İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Erdoğan’ın Koçaryan’a gereksiz jesti

Tufan TÜRENÇ

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan’a mektup yollaması, hem politika hem de zamanlama açısından yanlıştı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bütün dünyaya yapacağı çağrıyı beklemeden Başbakan’ın Ermenistan’a önerilerde bulunması gereksizdi.

Nitekim Dışişleri Bakanı Gül’ün, Başbakan’ın gönderdiği mektubu Meclis’te açıkladığı gün, Ermenistan Dışişleri Bakanı Oskanyan, Başbakan’ın önerisini terbiyesiz bir üslupla reddetti.

Türkiye’nin girişimlerini ‘Utanmazlık’ olarak yorumlama küstahlığını gösteren Ermenistan’a sanırım hükümet gereken yanıtı verir.

İktidar, hemen her konuda ‘Ben yapayım’ aceleciliği içinde bu tip akıl almaz hatalar yapıyor.

Mektup olayının nedeni de Meclis’in tarihi girişiminin CHP öncülüğünde yapılmasının kompleksinden başka bir şey değil.

Oysa bu bir ulusal harekettir. Buna şu parti, bu parti meselesi olarak bakmak sığ ve kısır bir siyasi yaklaşımdır.

Ve getirdiği sonuç ortadadır.

Türkiye, Ermenistan tarafından terbiyesizce refüze edilmiştir.

* * *

Meclis’in hem dünyaya açıkladığı bildiri, hem de İngiliz Lordlar ve Avam Kamaraları’na gönderdiği mektup gerçekten de tarihi bir olaydır.

Bildiriyi, girişimin fikir babası CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ hazırladı.

CHP yetkili kurullarının onayladığı bildiri Dışişleri Bakanlığı’na gönderildi. Orada bir iki değişiklik yapıldıktan sonra hükümete sunuldu.

AKP ile CHP’nin ortak kararıyla Meclis’e getirildi ve bildiri kesinleşerek dünyaya açıklandı.

Bildiri öz olarak dünya parlamentolarına ve kamuoylarına şu çağrıyı yapıyor:

‘Türkiye ile Ermenistan arasında iyi ilişkilerin kurulabilmesi için iki ülkenin aralarındaki kemikleşmiş görüşleri aşarak belli bir tarih perspektifinde buluşmaları sağlanmalıdır. Bu yapılmazsa gelecek nesillere miras olarak kin ve düşmanlıklar bırakılır.’

Bu çok önemli ve gerçekçi tespitten sonra bütün dünya ülkelerine şu çağrıda bulunuluyor:

‘Eğer iki ülke arasında barışa katkıda bulunmak istiyorsanız bu öneriye destek verin.’

* * *

İkinci girişim, İngiliz Lordlar ve Avam Kamaraları’na ‘Mavi Kitap’la ilgili mektup gönderilmesidir.

Çünkü ‘Mavi Kitap’ Ermeni iddialarının halen en güçlü dayanağıdır.

Şükrü Elekdağ, Ermenilerin dayandığı 3 kaynak olduğunu söylüyor.

Birincisi Talat Paşa’nın telgrafları… Bunların yayınlandığı kitap önemini yitirdi; çünkü bu telgrafların sahte olduğu kanıtlandı.

İkinci kaynak, 1914-16 yılları arasında İstanbul’da görev yapan Amerikan Büyükelçisi Morgenthau’nun yazdığı ‘Büyükelçi Morgenthau’nun Hikáyesi’ adlı kitap.

Bu kitapta, büyükelçi tarafından Washington’a gönderilen raporların uydurma olduğu Princeton Üniversitesi profesörlerinden Heath Lowry tarafından ortaya çıkarıldı.

Prof. Lowry, Büyükelçi Morgenthau tarafından gönderilen Washington arşivlerindeki raporlar ile kitabına koyduğu raporların ve bilgilerin çeliştiğini ‘Büyükelçi Morgenthau Hikáyelerinin Perde Arkası’ adlı kitabında sergiledi.

Üçüncü kaynak ise ‘Mavi Kitap’.

Ermenilerin bugünkü tek dayanağı. Oysa onun da sahte bilgiler içeren bir propaganda kitabı olduğu biliniyor.

Çok ilginç bir öyküsü var. Onu da yarın anlatacağım.

Yorumlar kapatıldı.