İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Papazın biri denize haç attı…

Osman Tığraklı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli”nin, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi”nin Haliç”e haç atma ayinini eleştirmesi üzerine başlayan tartışmalar sürüyor.

Bazı köşe yazarları eleştirilerini MHP lideri Bahçeli üzerinde yoğunlaştırdı.

. . Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Ali Sirmen”in, eleştirilerinin hedefinde Devlet Bahçeli vardı.

Sirmen, MHP lideri Bahçeli”yi yeniçeri ağasına benzeterek şu görüşleri dile getirdi: “Avrupa”nın yeminli Türk düşmanı ırkçıları, dincileri ve sağcıları, mumla arasalardı, MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli kadar kendi davalarına hizmet eden kimseyi bulamazlardı…

Siyaset yaşamında yanılgılarıyla ünlü olan vce restiyle AKP iktidarına yol açmış, 3 Kasım seçimlerine giden yolda, R.T.

Erdoğan”ın ayakları altına kırmızı halı sermiş olan Devlet Bahçeli, bir kez daha yanılıyor.

Sayın Bahçeli, İsa”nın Yahudiler tarafından çarmıha gerdirilmesini 1700 yıl sonra öğrenen yeniçeri ağasını andırıyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kendi yanlışları içinde debelenmekle yetinse mesele yok.

Ama o bununla yetinmiyor…” Birgün gazetesi ise ”haber merkezi” mahreciyle bir haber yayınlayarak, Fener Rum Patrikhanesi sözcülüğüne soyundu.

birgün gazetesi ”Haç çıkarma” eylemini Ortodoks ağzıyla kaleme alarak, “MHP Genel Başkanı Bahçeli”nin ”Kutsal Haç”ın denizden çıkarılması törenine yapılan ülkücü tacize sahip çıkmasına tepkiler büyüyor” diye verdi.

Milliyet gazetesi yazarları arasında yer alan Can Dündar ise, Devlet Bahçeli”yi eleştirme adı altında İstanbul”u fetheden Fatih Sultan Mehmed Han ve askerlerine dil uzattı.

Dündar, şu garip cümleleri kullandı: “Ne yapmış ki ”atalarımız.” Acaba Bahçeli, 1453 Mayıs”ında İstanbul”a giren Sultan Mehmed”in askerlerinin ”kılıç hakkı” olarak bahşedilen 3 günlük yağma izni sırasında Hıristiyanları kılıçtan geçirip kiliseleri tahrip ederken ikonaları söküp mozaikleri parzalamasını mı kastediyor?…

Bahçeli ve partisi, gerginliklerden çok çekmiş Türkiye”nin artık gerçek anlamda yurtta ve dünyada barış istediğini ve yeni bir döneme girdiğini göremediği için gözden düştü…” . MHP”de Neler Oluyor? . Yenişafak gazetesig yazarı Davut Dursun, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)”nin tabanını kaybetmeye başladığını söyledi.

MHP”nin tarihi süreç içindeki seyrini kaleme alan Davut Dursun, şunları yazdı: ” MHP”nin yıllardan bu yana gelen ve zaman içerisinde netleşen bir çizgisi olduğu açık.

Özellikle milliyetçi, devletçi, toplumcu ve kurucu akla dayalı bir siyasal örgütlenmeyi merkeze alan bir yapılanması dikkat çekiyor.

Devletin bekası, milletin birliği ve bütünlüğü, millet vurgusu, tüm kamusal politikaları “milli” bir konseptle birlikte düşünmesi, toplumsal düzeyde farklılıklara ve yerel oluşumlara şüphe ile bakması bu hareketin ayırıcı vasıfları olarak öne çıkmaktadır.

Nitekim küreselleşme ve Türkiye”nin Avrupa Birliği ile tam üyelik hedefine yönelik gelişmelere karşı en önemli tepki ve muhalefet bu partiden gelmektedir.

Her ne kadar 1999 ile 2002 arasında koalisyon hükümetinde yer alması bazı politikalarda ciddi değişiklikler yapma veya değişikliklerin yapılmasına razı olma gibi bir mecburiyetle karşı karşıya getirmişse de genel olarak dünyanın yeniden yapılandığı bu çağdaki gelişmelere karşı negatif ve muhalif bir tavır koyduğu biliniyor.

Partide zemin farklılaşıyor… Ancak son kamuoyu çalışmaları MHP”de ciddi bir kaymanın olduğunu ortaya koymaktadır.

Asıl benim işaret etmek istediğim bu noktadır.

MHP parti yönetimi olarak AB ile yürütülen tam üyelik çerçevesindeki gelişmelere olumsuz bakmaktadır.

