İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni; sen hep arkadaşım benim…

27/01/05

Kesik damarlarımız var. Oralardan kan akıyor.

Geçenlerde bir hata yaptım. Bir yazımda, Hopa’da “İncil okuyan, ikon asan” köyler olduğunu söyledim. Bunu ‘derin bilgim’e dayanarak söylemedim. Bir genç arkadaş, ‘Hopalı ve Ermeni’ olduğunu söyledi. “Biz” dedi, “İstanbullu Ermeniler gibi değil, Erivanlı Ermeniler gibi konuşuruz, lehçemiz budur…”

Gencin adı, Türk adıydı. Ben buna aşinayım. Benim memleketimde Türk isimlerini almış Ermeniler’in evinde, bir köşede Meryem Ana İkonu ve mumlar dururdu.

Ben de akıl yürüttüm, çocuk söylememiş olmasına rağmen -nahak yere- akıl yürüttüm ve bu Ermeniler’in de Türk ve müslüman ismi alsalar bile evlerinde böyle ‘gizli köşeler’ olduğunu varsaydım. Bana, Basri Akçelik adlı okuyucudan bir mektup geldi; belli ki bana kızmış, ama kibar. Mektubu buraya yazıyorum…

Sayın Reha Mağden,

Birgün’de çıkan yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Bir süre önce köşenizde yazdığınız “Allah hepimizi ‘Şer’den sakınsın” adlı makalenizde çok ilginç bulduğum yazdıklarınızın, sizin düşünceleriniz olmadığını, Sayın Baskın Oran’dan alıntı yaptığınızdan bahsediyorsunuz. Oysa böyle bir yazıyı yazarken çevrenizde bulunan bir sürü Hopalı devrimci, demokrat, aydına sorsanız, evlerinde İncil okuyup ikon asıp asmadıklarını size daha sağlıklı anlatabilirlerdi.

Hopa’da Ermenice konuşan insanlar ikon asmazlar, İncil de okumazlar. Bu tür yazılar, Sayın Melih Pekdemir’in (…) söylediği gibi “Yoksa ‘siyasi İslam’ yetmiyormuş gibi, başımıza bir de ‘siyasi Hıristiyanlık’ mı çıkarıyorlar?” mantığına çok uygun görünüp, bu amaca hizmet ediyorlar sanırım. Hopa’daki yerel yönetim anlayışını, demokrasi mücadelesini ve oradaki yapılanmayı daha sağlıklı araştırarak köşenizde bu yazıya uygun düzeltmeyi yaparsanız sevinir, saygılar sunarız.

Yazıyı olduğu gibi alıntıladım. Ben yapacağımı yaptım mı?

Yaptım!

Şimdi soruyorum: Bana genç bir Hopalı gelip ‘Ben Ermeniyim’ diyorsa, adı Türk ismi de olsa buna itibar etmek zorunda değil miyim; sizin demokrat dediğiniz ilkeler uğruna…

Ben elli yaşımdayım ve Karadenizli’yim. Çok Ermeni tanıdım. İçlerinde Türk adı alan aileler de vardı. Bazı ailelerinin çocukları arkadaşımdı. Evlerine girerdim. Yaramaz çocuktuk ya, yatak odalarına da sızardık, ‘Türk adlı Ermeni arkadaşımla birlikte…’ Orada bir sehpanın üzerinde ‘Meryem Ana İkonu’ ve etrafında dizili mumlar görmedim mi?

Bağışlayın hatamı, Hopalı Ermeniler, böyle yapmıyor olabilirler. Ama aralarından bir genç çıkıp ‘Ben Ermeniyim,’ diyorsa, kusura bakmayın ama, benim aklıma çocukluk arkadaşım gelir; Türk ve müslüman adlı ama evinde ikon bulunan…

Tamam derinlemesine soruşturmadım. Ama benim de bildiklerim var. Benim yazdıklarım Türkiye’nin alınyazısını değiştirecek değil; ben ‘işaretlerle’ ilgiliyim. Mesela sonra o gençle, yani bana Ermeni olduğunu söyleyen gençle konuştum, “Benim amcamın oğlu camiye gider,” dedi. E, bunu daha önce neden söylemedin de, ‘azınlık’ mevzularına hassas olan bir gazetede uluorta, tek bir İncil yaprağı açmamışken “Ben Ermeniyim” diyorsun?

Ermeniler’in müslüman olmaya mecbur kaldıkları, ya da gönüllü müslüman oldukları doğru olabilir. Bu bir şeyi değiştirmiyor.

1915 tehciri öncesinde bir problem yoktu sanılır. Oysa vardı. Osmanlı vilayet varakalarına baktığınızda, bir köyün nüfusunun -1915’ten önce- birdenbire müslüman olduğunu, nüfusunun kayıda geçmiş adlarının, müslüman ismi olduğunu görürsünüz. Bir senede ne değişmiş de koca bir köyün nüfusunun adı ve soyadı değişmiş? Vardır bu Osmanlı varakasında…

Peki tehcir sırasında ne oldu?

İttihat ve Terakki Hükümeti’nin ‘tehcir’ kararını uygulayan Kürtler’di. Kaç tane Kürdün babaaannesi, ya da babaannesinin annesi Ermeni’dir, biliyor musunuz?

Erkekleri Fırat ve Dicle’de boğan Kürtler, genç, koygun gözlü Ermeni kızlarını koyunlarına aldılar; çoğunlukla ‘kuma’ olarak.

Onlardan nespeden çocuklar tanıyorum; nenelerinin Ermenice ağıtlarını dinlemiş…

Bir tek İncil ve ikon mu meseledir?

Dil nedir?

Soy nedir?

Siz kendinizi, ‘yerliler’den farklı hiçbir özellikle ayırt edemiyor musunuz? Mesela ekmeği tutma şekliniz, bir parça daha farklı mı, değil mi? Yemeklerinize kattığınız baharatlar, sizden başkalarına ‘yabancı’ bir tat olarak geliyor mu?

Ermeniler’i severim. ‘Bakır’ı, ‘gümüş’ü, ‘altın’ı onlardan öğrendik sanıyorum; hayatımızın zevklerini…

Bir de, istisnaları haricinde bizim gibi yoksuldurlar. Ben yoksulları severim.

Ermeniler, Lozan’da ‘mübadele’ anlaşması içinde yer almadı. Ama onlar çekip gittiler, Kanada ya da başka ülkelere… Onlar zorla ‘techir’ edilmediler, ama kendileri gittiler. Bu da bir ‘gönderilmeydi.’ Ermeniler sürüldü, kalanlar göçtü.

‘Biz bize kaldık,’ öyle mi?

Peki, her şeyin nedeni bu kötü niyetli hıristiyanlarsa, biz birbirimizi niye yiyoruz hala?

Bir genç, “Ben Ermeniyim; benim amcamın oğlu camiye gidiyor” derse bir sorun vardır.

Müslümanların, hıristiyan olmasından korkan ehli kebirler, biraz da hıristiyanları nasıl müslüman ettiğimizi düşünsünler!

Bana mektup yazan arkadaş, acaba bunları anladı mı? Hani ‘devrimci, demokrat, aydın’ gibi sözleri ‘önemli’ görüyor da, onun için sordum…

Yorumlar kapatıldı.