Orhan Pamuk kitaplarını imha ettirmek isteyen kaymakama hükümet ve yayın dünyası tepki gösterirken ilçe halkı destek oldu. Sütçüler’de Orhan Pamuk avı yapıldı ama tek kitap bulunamadı
ANKARA – Orhan Pamuk’un tüm kitaplarının imha edilmesi talimatını veren Isparta’nın Sütçüler Kaymakamı Mustafa Altınpınar, hükümet üyelerinden yazar ve yayıncı örgütlerine kadar herkesten büyük tepki görüyor. İçişleri Bakanlığı, Altınpınar hakkında inceleme başlatırken, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, kimsenin böyle bir hakkı olmadığını belirterek, “Bırakın insanlar farklı şeyler söylesinler” dedi.
Kaymakamın verdiği talimatla yapılan araştırma sonucunda tek bir Orhan Pamuk romanına dahi sahip olmadığı anlaşılan Sütçüler ilçesi de kaymakamına sahip çıktı. Ahali, bulup da yakmak için kitap avına çıkarken Esnaf Odası başkanıda kaymakama destek mitingi düzenliyor.
Sütçüler’de miting yapılacak
Dün, Sütçüler hareketli bir gün geçirdi. Kaymakam Mustafa Altınpınar, makamında toplanan gazeteci ordusuna ayrıntılı bir açıklama yapmayı reddederken, kendine uzatılan mikrofona ‘Hiç pişman değilim, sizce yaptığım doğru değil mi?’ demekle yetindi. İlçe halkının büyük çoğunluğunun da benzer düşünceler içinde olduğu anlaşıldı. Üniversiteli bir kızın elinde bir adet ‘Kar’ romanı görüldüğünü duyan ahali harekete geçti. Kitabı ele geçirip imha etmek üzere tüm ilçeyi araştırsalar da sonuç alamadılar. Orhan Pamuk karşıtı ilçe halkı, Sütçüler Esnaf Odası Başkanı Muharrem Özsüt’ün önderliğinde 10 Nisan Pazar günü ‘Bayrak Mitingi’nde bir araya gelecek. Mitingde Orhan Pamuk’u protesto edeceklerini belirten Özsüt, eğer ‘bulunursa’ kitapların yakılacağını da söyledi. Tabii Kaymakam’ı haksız bulan Sütçülerliler de var, ama onların bir miting hazırlığı yok.
AKP’li Belediye Başkanı Hüseyin Müftüoğlu, kaymakamın talimatı üzerine belediye olarak araştırma yaptıklarını, fakat ‘ilçede Orhan Pamuk’un tek bir kitabının bile çıkmadığını’ açıkladı. Sütçüler Merkez İlköğretim Okulu öğretmeni 30 yaşındaki Oğuz Demiray da mülki amirine destek verdi. Demiray, “Nobel’e adaylık için böyle bir konuşma yaptığını düşünüyorum. Orhan Pamuk romanını yazsın, tarihle ilgilenmesin. Kaymakam isabetli bir karar vermiştir. Türkiye için örnek teşkil etmelidir” dedi.
Tek muhalif ve belki de en aklı başında açıklama ise bir üniversite öğrencisinden geldi. Daha önce ‘Benim Adım Kırmızı’yı okuduğunu söyleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Sütçüler Meslek Yüksekokulu Muhasebe Bölümü 2’inci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Nilay Aksu şöyle konuştu: “Kaymakamınki saçma bir yaklaşım. Ona katılmıyorum. Kaymakam önce ilçesine kitap getirtsin, kütüphane düzenlesin.”
Hüseyin Çelik kızdı
Kaymakamın kitap imha talimatına ilişkin haberler üzerine İçişleri Bakanlığı, Isparta Valiliği’nden konunun incelenmesini istedi. Valilik, Altınpınar’ın verdiği talimatın suç içerdiği kanaatine varırsa kaymakam hakkında soruşturma açılacak. Altınpınar’ın, söz konusu talimatı bakanlıktan gelen genelge üzerine verdiği yönündeki iddiası da İçişleri tarafından yalanlandı.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Sütçüler Kaymakamı’na şu sözlerle tepki gösterdi: “Biz bu ayıpları gecmişte yaşadık. Türkiye’de kitapların yakıldığı, yasak konulduğu dönemler oldu. Şimdi bir kitap eğer farklı kesimleri veya çocukları çok açık bir şekilde yanlışa yönlendiriyorsa, genel ahlaka aykırı ise buna karşı devlet gerekli tedbirleri alır. Bazı kitapların veya dergilerin bazı yerlerde satışına yasak konur. Ancak siz devlet görevlisi, bürokrat, mahalli veya merkezi otoriteye sahip biri olarak bir yazarın görüşüne katılmıyorsunuz diye böyle uygulamaya gitme hakkınız yoktur”.
