İsmet Giritli
09 Nisan 2005 Cumartesi
18 Mart 2005 tarihli ‘Milliyet’ gazetesinin de baş sayfasında yayınlanan ‘Washington’ mahreçli bir haberden Ermeni lobisinin ‘Soykırımın 90. Yıldönümü’ olduğunu öne sürdüğü 24 Nisandan önce, ABD Kongresine yeni bir tasarı sunmasının beklendiğini, bu nedenle Bush yönetiminin Türkiye’yi desteklemekte kullanacağı argümanların güçlendirilmesi için Türkiye’den yardım istediğini öğreniyoruz.
Eğer bu talebin esas amacı gerçekten Bush yönetiminin sözde Ermeni Soykırımı iddialarına karşı tavır takınmasında yönetiminin Kongreyi ‘İkna’ gücünü arttırmak ise, bu dostane talebi büyük memnuniyetle ve takdirle karşılıyor ve bu konudaki fikrimi özetlemek istiyorum: Bilindiği üzere, 290 milyon nufuslu ABD’de 750.000 kadar Ermeni asıllı Amerikan vatandaşı yaşamakta ve Ermeni lobisi yıllardan beri ABD Kongresinden Sözde Ermeni Soykırımını tanıyan bir karar çıkarma çabası içinde bulunurken, ABD başkanları Türkiye’nin önemini vurgulayarak, bu çabaları engellerken, Başkan Geroge W. Bush da 2001-2004 mesajlarında ‘Soykırım’ kelimesini kullanmamaktadır.
Kanaatimce, Bush yönetimi bu defa da Ermeni lobisinin Sözde Ermeni Soykırımının tanınması talebini samimi olarak engellemek isterse, bu konuda gerekli bilgiyi kolaylıkla elinin altında bulabilir. Şöyle ki; Amerikalı tarihçi Prof. Justin Mc. Carthy’nin, 1982’de Sözde Ermeni Soykırımı hakkında yayınladığı ve Ermeni iddialarını, kanıtları ile kökünden çürüten, ‘Ölüm ve Sürgün’ kitabını okuyabileceği gibi, aynı bilim adamının bu konuda 14 Eylül 2000 günü ABD Temsilciler Meclisinin Alt Komisyonunda yaptığı uzun konuşmayı okuyup tetkik edebilir.
Bunun gibi ve özellikle ABD Üniversitelerinde görev yapan ve her biri Türk, Osmanlı ve Orta Doğu araştırmaları uzmanı olan 69 akademisyenin ‘The New York Times’ gazetesinin 19 Mayıs 1985 tarihli sayısında yayınlanan raporu da ‘Ermeni Yalanı’ konusunda Bush yönetimini aydınlatabilir. Bu rapor, şu ibret verici ve yol gösterici sözlerle bitmektedir: “Tarihi devlet adamları ve politikacılar yapar. Bilim adamları ise yazar. Kongre, bu tasarıyı kabul ederse, bir tarihsel sorunda hangi tarafın doğru olduğuna yasa ile karar vermiş olacaktır. Böyle bir karar ise, hem dürüst tarihi araştırmalara zarar verir hem de Amerikan yasama süreceninin güvenilirliğini sarsar…”
Bundan başka, bu yılın Şubat ayı içinde Lüksemburg’daki AB’nin yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı’nın (ECJ) Sözde Ermeni Soykırımı iddialarını ‘Siyasi bir konu olduğu ve hukuki bağlayıcılığı olmadığı’ gerekçesi ile reddeden kararının, ‘Sözde Ermeni Soykırımı’ iddiaları yönünden herkes için çok önemli bir ‘Emsal’ oluşturduğunu ve oluşturması gerektiğini düşünüyorum. Avrupa Adalet Divanı bu kararı ile, Sözde Ermeni Soykırımını kullanarak Türkiye’nin AB üyeliğinin önünü kesmek isteyenlere karşı net bir cevap verdiği gibi, Sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili 1987 Avrupa Parlamentosu Kararının sadece siyasi nitelik taşıdığını hukuki alanda ise geçersiz olduğunu da ortaya koymuş bulunmaktadır.
Bu nedenle, Türk Kamuoyunun birçok kesimleri; ABD’nin, 24 Nisan 2005’te Sözde Soykırımın 90. yıldönümü dolayısıyla takınacağı tavır ve sergileyeceği davranışı merakla beklemektedir.
Yorumlar kapatıldı.