İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Toplumsal Tarih´ ve Osmanlı

Taha Akyol

TOPLUMSAL Tarih dergisini izlememek ciddi bir eksikliktir. Cumhuriyet ve Osmanlı tarihlerine sadece siyasi değil, toplumsal, ekonomik ve kültürel yönleriyle bakıyor.

Renkli, nefis bir dergi. (Yazışma adresi: toptar@tarihvakfi.org.tr.

Tarih Vakfı (www.tarihvakfi.org.tr) yayımlıyor.

Son (şubat) sayısında “Yüzyıl Önce Türkiye’de Ermeniler” adlı bol fotoğraflı bir yazı var. Bu, hür ve dostça yaşayış nasıl ‘bomba’lanmış?

“1875 Osmanlı Mali Krizi”, Avrupa müze ödülünü alan “Sultan Bayezid Külliyesi”, Yahudi soykırımı hakkında “Auschwitz-Birkenau” ve “Bilimler Tarihinde İslam Kültür Dünyası” gibi önemli yazılar. Kemalizmin tarihi konusunda da dergide çok önemli araştırmalar yayımlanmıştı.

***

İKTİSAT tarihçimiz Prof. Şevket Pamuk’un dergideki makalesi bilhassa önemli: “Seçici Kurumsal Değişim ve Osmanlı’nın Uzun Ömürlülüğü.”

Daha çok sosyolojiye ait olan ‘seçici kurumsal değişim’ kavramına dikkat çekmek isterim.

Uluslararası akademik camiada itibarlı bir iktisat tarihçisi olan Prof. Pamuk, meseleyi şöyle ortaya koyuyor:

“Osmanlı devleti Avrasya’da, ticaret yollarının kavşağı olan bir coğrafyada varlığını nasıl altı yüzyıl sürdürebildi?”

Avrupa’da örneği yok. 17. ve 18. yüzyıllar Asya’da Safevi ve Hint imparatorluklarını silip süpürmüş…

“Oysa 17. yüzyılda benzeri baskılarla karşı karşıya kalan Osmanlılar, 18. yüzyılın sonlarındaki ve 19. yüzyılın başlarındaki yoğun savaşlara rağmen toparlanarak ve merkezî yönetimin gücünü artırarak modern döneme ulaşabildiler.” (Sf. 34)

***

BİLİM zihniyeti, karmaşık sorulara cevap ararken önce “metot”u düşünür. Prof. Pamuk da diyor ki:

“Son yıllarda iktisatçılar ve iktisat tarihçileri, iktisadi gelişmenin en önemli etkenlerinden biri olarak kurumları ve kurumsal değişiklikleri öne çıkarıyorlar… ‘Kurumsal iktisat’ olarak adlandırılan bu okul, yasal ve hukuksal çerçevenin oluşturulmasında devletin çok önemli rolü olduğunu kabul ediyor.”

Bu açıdan, Prof. Pamuk, 16. yüzyıldan sonra Osmanlı’nın “kesintisiz gerilime” dönemine girdiği şeklindeki yaygın görüşün yanlışlığını belirtiyor. 16. yüzyıldan sonra Avrupa’da ortaya çıkan değişimler karşısında Osmanlı, “merkezî yönetim” sayesinde “kendini yeniden örgütleyebilme yeteneğini” gösterebilmiş.

“Hem içeride hem dışarıda ortaya çıkabilen tehdit ve tehlikelere karşı esneklik, pragmatizm ve müzakere geleneğiyle çözüm” aramış.

“Esneklik, pragmatizm, müzakere..” Bu şekilde Osmanlı, köklü geleneklere, dinî dogmalara, eski alışkanlıklara, düşmanlıklara bağlı kalmadan değişen koşullara uyum sağlayabilmiş… (Sf. 35)

Mesela ‘pragmatik’ Ebussuud Efendi ile ‘dogmatik’ Birgivi faiz konusunu nasıl tartışmışlar? Ekonomik düzen ‘tımar’dan ‘özel mülkiyet’e nasıl dönüşmüş? Loncalar niye kaldırılmış? Böyle birçok konu…

Ve 19. yüzyılda Osmanlı’nın başardığı ciddi ekonomik büyüme… Dahası, “Osmanlı ile Avrupa kurumlarının evrimleri arasındaki çarpıcı benzerlikler…” (Sf. 40)

Bir ‘bakış açısı’ edinmek için Prof. Pamuk’u mutlaka okumak lazım.

Yorumlar kapatıldı.