İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Politika tarihe müdahale edemez’

15 Aralık sonrası Türkiye’nin önüne gelen konulardan birisi de Ermeni meselesi gibi görünüyor. Her ne kadar bu süreçte bağlayıcı bir rolü olmasa da bazı ülkelerin Ermeni sorununu farklı nedenlerle gündeme getireceği sanılıyor.

NTV-MSNBC

28 Aralık 2004 — 15 Aralık 2004 tarihli Avrupa Parlamentosu’nun konuyla ilgili kararında ismi geçen tarihçi Sabancı Üniversitesi Öğretim üyesi, Prof. Halil Berktay ile Ermeni meselesini konuştuk…

Avrupa Birliği ile müzakere sürecinde çeşitli kriterler, müktesebat dışında Türkiye’nin önüne getirilmesi muhtemel konular var. Bunlardan birisi de Ermeni sorunu. Siz bir tarihçi olarak bu sürece nasıl yaklaşıyorsunuz?

Berktay: Ben siyasi yaklaşımlardan öte bir tarihçi gözüyle bakıyorum. Ve değerlendirmelerim bu yönde olabilir. 2004 yılının Temmuz ayında İstanbul’a gelen Avrupa Parlamentosu Türkiye Bağımsız Komisyonu’na da benzer şeyler söylemiş, politikacıların tarihin alanına girmesinin tehlikeli olduğunu belirtmiştim.

Başkanlığını Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Mahtti Ahtisaari yaptığı, içinde Michael Rocard, Emma Bonnino, Anthony Giddens, Borislav Gemerek’in de bulunduğu bir komisyondu. Onlara Ermeni meselesinin politik nitelikte bir sorun olmadığını,17 Aralık öncesi ve sonrasında, herhangi bir kabul anlamında, Türkiye’ye karşı böyle bir dayatmanın hatalı olduğunu hatırlattım.

Bu komisyona net olarak neler söylediniz?

Berktay: Şunları söyledim: Aynı süreçleri geçiren hiçbir ülkeden benzer bir talepte bulunulmuyor. Başka bir ülke söz konusu olduğu zaman tarih-güncellik ayrımı söz konusu oluyor.

Çünkü Avrupa Birliği içinde böyle bir sondaja girecek olursak, Çeklerin, Slovakların, Macarların, Avusturyalıların Nazilerle nasıl işbirliği yaptığı ve soykırıma katılığını da araştırmak gerekecek. Böyle onlarca örnek türetebiliriz.

İkincisi, AB ya da BM’ye katılmak için hiçbir ülkeye ‘sen şunu yaptın’ diye bir kıstas getirilmezken Türkiye’ye farklı bir şey söylemek haksızlıktır. Eğer, apartheid, anti demokratik uygulamalar gibi bugünü ilgilendiren bir sorun olsa hesap sorabilirler. Aksi takdirde, Fransa’nın Afrika ve Çinhindi’nde, AB’nin kalbi olan Belçika’nın Kongo’da yaptıklarını da tartışmamız lazım.

O zaman oturalım. Beş yıllık bir konferans sonunda tüm Avrupalılar tarihimizle hesaplaşalım. Herkes, büyük emperyalist devletler, özeleştirisini yapsın, ırkçılığı, anti-semitizmi konuşalım, milliyetçi ayaklanmaları kimlerin tetiklediğini ele alalım. Ve yeni, ortak bir Avrupa tarihi yaratalım. Yaratalım ki evrensel değerleri yakalayabilelim.

Ama bazı ülkeler kendi iç politika malzemesi olarak bu sorunu gündeme getirecek gibi görünüyor.

Berktay: Ben resmi söylemden farklı düşünen bir tarihçi olmama rağmen, AB sürecinde üçüncü ülke ya da parlamentoların Ermeni meselesini dayatmasını yanlış buluyorum. Parlamentoların böyle kararlar alamayacağını düşünüyorum. Çünkü bu politikanın bilim alanına dolayısıyla tarihe saldırısı ve müdahalesidir. 1915’de olan biten tarihi bir meseledir. Diyelim ki soykırım, tehcir, katliam, bunların hiç biri şu anda cereyan etmiyor.

