İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırımı iddiaları ve Oskanyan Efendi!

Erhan Başyurt

Ermeni soykırımı iddiaları, yeniden gündemde. 90 yıldır taraflı bir propagandanın ürünü olarak Türkiye, haksız bir karalamaya maruz bırakılıyor.

Haksız diyorum; çünkü Ermeniler hukuki yollara dair ellerindeki hiçbir imkanı kullanmıyor, sadece siyasi olarak Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor.

Türkiye, maalesef uzun yıllar gerçekleri ortaya çıkarmayı ihmal etti. Zaman zaman yapılan çıkışlar da sönük kaldı. İlk kez tam bir devlet ciddiyeti ile iktidarı, muhalefeti ve Meclis’i tek bir ses olarak asılsız iddialara meydan okuyor. Bundan önce de benzer girişimler olmuş, ancak ya diplomatlar ya da bilim adamları tek başlarına girişimlerde bulunmuşlardı.

Türkiye bu kez Osmanlı ve Genelkurmay arşivlerini de açarak, Türk ve Ermeni tarihçilerden oluşan bir komisyonu konuyu etraflıca araştırmaya davet ediyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan’a ‘tarihçiler komisyonu’ kurulması için çağrıda bulunan bir mektup gönderiyor. TBMM de, soykırımı iddialarına dayanak oluşturan Mavi Kitap isimli Arnold Tonybee’ye ait eserin propaganda ürünü olduğunu, kitabı yayınlayan İngiliz Avam Kamarası’na mektup yazarak açıklamasını istiyor.

Tonybee, kitabın propaganda ürünü olduğunu kendisi de itiraf ediyor. İngilizler benzer bir kitabı, Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlar için de hazırlıyor. Sebep; uluslararası kamuoyunda Türkiye ve Almanya’yı zor durumda bırakmak, ABD’nin savaş boyunca desteğini arkasına almak ve Osmanlı’nın parçalanmasına zemin hazırlayıp Anadolu’da iki Ermeni devleti kurmak.

Türk Tarih Kurumu’nda Ermeni meselesi üzerine araştırmalar yapan Prof. Dr. Hikmet Özdemir, Aksiyon Dergisi’nin son sayısında yayınlanan röportajında, İngilizlerin daha savaş başlamadan 1914’te İzmir’i Yunanlılara veren, Çukurova’da Ermeni Kilikya Krallığı, Van ve çevresinde de Ermeni Cumhuriyeti olmak üzere iki devleti öngören haritalar hazırladıklarını belgeleri ile ortaya koyuyor. Rusların da Doğu Anadolu’da Ermenileri kışkırttıkları bir gerçek.

Ermenilerin ulusçuluk akımlarının etkisi ve dış desteklerle yüzyılın başında arayışa girdikleri, birçok ayaklanmaya girişip, çok sayıda Müslüman’ı katlettikleri, askerî sevkıyatları engellemeye yönelik sabotajlar yaptıkları da aynı şekilde biliniyor. Bütün bunların neticesinde Osmanlı devleti, Ermenileri geçici olarak zorunlu iskâna tabi tutuyor. 1915’te gerçekleşen ve ‘tehcir’ olarak bilinen bu uygulama, ABD ve Sovyetler başta olmak üzere dünyada birçok ülke tarafından da icra edilmiş. Tehcir sırasında birçok insanın hayatını kaybettiği, çetelerin intikam saldırıları ve salgın hastalıklar sebebiyle büyük dramlar yaşandığı doğru. Ancak, aynı dönemde salgın hastalıklardan hayatını kaybeden Osmanlı askerlerinin sayısının 400 bini aştığı, ihmali görülenlerin de hükümet tarafından yargılanıp cezalandırıldıkları dikkate alınırsa, yaşanan trajedinin kasıt değil bir çaresizlik eseri olduğu görülüyor.

Erdoğan ve Meclis’in yaptığı çağrılar bu sebeple çok önemli. Soykırımını doğrulayacak delillerden yoksun Ermeniler, bu girişimlerden rahatsız. Nitekim Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, Mediamax ajansına, “Türkiye, sadece saygısızca kendi tarihini yeni baştan yazmaya çalışmıyor, aynı zamanda başka ülkeleri de buna yöneltmeye uğraşıyor.” değerlendirmesinde bulunmuş.

Karabağ’da etnik temizlik yapıp, bir milyona yakın Azeri’yi de topraklarından süren Ermenistan, tarihçiler komisyonu kurulmasına, Ermenistan devlet ve Taşnak Partisi arşivlerinin de açılmasına neden karşı çıkıyor? Çünkü, Ermenilerin Osmanlı’yı İngiliz ve Ruslarla işbirliği içinde arkadan hançerledikleri, Osmanlı’nın tehcir uygulamasının da soykırımı değil, tedbir olduğunun ortaya çıkmasından endişe ediyorlar.

Zaten aksi söz konusu olsaydı, Oskanyan Efendi boşuna nefesini tüketmez, elindeki belgelerle ülke olarak Lahey Adalet Divanı’na tek taraflı başvurma hakkını kullanırdı.

Yorumlar kapatıldı.