İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Neden bizim de lobimiz yok? (2)

Abbas Güçlü

Ülkemizin tanıtımı için misyoner gibi çalışacak, haklı davalarımızı tüm dünyaya haykıracak vatandaşlar, bir türlü yetiştiremiyoruz.

Türkiye sevdalıları yaratmak o kadar zor mu? Tıkanıklık nerede? Eğitim sistemimizde mi, devlet vatandaşlık ilişkilerimizde mi, genlerimizde mi yoksa beceriksizliğimizde mi?

Hepsi bir arada diyenler çoğunlukta. Dünkü yazdıklarıma, dünyanın dört bir yanından öylesine çok tepki geldi ki şaşırmamak elde değil. Hemen herkes artık bu konuda bir şeyler yapılmalı diyor ve bir kıvılcım bekliyor. Ankara, diğer kıvılcımlara çare ararken, böylesi bir kıvılcımı nasıl harekete geçirir, biraz da onu düşünmeli!..

Yurtiçinde gerçekleştiremediğimiz birlik ve bütünlüğümüzü, yurtdışında başarabilecek miyiz? Çok zor. Maalesef olmuyor, olmuyor, olmuyor.

Birlik ve bütünlüğümüzü ne zaman göstereceğiz. İlle de olağanüstü koşullar mı gerekiyor? Birbirimizin gözünü oymaktan vazgeçip yurtdışındaki Ermeni, Rum, Musevi, Kürt, Arap lobilerine karşı ne zaman propaganda atağına geçeceğiz?

Bu konuyu enine boyuna düşünme zamanı geldi de geçiyor. Tamam, devletiyle, milletiyle, siyasetçisi ve medyasıyla bu konuda çok başarılı olamadık. Ama artık bu aymazlığımıza dur diyelim.

Önümde çok sayıda elektronik mesaj var. Bir kısmını gelin birlikte okuyalım. Ve bu konuyu bir süre daha tartışmaya devam edelim: “Sadece Almanya’da üç milyon insanımız var. İsteseler sadece Almanya’yı değil tüm Avrupa’yı inletirler. Ama çıkalım da bunları organize edelim, bir çatı altında toplayalım, fikirlerine saygı duyalım diyen yok. Yıllarca inançları, fikirleri takip edildi. Birleşmeleri değil, bölünmeleri pekiştirildi. Bir an önce herkesin belli bir vizyona kilitlenmesi sağlanmalıdır. K. Yılmaz”

“Amerika’dan yazıyorum. Burada bir avuç arkadaş, ilk defa bu sene 24 Nisan’da Beyaz Saray önünde saat 14.00’te Ermenilerin iddialarının yalan olduğunu haykırmak ve gerçeklere dikkat çekmek için protesto mitingi düzenlediler. Bunun için de çevre eyaletlerden otobüslerle insan getirmeye çalışıyorlar. Geçtiğimiz hafta bu amaçla balo düzenlendi. 45 kişi katıldı. 500 dolar zor toplandı. ABD’deki tuzu kuru Türkler bu işlere katılmıyor, desteklemiyor. F. Temiz ”

“8 yaşındaki oğlum şu anda hem İngiliz hem de Arjantin vatandaşı ama Türk vatandaşı değil. Babası bal gibi Türk ama o değil. Ne zaman olacak ben de bilmiyorum. Belki bizlere Türk elçilikleri insanca muamele yaptığı zaman. A. Ekinci”

“Avustralya’dan yazıyorum. Dünkü yazınızda yurtdışında yaşayan sağduyulu vatandaşların yarasına parmak bastınız. Tespitleriniz doğru. Neden lobimiz yok sorusuna gelince: Türk derneklerinin çoğu iyi yönetilmiyor. Siyasi gruplaşmalar var. Diplomatlarımız, vatandaşlarımızın çok uzağında. İngilizce bilenlerimizin sayısı az. S. Özalap”

“Fransa’da çevremizdeki Türklerden ve temsilciliklerimizden sadece köstek gördük. Ülkemiz, bize verdiği diplomaların arkasında durmadı. Türkiye’ye geldiğimizde yolunacak kaz olarak görüldük. Çocuklarımız anadilini öğrensin diye uydu anten taktık, gelin-kaynana ve televole programlarının saldırısına uğradık. Peki ne oldu? Fransız vatandaşı olduk. Fransa bedavadan bir elektronik mühendisi ve bir hemşire kazandı. Bu durumda kim bize niye Fransa’da niye lobicilik yapmıyorsunuz diye hesap sorabilir ki? S. Caha”

“ABD’nin önemli üniversitelerinde her kampusta 5-10 öğretim üyesi ve 100-200 Türk doktora öğrencisi var. Bu arkadaşlar Türkiye için önemli bir tanıtım fırsatı. Ama Dışişleri bunun hiç farkına varamadı! C. Camcı”

“Türkiye’nin her yıl milyonlarca dolar ödediği lobi şirketleri var. Bu şirketler, Amerika’ya gelen milletvekili ve bakanları karşılayıp vakit geçirmelerinin dışında ne yapıyorlar? Y. Oran”

Özetin özeti: Nereye gidiyoruz?..

Yorumlar kapatıldı.