Günümüzde ulusal devletler kendi ülkelerinde olanlarla ilgili uluslararası alanda hesap vermek zorundadır. Örneğin Güney Afrika’daki ırkçı rejim, uzun süre “apartheid benim iç meselem karışamazsınız” dedi. Ama uluslararası toplum, BM, olayın üzerine gitti ve ırkçı rejim sona erdi. Eski Yugoslavya’da yapılanlar kabul edilmedi, uluslararası müdahale gündeme geldi. Yani ulusal devletlerin, kendi insanlarına karşı evrensel normlarla hareket etme zorunluluğu ortaya çıktı. Ama Ermeni olayı bugün Türkiye’de cereyan etmiyor. Bugün olan bir olay olsa uluslararası alanda hesap sorulabilir. Ermeni meselesi şimdiki nesillerin bilinçlerinin dışındadır.

Yani 1915 olayları tarihi bir meseledir, politikacılar buna karışamaz ve karar alamaz diyorsunuz.

Berktay: Bırakın parlamentoyu bir mahkeme bile karar veremez. Konuyu ancak, bilim adamları yani tarihçiler tartışabilir ve gerçeğe yaklaşabilir. Bu konuda kamuoyu, sokaktaki insan da karar veremez. Çünkü bilimde sayısal demokrasi yoktur. Örneğin, nasıl ‘görecelilik’ ya da ‘evrim’ konusunda sokaktaki insan karar veremez ise tarihte olan olayları bilmeyenlerin tartışması da caiz değildir. İster Ermeni meselesi ister başka bir mesele fark etmez.

Söylediğim gibi “ben Ermeni soykırımını kabul ediyorum” demek hiçbir parlamentonun haddine değildir. İkincisi, Ermeni meselesi için bir karar alınacaksa 19. yüzyıl sonu-20. yüzyıl başı emperyalizminin özeleştiri yapması, Ermeni sorunu ve milliyetçilikleri azdırdıkları açısından bakılmalıdır. Eğer bu mesele ile bir karar alınacaksa, bunu yapacak tek mercii Türkiye hükümeti ve Türkiye Meclisi’dir.

1915’te olan olaylar Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan önce cereyan etti. Ancak bazıları, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlı İmparatorluğu’nun devamıdır iddiasındalar.

Berktay: 1915’i bugünkü Türkiye devleti yapmadı. Ve olanlardan Türkiye ve Mustafa Kemal Cumhuriyeti sorumlu tutulamaz..Ama, bu konuda, sanki bu olayın sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti’ymiş gibi savunmacı mantığa saplananlar, bu işin içinden çıkamadıkları gibi milliyetçiğin batağına saplanıyorlar. Biz Türküz, onlar da Türktü dolayısıyla Türkler devamlılık içinde gibi bir mantıkla sahip çıkılıyor. Bugünkü nesiller niye İttihat ve Terakki’nin yaptıklarının sorumlusu olsun ki? Bugün Türkiye’de bir çok kişi yanlış, anti demokratik şeyler yapıyor. Onaylıyor muyuz? Osmanlı borçlarını devralmak başka, 1915’e sahip çıkmak başka. Bir de hukukta suçun şahsiliği diye bir ilke vardır. Bir baba cinayet işledi diye çocukları niçin suçlu olsun ki?

Peki böylesi nazik bir konuyu nasıl tartışmak gerekiyor?

Berktay: Bu konunun tartışılması, Türkiyeli aydın, tarihçiler arasında, kendilerini kısıtlamadan ve özgür bir tartışma ortamında gerçekleşebilir. Ermeni meselesinin, vatan haini-vatansever ayrımı yapmadan, herhangi bir bilimsel konuyu ele alır gibi, verileri, dökümanları ile ele alabilmeliyiz. Önemli olan 1915’te ne olduğudur. Hatta Türkiye’nin “Ermeni soykırımı iddialarını” tanıması bile önemli değildir.

Bu konuda entelektüel ve bilimsel konuşma normalleşirse bence Ermeni meselesi çözülmüş demektir. Önemli olan normal şartlarda tartışabilmektir. Ama kolay bir konu değildir ve zamana ihtiyaç vardır.

Yorumlar kapatıldı.