SERKAN DEMİRTAŞ
ANKARA – ABD’nin 2004 yılı insan hakları raporuna göre Türk ordusu, laikliğe en büyük tehdit olarak tarikatları görüyor ve tarikatlar siyasetin ve toplumun önde gelenlerinden destek buluyor.
Raporun Türkiye bölümü Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’nce hazırlanırken, Amerikalı üst düzey bir yetkili söz konusu yorumu MGK’nın açıklanmayan kararlarına dayandırdı. Raporun ‘Din Özgürlüğü’yle ilgili bölümünde şu paragraf yer aldı: “Yasalar, mistik sufiliği, tarikatları ve cemaatleri yasaklar. Ordu, tarikatları laikliğe en zararlı tehdit olarak saydı; ancak tarikatlar aktif ve yaygın kalmayı sürdürdü ve önde gelen siyasi ve sosyal liderler, tarikatlara, cemaatlere ve diğer İslami topluluklara bağlı kaldı.”
Amerikalı yetkili, raporla ilgili bilgi verirken, bu paragrafa ilişkin soruları da yanıtladı. Yetkili, ‘Ordunun bu kararına ilişkin bilginin nereden alındığının’ sorulması üzerine, “Bu, Milli Güvenlik Kurulu’nun geçmiş kararlarıyla ilgili” yanıtını verdi.
‘Evet, MGK’nın içinden’
MGK bildirilerinde böyle bir ifadenin yer almadığının anımsatılıp, bu bilgilerin toplantının içinden mi alındığının sorulması üzerine de aynı yetkili, “Evet. Ama şu anda bende bunlar yok. Sorduğunuz şeylerle ilgili bilgiler çeşitli kaynaklardan da geliyor. Bunların hepsini sizlerle paylaşamam. Rapor hazırlanırken yıl boyunca insan hakları kuruluşları, Adalet ve İçişleri bakanlıkları, güvenlik birimleri ve hatta uluslararası gözlemcilerle de görüşüyoruz” diye konuştu.
Aynı yetkili, siyasetçilerin tarikatlarla bağlantılarına ilişkin bir soru üzerine de “Türkiye’deki siyasetçilerin tarikatlarla bağlantısı olduğuna ilişkin aklınızda büyük bir soru işareti mi var?” diye konuştu ve daha fazla açıklama yapmaktan kaçındı. Raporda yer alan diğer ilgi çekici unsurlar şöyle:
Devlet ve hükümet, zaman zaman birbirleriyle çelişen ayrı kavramlar. Cumhurbaşkanı ve bürokrasiyi içeren devlet, Cumhuriyet’in temel ilkelerini temsil eden bir kurum olarak görülürken, seçilmiş hükümet halkın iradesine daha yakın. Devletin anayasal koruyucusu inancındaki ordu, hükümet politikaları ve eylemleri üzerinde dolaylı etkisini sürdürdü.
Alevilerin sayısının 7-9 milyon arasında olduğu ve Türk, Kürt ve Arap etnik kökende oldukları sanılıyor. Tunceli bölgesindeki Alevi Kürtler, Kürtçe ‘Meleklerin Mezhebi’ ya da Yarsanizm’i izliyor.
Polis, Hıristiyan misyonerlerle görüşen öğrencileri rapor ediyor.
Türban yasakları sürüyor. Türban takmayan laik kadınlar, türbanlıların kendileri üzerinde baskı yarattığını savunuyor.
Kadına karşı şiddet sürüyor.
TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz,13 üst düzey kadın idari yöneticiyi görevlerinden alarak yerlerine erkekleri yerleştirdi.
Genelkurmay, Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğuna ilişkin basın haberlerini ‘bu haberlerin ulusal değerler ve duyguları rahatsız ettiği’ gerekçesiyle eleştirdi.
Yorumlar kapatıldı.