Oktay Ekşi
NEYSE ki bir Prof. Justin McCarthy geldi de rahatladık. Ama rahatlarken aklımıza, ‘Bu aslında bizim davamız değil mi?’ sorusu galiba pek gelmedi. Şimdi halimiz belli:
Biz seyredeceğiz, Justin McCarthy bizim namımıza ‘Vallahi siz suçlu değilsiniz’ diye şehir şehir dolaşacak.
Üniversitelerde konferanslar verecek.
Daha da ilginci, suçlu olmadığımıza bizi inandırmak için sırtından ter damlayacak. Yine de biz -tarihçimiz, siyasetçimiz, gazetecimiz, yazarımız, çizerimiz- umursamayarak veya kuşkulu bakışlarla konuya yaklaşacağız.
Sonra da… Zaten eyaletlerinin 30 küsuru ‘Türkler Ermenileri kesti’ diye karar alan (böylece çoğunluğu Ermeni tezine angaje hale gelmiş bulunan) ABD Senatosu’ndan aleyhimize karar çıkmayacağına inanacağız. Veya öyle olsun diye dua edeceğiz.
Temsilciler Meclisi de ayrı problem.
Siz bu kafayla ve bu yaklaşımla başarıya ulaşacağımıza inanacak kadar saf mısınız?
Duyunca kulaklarımıza inanamadık:
Meğer TBMM tarafından bastırılan ‘Ermeni iddiaları’ ile ilgili bir kitabın 5000 (yazıyla beş bin) adedi, Meclis’in deposu mu, ambarı mı her ne diyorlarsa öyle bir yerine atılmış.
Bir başka örneği daha söylediler:
Hollanda’daki parlamenterlere ve aydınlara dağıtılmak üzere oradaki resmi görevliler Türkiye’den bu konuya ilişkin kitaplar istemişler.
Sonunda gönderilen kitaplara bakınca görmüşler ki İngilizce sadece 5 kitap var, ötekilerin tamamı Türkçe…
Söyleyin lütfen, bu kadar ahmak olunabilir mi?
Geçen gün bir TV yayınında Devlet Arşivleri Genel Müdürü’nün bu konuya ilişkin sorulara verdiği yanıtları izledik. Sayın Genel Müdür tarafsız olması gerektiğini unutmuş, forma giyip maça çıkmış futbolcu hırsı ve heyecanıyla hem ‘Gelsinler, arşivlerimizi incelesinler’ diyor, hem de ‘Arşivlerimizde Osmanlıların soykırım yaptığını gösterecek hiçbir belge yok’ diyordu.
Ne biliyorsun öyle bir belgenin olup olmadığını? Senin işin arşivleri inceleyecek olana tarafsız şekilde hizmet sunmak değil mi? Eğer görevini bu anlayışla yaparsan kim inanır oradaki -faraza- ‘soykırım yapılmış’ dedirtecek belgeyi ortadan kaldırmadığına?
Bu yanlışları herhalde Justin McCarthy de fark etmiş olmalı ki dostumuz Tufan Türenç sütununda dün Prof. McCarthy’nin ‘Ermeni iddiaları yalandır. Ortaya koydukları belgelerin tümü sahtedir. Bu iftiralara karşı mücadele etmelisiniz. Çünkü korkacağınız hiçbir şey yok. Ama itiraf etmeliyim ki mücadele edeceğiniz konusunda pek iyimser değilim’ dediğini yazıyordu.
Bilmiyoruz, maksadımızı nasıl anlatabiliriz. Ama görüyoruz ki ‘soykırım’ iftirasının üstesinden gelebilmek için memur bezginliği ile değil, savaş mantığıyla yani her yerde her olanağı kullanarak kavga vermemiz lazım. Yoksa bu mücadeleyi haksız olduğumuz için değil aptallık ettiğimiz için kaybederiz.
Yorumlar kapatıldı.