Fakat MHP”li seçmenin tercihlerine bakıldığında parti yönetiminden farklı düşündüğü ve parti yönetimini de aşarak farklı siyasal davranış geliştirdiği dikkat çekiyor.

Mesela MHP seçmeninin % 64”ü kendi partisinde kalmaya devam ederken % 26.4”ü Ak Parti”ye yönelmiş gözükmektedir.

MHP”nin iktidar partisine karşı yürüttüğü sert muhalefet partililerce fazla inandırıcı bulunmuyor olacak ki seçmenin dörtte biri iktidar partisine yönelmiş gözükmektedir.

Diğer yandan AB üyeliği konusunda bir referandum yapılması halinde MHP”li seçmenin % 61.7”sinin olumlu, % 21.5”inin ise olumsuz yönde oy kullanacağı anlaşılmaktadır.

Burada da partili seçmenlerle parti yönetimi arasında ciddi bir tenakuz ve kayma sözkonusudur.

17 Aralık Zirvesi”nde AB”nin Türkiye”ye tarih vermesini MHP”li seçmenin sadece % 15.5”i olumsuz görürken % 28.7”si normal, % 18.7”si olumlu, % 20.3”ü de çok olumlu görmektedir.

“Fikrim yok” diyenlerin % 16.8”de kalması da önemlidir.

Bu durumda parti görüşüne yakın bir davranış içerisinde olanların oranı çok düşük gözükmektedir.

MHP yönetimi ile partililer arasındaki kaymayı en açık şekilde ortaya koyan bir başka veri ise 17 Aralık Zirvesi”nde alınan Kıbrıs sorunu ile ilgili kararda ortaya çıkmaktadır.

Buna göre Kıbrıs sorunu ile ilgili kararı MHP”li seçmenin % 8.4”ü çok olumsuz, % 17.3”ü olumsuz görürken % 15.6”sı normal, % 19.3”ü olumlu ve % 17.9”u da çok olumlu bulmaktadır.

Partinin şiddetle karşı çıktığı ve “vatan satmak” şeklinde değerlendirdiği bir konuda seçmenin sadece beşte birinin parti yönetiminin görüşüne yakın durması dikkat çekicidir.

Sözü fazla uzatmadan söylemek istediğimiz şudur: MHP”de aynen DYP”de olduğu gibi ciddi bir zemin kayması gözlenmektedir.

Parti yönetimi ile partili seçmenler arasındaki makas giderek açılmakta ve parti politikaları inandırıcı gelmemektedir.

Partililer yönetimin tercihlerine göre değil kendi gözlemlerine göre bir duruş belirlemektedirler.

Bu durum karşısında parti yönetimine ya seçmeni ikna edecek yeni argümanlar geliştirmesi yahut da seçmenin yönelişine uygun yumuşak geçişler yapması önerilir.

. YAZAR . İktidara yağ çekenler Reha Muhtar, Fatih Altaylı”nın TMSF Başkanı Ahmet Ertürk”ün konuşmalarını aktardığı, ardından Yavuz Semerci”nin “Ben de Ahmet Ertürk”le konuştum, sözleri çarpıtılmış” dediği tartışmaya katıldı: “Haa..

Şaibe dedim de aklıma geldi.. Aylardır, devrin iktidarını yıkayıp yağlamaktan ellerinde nasır çıkanlar, SABAH gazetesinde Başbakan Erdoğan”ın, hanımına verilen hediyenin haberinin olmadığı yalanını söylemişler.. Ben o haberi SABAH gazetesinden okudum..Ne ilginç tesadüftür ki, aynı haberi, Hürriyet gazetesinde de gördüm..

Demek bu haber konusunda iki gazetenin yazı işleri de benzer refleksleri göstermişler..

Fazla söylenecek bir şey yok..

Ben merak ediyorum, yıkama yağlama refleksinden mustarip birileri, yarın makas değiştirmek gerektiğinde, hangi refleksi gösterecekler..

Ne kadar alışkın olursan ol, makas değiştirmek kolay değil..Allah vermesin, trenler bazen bu yüzden devriliyor..

Tuh tuh tuh..

Aman tahtaya vur!.

. . KUPÜR . Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan, karaparayı engelleyemediklerini itiraf etmiş.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan”ın kendi müsteşarının bu açıklamasından sonra nasıl bir yorum yapacağı merakla bekleniyor.

Malum, AKP iktidardaki ikinci yılını da doldurdu.

Ama geçen iki yılın Türk ekonomisi için hiçte iyi olmadığı bir bir itiraf edilmeye başlandı..

Yorumlar kapatıldı.