Özdemir İnce
ICTJ’nin, Ermeni olaylarının bir soykırım olduğunu açıklamasını yazar yeterli bulmuyor. Türklerin de bu gerçeği kabul etmeleri gerekiyor. Türkler bu gerçeği kabul etmeden uzlaşma mümkün değil.
Türkler, 1915 olaylarının Yahudi Soykırımı benzeri bir soykırım olduğunu kabul ettikleri zaman hem Türkler hem de Ermeniler özgürleşecekler.
Ermeni kökenli İngiliz yazar George Jerjian’ın ‘Gerçek Bizi Özgür Kılacak’ (Belge Yayınları, Şubat 2005) adlı kitabını yayınlanır yayınlanmaz okumuş ve kitap hakkında bir edebiyat dergisi ya da bir gazetenin kitap ekinde yazı yazmayı düşünmüştüm. Araya giren gündem zorunlulukları dolayısıyla yazamadım yazıyı.
Yazamadığım iyi olmuş, çünkü kitabın yayıncısı mahkemeye verildi. Yazıyı daha önce yazmış olsaydım epeyce canım sıkılırdı.
*
Okurken, yazarın barışçı ve uzlaşmacı iddialarının kitabın içerik ve üslubuyla çeliştiğini fark ettim. Bu canımı sıktı. Yayıncının sunu yazısındaki, ‘Bazılarının bunu naif bulacağını, ya da ardında bir şeyler arayacağını biliyoruz. Ama öyle olsun, bu katar yürümeye devam edecek’ cümlesi de canımı sıktı. Yani ‘İt ürür kervan yürür’ demek istiyor. Bir yayıncının, her kitabın ardında bir şeyler bulunduğunu, okur ve eleştirmenlerin o şey’i aramak zorunda olduğunu bilmemesi çok tuhaf.
*
İşte ben ‘Gerçek Bizi Özgür Kılacak’ın satırlarının arasındaki o şeyi arayacağım. Yazarın önsözde yazdığına göre, 2001 yılında, Türk ve Ermeni sivil toplum örgütleri temsilcileri tarafından kurulan Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu (Turkish Armenian Reconciliation Commission / TARC), Uluslararası Dönüşümlü Adalet Merkezi’nden (International Center for Transitional Justice / ICTJ), 1948 Soykırım Sözleşmesi’nin 1915 Ermeni olaylarına uygulanabilirliğine dair bir karar vermesini istemiş. Ve ICTJ, 4 Şubat 2003 tarihinde Ermeni olaylarının soykırım tanımına uygun olduğunu açıklamış.
Birleşmiş Milletler’in 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi soykırımı Yahudi Soykırımı’nı örnek alarak tanımlamıştır. Bu tanımla Ermeni olayları hiçbir noktada örtüşmemektedir. Ama ICTJ böyle bir karar almış. Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu’nun Türk üyelerinin ICTJ’nin bu kararından haberleri var mı, haberleri varsa ne yaptılar? Bunu merak ediyorum.
*
Hafiyelik yapmanın gereği yok. Çünkü yazar ağzındaki baklayı gizlemiyor:
‘Bu açıklama (ICTJ’nin açıklaması, Öİ) uzlaşma için yeterli olacak mı? Hayır. Ermeniler Türklerin soykırımı kabullenmesine yükledikleri yüksek beklentilerini yenmek, buna karşılık Türkler de lise müfredatlarının sınırlarını aşmak zorunda kalacaklar. Uzlaşma ancak gerçek dile getirildiğinde ve ateşkes ilan edildiğinde mümkün olacaktır. Tarihte olanlar geri alınmaz, ancak geçmişin tutsakları olmak zorunda değiliz. Gerçek, hem Ermenileri hem de Türkleri özgürleştirecektir.’
*
Yazarın sözcüklerini yorumlamak gerekmiyor. Açıkça yazıyor. Şimdi yazarın boş bıraktığı yerleri dolduralım:
ICTJ’nin, Ermeni olaylarının bir soykırım olduğunu açıklamasını yazar yeterli bulmuyor. Türklerin de bu gerçeği kabul etmeleri gerekiyor. Türkler bu gerçeği kabul etmeden uzlaşma mümkün değil. Türkler, 1915 olaylarının Yahudi Soykırımı benzeri bir soykırım olduğunu kabul ettikleri zaman hem Türkler hem de Ermeniler özgürleşecekler.
Tam anlamıyla çocuksu, naif bir mantık. Ermenistan’ın ‘Türkler 1915 soykırımını kabul etmeden görüşme masasına oturmayız’ demesine benziyor.
Türk-Ermeni görüşmeleri 1915 olaylarının bir soykırım olup olmadığını anlamak için yapılmayacak; Türkler soykırımı kabul edecekler ve bunun bedelini nasıl ödeyecekleri bu görüşmeler sırasında belirlenecek.
Durum böyle iken, Belge Yayınları ‘Gerçek Bizi Özgür Kılacak’ın, dokunaklı bir aile hikayesi ile Ermeni Soykırımı’nı hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde ispat eden argümanların güçlü bir bileşkesi olduğunu ileri sürüyor. Türkler, Ermeni iddialarını kabul edecekler, diyalog kurulacak ve ‘halkımızın alnına sürülen kara leke’ silinecek.
Benzersiz bir vicdan yoksunluğu!…
Yazarın dayılarına bir bakalım: Biri, Türkiye Cumhuriyeti’ni Ermeni soykırımını gizlemekle suçlayan Taner Akçam’ın (en suçlayıcı kitabı bir Ermeni kuruluşu olan Zoryan Enstitüsü tarafından yayındı) çalışmaları… Bir bilim adamından çok bir Ermeni tezleri militanına benzeyen Akçam’ın iddialarının kofluğu Mavi Kitap konusunda ortaya çıktı.
İkinci kanıt ise Türkçe konuşan bir ABD’li gazeteciden, ‘Türkiye’nin yaşaması için devletin ölmesi gerekiyor’ diyen Stephen Kinzer’den geliyor. Kinzer’in bu sabuklamasının üzerine balıklama atlayan George Jerjian bir kör kadı olarak hükmünü veriyor:
‘Devleti öldürmenin ve Türkiye’yi yaşatmanın anahtarı Ermeni soykırımının kabul edilmesinde ve uzlaşma aranmasında yatıyor. Bu, hem Türkleri hem de Ermenileri gerçeği savunma külfetinden kurtarıp özgürleştirecektir.’
*
Ve Türkler, özgürleşeyim derken, soykırım suçunu kabul etmiş olacaklar!.. Ey Türk! Hayali suçu kabul et ve uzlaş! Tanrım! İçeriden ve dışarıdan bu kadar mı budala görünüyor(lar)?
Yorumlar kapatıldı.