“Aklından bu tür girişimler geçirenler varsa bence bunu yapmasın” uyarısında bulunan Hüseyin Çelik, Türkiye’nin dünyayla entegre olmaya çalıştığını belirterek, “Bırakın dünyayı AB’yi, bunu insanlık, demokrasi, çoğulculuk adına doğru bulmuyorum” dedi. Bakan Çelik sözlerini “Fikirlerin çarpışmasından gerçek dediğimiz şey çıkar. Eğer herkes aynı şeyi düşünürse dünya monoton olur” tespitiyle bitirdi.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi de ‘Irkçılık kitaplara yöneldi’ başlıklı bir bildiri yayımladı. Bildiride “Son günlerde belli bir merkezden desteklenen ve sürekli kışkırtılan ırkçılığın vardığı boyut endişe vericidir. Kitapların toplatıldığı, yakıldığı karanlık rejimlerden kalma alışkanlıkla alınan bu karar kaymakamın kişisel kararı olarak algılanamaz” dendi.
(Radikal, dha)
Özdemir İnce
Orhan Pamuk’un romancılığı hakkındaki görüşlerimi saklı tutuyorum. Kendisine politik demeçleri hakkında Hürriyet’teki sütunumda adını anarak, anmayarak, dolaylı ya da dolaysız eleştiriler yönelttim. Son olarak Ermeni ve Kürt soykırımları ile ilgili yorumlarını ‘çiğ’ buluyorum. Ama bu başka, bir mülki amirin kaymakam düzeyinde bir insanın hiçbir hukuki ve yasal dayanağı olmadan bir kitabı toplatmaya ve yok etmeye kalkışması başka. Isparta’da yaşanan durum son derece tehlikeli. Konuya valinin el koyması yetmez. Başka müeyyidelerin de uygulanması gerektiği kanısındayım.
Melih Aşık
Orhan Pamuk’u tarihte tartışmalı bir konuyu ayaküstü dillendirdiği için eleştirmiştim. Ancak peşinden ‘Susturun şu haini’ yollu kampanyalar başlatıldı. Ben de orada durdum. Bir yazarı eleştirmek başka, susturmaya veya kitaplarını yakmaya kalkışmak başka… Eleştirmek demokratik bir haktır, kitap yakmak faşizmin ta kendisidir. Sütçüler Kaymakamı’nın Radikal’e manşet olan talimatı ise kelimelerle ifade edilemeyecek kadar çağdışı bir davranış.
Cengiz Bektaş
(Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı)
Bir kaymakamın kendisinde böyle bir yetkiyi nasıl bulabildiğini ya da bu davranışın nasıl bir geride kalmışlık olduğunu anlamak mümkün değil. Tam anlamıyla Ortaçağ kafası. Bizim Türkiye Yazarlar Sendikası olarak tüm çabamız insanların istediği gibi düşünüp yazmakta serbest olması için. Arada böyle insanların çıkması bu çabaların hiç duraksız sürdürülmesi gerektiğini de ortaya koyuyor. Türkiye Yazarlar Sendikası yönetiminin ve yazar arkadaşlarımın bana katılacaklarını düşünüyor ve bu davranışı şiddetle kınıyor, ayıplıyorum.
Metin Celâl
(Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri)
Kaymakamın bu davranışı gösteriyor ki Türkiye’de henüz bir fikir özgürlüğü bilinci yerleşmemiş. Bir insan fikrini tartışamıyorsa, karşı bir argümanı yoksa kızdığı kişinin eserleriyle uğraşmaya başlıyor. Türkiye’de uğraşma da nedense imha etme, yok etme gibi garip yöntemlerle cereyan ediyor. Kaymakamın davranışı da tipik bir örnek. Bunu şiddetle kınıyoruz. Tartışacaklarsa fikirlerlerini tartışsınlar. Orhan Pamuk’un görüşlerini beğenmiyorlarsa kendi karşı görüşlerini söylesinler. Duyduğumuza göre vali müdahale etmiş. Onun için de münferit bir olay olarak görmek istiyoruz.
Üstün Akmen
(Türkiye Uluslararası PEN Başkanı)
Gerek yazar gerek fikir özgürlüğü açısından kaymakamın davranışını kınıyoruz. Türkiye’de yapılan bu kaçıncı imha etmek girişimi sayamadım, ama artık sonu gelmeli. Bir insanın, yazarın düşüncesini söylemesi asla suç değildir. Kitapların toplatılması kadar ilkel bir şey de düşünülemez. PEN olarak bu konuda ne yapabileceğimizi tartışacağımız bir toplantı düzenliyoruz.
Yorumlar kapatıldı.