10 Nisan 2005 Pazar
Sefa Koyuncu
İSTANBUL – Ermenilerin, 1905’te Sultan Abdülhamid Han’a düzenledikleri Yıldız Suikastı ile, tören sırasında bombalı araçla terörist saldırı metodunun dünyadaki ilk örneğini verdikleri belirlendi. Abdülhamid Han, “Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurulmasına izin vermektense ölmeyi tercih ederim” sözleriyle Ermenilerin, “Şehid kanıyla sulanan Filistin toprağı para ile satılmaz” duruşuyla da Yahudilerin hedefi haline gelmişti. 1920’lerde Talat, Cemal ve Said Halim Paşaları silahlı suikast metoduyla katleden Ermenilerin, uzun bir hazırlık ve toparlanma döneminden sonra, 1965’te tekrar terör metoduna döndükleri kaydedildi. Araştırmalar, 1970’li yıllarda Ermenilerin terör örgütü ASALA’yla yeniden sahneye çıktığını, 1984’e kadar dünyanın değişik ülkelerinde düzenledikleri terörist saldırılarda, 42 Türk diplomatını öldürdüklerini ortaya koydu. Ermenistan’ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu (ASALA), Avrupa ve doğu ülkeleri ile Suriye ve Lübnan’da üsler edinerek, Kıbrıs Rumları ve Yunanistan’ın da desteğiyle terörist eylemlerini gerçekleştirdi.
Milletlerarası çete
ASALA’nın silahlı ve bombalı saldırılarına uluslararası kamuoyundan tepki gelmesi üzerine 1980’li yıllarda taktik değiştiren Ermeni terör örgütlerinin, PKK terör örgütü ile iş birliğine girdiği belirlendi. Bölücü terör örgütü PKK’nın, 21-28 Nisan 1980 tarihini “Kızıl Hafta” olarak ilan ettiği ve 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak anarak, toplantılar yapmaya başladığı bildirildi. 8 Nisan 1980’de Lübnan’ın Sidon şehrinde PKK ve ASALA terör örgütleri, ortak basın toplantısı düzenlediler ve toplantı sonucu bir deklarasyon yayınladılar. Toplantı akabinde, 9 Kasım 1980’de Strazburg Türk Başkonsolosluğu’na, 19 Kasım 1980’de ise Roma Türk Hava Yolları bürosuna yönelik olarak düzenlenen saldırılar, PKK ve ASALA terör örgütleri tarafından ortaklaşa üstlenildi. Ancak bu olayların tepki çekmesi üzerine ilişkilerin illegal alanda gizli olarak sürdürülmesinin kararlaştırıldığı kaydedildi.
İç savaş peşindeydiler
Öte yandan, Ermeni Yazarlar Birliği’nin, Bölücü terörist Abdullah Öcalan’ı, “Büyük Ermenistan hayali fikrine olan katkılarından dolayı” onur üyeliğine seçtiği öğrenildi. Ermeni Halk Hareketi’nin bünyesinde, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi bir Kürdistan Komitesi de oluşturuldu. 6- 9 Ocak 1993 tarihlerinde Beyrut’taki iki ayrı kilisede düzenlenen ve Lübnan Ermeni Ortodoks Başpiskoposu ve Ermeni parti yetkilileri ile 150 gencin katıldığı toplantılarda ise, Türk güvenlik güçlerinin PKK terör örgütü ile yaptığı mücadele kastedilerek; Türkiye’de iç savaşın devam edeceği ve Türk ekonomisinin sıfır noktasına gelerek, vatandaşların devlete baş kaldıracaklarının dile getirildiği kaydedildi. Bu kargaşa sırasında Türkiye’nin bölünerek bir Kürt devleti kurulacağı, Ermenilerin Kürtlerle olan ilişkilerini iyi bir şekilde yürütmeleri ve Kürtlerin mücadelelerini desteklemeleri gerektiği konularının masaya yatırıldığı belirlendi.
Bombayı Joris ayarladı
Anadolu’nun bölünmesinde en büyük engel olarak gördükleri Abdülhamid’i öldürmeye karar veren Ermeniler, Belçikalı terörist Edouard Joris’le anlaştı. Saatli bomba yapıp patlatmada uzman olan Joris’i büyük miktarda para karşılığında ikna ederek İstanbul’a getirdiler. Başarısız suikast teşebbüsünden sonra Joris, idama mahkum edildi. Joris’i affeden Sultan Abdülhamid, 500 lira ihsan ederek, kendisini ajan olarak Avrupa’ya gönderdi. Boris, Avrupa’da Osmanlı Devleti aleyhine yapılan bütün komplo ve propagandaları Abdülhamid Han’a bildirdi.
Ermeni gazeteci-yazar Dabağyan: Sakın oyuna gelmeyelim
Türkiye’de 40 yıldır gazetecilik yapan Ermeni asıllı Levan Panas Dabağyan, “Tarih boyunca sergilenen oyunlar tekrar sahneye konulmak isteniyor” dedi
İSTANBUL – Aydınlar Ocağı tarafından düzenlenen “Ermeni sorunu nedir ve nasıl çözülür” konulu panele İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal, Prof. Dr. Abdülkadir Donuk ve çok sayıda davetli katıldı. Yoğun ilgi yüzünden panelin gerçekleştiği Süleymaniye Kültür Merkezi’nde dinleyiciler ayakta kaldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal, “Tarih boyunca çok değişik bölgelerde soykırıma uğrayan ve eritilen Türkler olmuştur” diye konuştu.
Vatanım Türkiye
Türkiye’de 40 yıldır gazetecilik yapan Ermeni gazeteci yazar Levan Panas Dabağyan, Ermeni soykırımı iddialarını şiddetle reddettiğini söyledi. Dabağyan, “Türkiye’deki Ermeniler şamar oğlanına dönmüştür. Bunu yapanlar Türkler değildir. Bunu yapanlar bizi her zaman tahrik eden dış güçlerdir. Soykırımı iddialarını yayanlar Ermeniler değildir. Ermenilerin yanında gibi görünen ne olduğu kim olduğu belli olmayan kişilerdir. Biz Osmanlıyız. Hiç değişmedik. Ben Türk vatandaşıyım. Ben bir Türk ailenin yanında yaşadığım için hayatta kalabildim” diye konuştu. “Benim vatanım Türkiye’dir” diyen Dabağyan, “Bizi dışlamayın bizim gidecek başka bir vatanımız yok. Ben gerçek bir Türk milliyetçisiyim. Ben Türkiye’nin ekmeğini yiyip suyunu içiyorum. Nasıl, ‘Türk değilim’ diyebilirim. Bu bayrak için her zaman ölmeye hazırım” şeklinde konuştu. Türkiye üzerinde çok karanlık oyunlar oynandığını ifade eden Dabağyan, “Ermenistan Dışişleri Bakanı bile soykırımı kabul etmemiş, savaş şartlarında her iki taraftan da kayıplar verildiğini söylemiştir. Türkler ve Ermeniler oturup tarihte yaşananları açıkça ortaya koymalı ve bu konuya kalıcı barışçıl bir çözüm bulmalıdır. Yoksa tarih boyunca sergilenen oyunlar yeniden sahneye konularak dost olan bu iki milleti yine birbirine kırdırmaya çalışılacaktır” dedi.
Cemil Yıldız
Yorumlar kapatıldı.