adını Müslüman demokrat değil, muhafazakar demokratlar sınıfına koymayı uygun gördük ve bu yola da böyle çıktık.”
Yavuz RENÇBERLER / İSTANBUL
Yorumlar kapatıldı.