Fransız-Alman televizyonu ARTE’nin Türkiye muhabiri Ariane Bonzon, Avrupa televizyonlarının geçtiğimiz hafta İstanbul’da Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen gösterilerle ilgili yayınlarının gerçekleri tam olarak yansıtmadığını söyledi.
Fransız 5. kanalında, Fransız televizyonlarının Türkiye’yi işleyişinin ele alındığı ‘İmajlar Üzerine’ isimli programa katılan Bonzon, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla İstanbul’da çok sayıda gösteri düzenlendiğini; fakat televizyonların sadece olaylı gösteriyi gösterdiklerini ifade etti. Kendisinin de Anadolu yakasında düzenlenen gösterilere katıldığını belirten Bonzon, izinsiz gösterinin dışında sorun yaşanmadığını söyledi. “Türkiye: Fanteziler ve Gerçekler” konulu programın diğer bir konuğu Fransız devlet televizyonu France 2’nin dış haberler yönetmeni Thierry Thuillier ise bu görüntüleri Türk televizyonlarından aldıklarını belirterek diğer gösterilerden haberleri olmadığını, olsa idi göstereceklerini söyledi. Thuillier, olaylı gösterinin ‘bir sapma’ olduğuna dikkat çekerek, göstermeleri gerektiğini ifade etti. Bonzon da Türk polisinin bir değişim içerisinde olduğunu vurguluyarak olayda, karşılıklı bir provokasyon olduğunu ileri sürdü. Fransız televizyonlarında Türkiye ile ilgili çıkan haberlerin gösterildiği programda, töre cinayetleri ve kadın konularındaki haberler eleştirildi. ARTE muhabiri, Türkiye’de iki, üç yıldan bu yana yeni bir sivil toplumun oluştuğuna dikkat çekerek, daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşanan töre cinayetlerine karşı toplumsal bir tepkinin oluştuğunu söyledi. Programda, Fransa’nın en büyük televizyonu TF1’de çıkan, töre cinayetiyle hiçbir alakası olmadığı halde töre cinayetiymiş gibi gösterilen bir haber de eleştirildi.
Hep Ermenilere söz hakkı veriliyor
Programa katılan France 5 gazetecileri ise medyanın Türkiye’deki iki farklı noktayı alıp bu noktalar arasında uçurum varmış gibi gösterdiklerine dikkat çekerek ‘sanki Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne alırsak Avrupa da bu uçurumu yaşayacakmış’ gibi bir hava estirildiği görüşünü savundu. Gazeteciler, biri açık biri kapalı iki kardeşi göstererek ‘bunu endişe verici’ bulmanın veya İstanbul’da gençlerin barda eğlenmesini olağanüstü bularak beklenmeyen bir şeymiş gibi göstermenin doğru olmadığını ifade etti. Aynı şeylerin Fransa için de yapılabileceğine dikkat çeken bir gazeteci, Fransa imajının geçtiğimiz hafta yapılan gösterilerde ortalığı yıkan gençler üzerinden verilmesi olasılığını örnek verdi. Türk kadınının ya ‘İstanbullu, modern, tenis oynayan’ ya da ‘köylü, kapalı, susturulmuş’ tiplemeleriyle verildiğine dikkat çekilen programda, bir gazeteci “Ne zaman Marie Claire okuyan, mutlu ve başörtülü bir kız gösterebileceğiz, bu var çünkü.” dedi. Türkiye’nin Fransa’da bu denli tartışılmasının Fransa’ya özgü olduğunu belirten gazeteciler, diğer ülkelerden gazeteci ve diplomatların bu durumu anlamakta zorluk çektiklerini söyledi.
Sözde Ermeni soykırımı iddialarının da ele alındığı programın sunucusu Daniel Schneidermann, Fransız televizyonlarının Ermenilere ilişkin konularda sadece diasporadaki Ermenilere söz hakkı verdiğini belirterek, diğer tarafları konuşturmadıklarını söyledi. Ermenistan’daki ya da Türkiye’deki Ermenilerin konuşturulmadığını ifade eden Schneidermann, “İstanbul’da bir Ermeni gazetesi çıktığını bilmiyordum.” şeklinde konuştu. Schneidermann, Türk televizyonlarında Ararat filmine ilişkin tartışmalar yapıldığını da bilmediğini söyleyerek, şaşkınlığını ifade etti.
14.03.2005
Ali İhsan Aydın
Paris
Yorumlar kapatıldı.