Ruhat Mengi
Ermeni ve Müslüman Türk okurlarımdan mektup ve telefon yağıyor. Hepsi kendi ailelerinin; anne, baba, büyükanne ve büyükbabaların anlattığı “yaşanmış olaylar “ı aktarıyorlar. Zaman zaman bunlara köşemde yer vereceğim.
Ama öncelikle Hırant Dink’in Sah günü (dün) Hürriyet’te çıkan konuşmasına değinmek istiyorum. Tekrarlayayım; bu konuda yazılanlar, yapılan açıklamalar Türk-Ermeni vatandaşlarımızı üzmemelidir. Zira konu “1915 ve öncesi” ile ilgili tarih… O tarihle ilgili, ama “tarihi doğru yansıtmayan”, suçlayıcı, soylarına “soykırım” yakıştırması yapan açıklamalara Türk-Müslüman vatandaşlar nasıl katlanıyor ve “üzülmemeye ama çözüm beklemeye” çalışıyorlarsa diğerleri de aynı şeyi yapmalı. Zira elbette, askere giden, vergisini veren, bu ülke için çalışan her vatandaş aynı konumda ve aynı saygınlıktadır. Zaten tarihte de “savaşın zorladığı koşullar” dışında iki ırk hep dostça yaşamıştır.
Hırant Dink; “Meseleye vicdan açısından baktığınız zaman her şey net olarak ortada zaten” dedikten sonra devam ediyor;
“Nedir? Türk tezine göre l milyon 200 bin insandan sonuçta 300 bin kişi kalmış mıdır? Bunun adını koyma yarışına gerek yok.”
Bu konuşmadan çıkan sonuç “sanki tehcirde 900 bin kişi öldürülmüş” sonucudur. Oysa tarihi belgelerin hiçbirinden böyle bir sonuç çıkarmak mümkün değildir.
Dün, Gündüz Aktan ile Hırant Dink’in “İddialarla ilgili olarak AB Uyum Komisyonu’na bilgi vereceklerini” duyduğum zaman nasıl bir açıklama yapacaklarını merak etmiştim. Hırant Dink, bu rakamlardan söz ettiyse onun açıklamasını da yapmalı bence.
Zira, o tarihte ölen Ermeni nüfusunun büyük çoğunluğunun tehcirde değil, çatışmalarda öldüğünü, tehcirde ölenlerin yüz binin altında olduğunu gösteriyor belgeler…
Devam edeceğiz…
Yorumlar kapatıldı.