Murat Yetkin
İsrail, ABD’de 24 Nisan’da ele alınacak soykırım tasarısına karşı Türkiye’nin yanında
İsrail’le Türkiye arsındaki ilişkiler son iki ay içinde atılan karşılıklı adımlarla adeta bahar havası yaşamaya başladı. Geçen yıl bu zamanlar, İsrail güvenlik kuvvetlerinin Refah’taki Filistin mülteci kampına yürüttüğü operasyon sonrası Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkililerinin ortaya koyduğu tepkiler nedeniyle gerilen ve Türkiye’nin ABD ile ilişkilerine de olumsuz yansıyan gerilim yerini yumuşama ve işbirliğine bırakıyor.
Başbakan Erdoğan’ın önceki gün İsrail Başbakanı Ariel Şaron’u telefonla araması bu atmosferin varlığına son örnek oldu. Bilgilerimize göre Erdoğan, Şaron ile görüşmek için bir gün önceden girişimde bulunuyor. Ancak Şaron’un, ABD Başkanı George Bush ile yaptığı görüşmeden dönüş programı nedeniyle görüşme cuma günü gerçekleşiyor. Erdoğan görüşmede 1-2 Mayıs tarihlerinde İsrail’e yapacağı ziyaretin ilişkilere katkı yapmasını umduğunu söylüyor. Ayrıca Şaron’un fanatik Yahudi grupların Harem-üş-Şerif’e girerek Filistinlileri tahrik edecek yeni bir olaylar dizisi başlatmasına engel olduğu için teşekkür ediyor. Şaron da Erdoğan’ı benzer hislerle beklediklerini söylüyor ve ziyaret programında olmadığı halde, evinde çok dar katılımlı bir akşam yemeğine davet ediyor.
Bu samimiyet birdenbire ortaya çıkmış değil.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İsrail ziyareti, Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat’ın vefatı ardından yerine geçen Mahmud Abbas’ın ilk dış ziyaretini Ankara’ya yapması, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in, İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerin yaptığı Yahudi soykırımını anma törenleri için İsrail’e gidişi gibi gelişmeler Erdoğan-Şaron görüşmesinin zemininin hazırlanmasında pay sahibi oldu.
Örneğin, Şaron’un ABD Başkanı’nı görmesinden hemen önce İsrail’den ABD’ye (ABD’deki Yahudi kuruluşları dahil) birkaç kanaldan giden bir mesaj, Ankara’nın dört taraftan kuşatılmışlık duygusundan biraz olsun sıyrılmasını sağladı. Bu mesajda, 24 Nisan’da ABD Kongresi’nin gündemine gelmesi öngörülen ve Ermenilerin soykırım iddialarının kabul edilmesi tasarısının kabulünün (Türkiye’nin olduğu gibi) İsrail’in de çıkarlarına uygun olmadığı söyleniyordu. Aslında İsrail ve ABD’deki Yahudi kuruluşları bunu her sene yapıyordu. Ancak geçtiğimiz sene boyunca Türkiye ve İsrail arsında zaman zaman sertleşen rüzgârlar nedeniyle, bu yıl desteğin verilmeyeceği yorumları yapılıyordu..
Erdoğan’ın ziyareti öncesi, yalnızca Türkİsrail ilişkilerinin değil, Türk-Filistin ve İsrail-Filistin ilişkilerinin düzeyini de yükseltmesi beklenen bir başka gelişme daha planlanmış durumda.
Filistin ve İsrailli işadamları, ikinci intifadanın başladığı 2000 yılından bu yana ilk kez 27 Nisan’da Ankara’da bir araya gelecek. Ancak bu buluşmanın öncekilerden farklı niteliği var. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) girişimiyle, ilk kez Filistin ve İsrail işadamları örgütleri bir araya gelecek, Türk işadamları ile sanayi, finans ve hizmetler sektörlerinde ortak yatırım imkânları arayacaklar. Filistin yönetimi arasında çıkan bir uyuşmazlık nedeniyle bir ara yapılmama tehlikesi beliren toplantı, TOBB yetkililerinin devreye girmesi ve Erdoğan’ın Abbas’a telefon etmesiyle gerçekleşebilecek. Toplantının, Filistin tarafının ilginç bir talebi üzerine, Yahudilerin Hamursuz Bayramı’nın kutlanacağı 27 Nisan için önerilmesi ve İsraillilerin de bunu kabul etmesi, tarafların işbirliği için uzlaşmaya hazır olmalarının göstergesi sayılıyor.
Özellikle İsrail yönetiminin önem verdiği ve ABD’ye “Türkiye ile siyasi diyalog sorunumuz kalmadı” mesajı göndermesini sağlayacağı anlaşılan bir konu daha var. Şaron, tıpkı Bush, Blair, Schröder ve Putin ile olduğu gibi, Erdoğan ile de arasında bir ‘kırmız hat’ olmasını istiyor. Böylece, ortaya çıkan sorunların en kısa sürede iki ülke başbakanları arasında görüşülerek, yanlış anlamalara meydan verilmeyecek bir diyalog ortamının kurulabileceği düşünülüyor. Hem bu konu, hem de benzeri bir hattın Türkiye ile Filistin yönetimi arasında da kurulabilmesi için görüşmelerin Erdoğan’ın İsrail ve Filistin’e yapacağı ziyarette gündemde olması bekleniyor.
Erdoğan’ın gezisi sırasında İsrail ile bir de araştırma geliştirme anlaşması imzalanacak. Bu Türkiye’nin Avrupa Birliği bilimsel fonlarına ulaşabilmesi için yeni bir imkân sağlayacak. Proje temelinde verilen ve AB süreci dışında bir ülke ile de işbirliği öngören bu fon ve kredilerden Türkiye (aidat ödediği halde, yeterince proje üretemediği için) yararlanmıyor. İsrail bilimsel araştırma ve geliştirmeye en fazla bütçe ayıran ülkeler arasında yer alıyor.
Yorumlar kapatıldı.