Taha Akyol
FRANSA durmadan tekere çomak sokuyor! Son olarak, Dışişleri Bakanı Michel Barnier, AB ile müzakereler başladıktan sonra, “Ermeni trajedisini Türkiye’nin tanımasını isteyeceklerini” söylüyor.
Fransız Le Figaro gazetesi bile hayretle karşıladı bunu. Fransız AP üyesi ‘Kızıl Deni’ de haklı olarak Ermeni meselesinin tartışılacağı yerin Avrupa Birliği olmadığını, bunu Türklerle Ermenilerin tartışması gerektiğini söyledi.
Tarihî bir meseleyle bugünkü AB süreci arasında bağlantı kurmanın mantıksızlığını Barnier bilmez mi? Bilir elbette… Biz yine de “Kendi kamuoyu için konuşuyor” diyelim.
Ama deyip de geçmeyelim.
* * *
TÜRK Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu bakın ne diyor:
– Fransa’nın bu tavrını bir fırsat olarak değerlendirmek de mümkün. Ermeni ve Türk tarihçiler oturup tartışalım. Bunun AB ile hiçbir ilgisi yok. Madem Fransa bu kadar duyarlı, iki tarafın tarihçilerinin tartışması için çağrıda bulunsun. Tarihçiler tartışsın.
Prof. Halaçoğlu’nun böyle konuşması sebepsiz değil.
Viyana Üniversitesi’ndeki “Vienna Armenian-Turkish Platform” (VAT) adlı platformun Başkanı Prof. Bihl, 2003 yılında Türk ve Ermeni tarihçilere bir çağrıda bulunmuştu:
– 1915 olaylarını VAT bünyesinde tartışın. Önce iki taraf da 100’er belge versin, bunların incelenmesiyle tartışma süreci başlasın…
İki taraf da bunu kabul etti. 16 Temmuz 2004’te Prof. Halaçoğlu VAT’a giderek “100 belge”yi verdi; yarısı Osmanlı, kalan yarısı İngiliz, Fransız, Amerikan belgeleri.
Ermeniler gelmediler ama kendi “100 belge”lerini gönderdiler.
İncelemeler başladı. Aralık 2004’te “80’er belge” daha verecekler, ardından tartışmalar başlayacaktı.
* * *
AMA ekim ayında Ermeniler “Bazı el yazılı Osmanlı belgelerini okuyamıyoruz, aralık toplantısı iptal edilsin” dediler, yeni “80 belge”yi vermediler. Türk tarafı, aralık toplantısının yapılmasında ısrar etti, belgelerin tercümesini vereceğini bildirdi.
Ermeni tarihçilerden hâlâ ses seda yok!
Belli ki olmayacak!.. Hatta Ermeni tarih heyetinin başkanı Prof. Artem Ohancanyan istifa etti! VAT’ta Prof. Ohancanyan’ın “diyasporanın ağır baskılarına dayanamayarak istifa ettiği” düşünülüyor.
Daima ana toplumdan daha aşırı olan “diyaspora”, tarihî hakikatin belgelerle araştırılmasını istemiyor! Fransa’yı, Avrupa Parlamentosu’nu, ABD Senatosu’nu kullanarak Türkiye’yi “siyaseten” mahkûm ettirmek istiyor!
Mösyö Chirac, ülkesinin böyle bir “diyaspora” fanatizmine alet olmasına izin verecek mi? Sanmıyorum…
Doksan yıl önce Türkler de Ermeniler de facialar yaşadı. Ziya Gökalp’in İstanbul’da İngiliz işgal kuvvetlerinin kurduğu Nemrut Mustafa’nın başkanlığındaki “Divan-ı Harp”te belirttiği gibi, “Kıtal değil, mukatele olmuştur.”
Fransa iyi niyetliyse, doksan yıl önceki bir yarayı şimdi “siyaseten” kaşımamalı, gerçeğin “ilmen” ortaya çıkarılması için iki taraf tarihçilerini de “VAT sürecine devam etmeye” çağırmalıdır.
Prof. Halaçoğlu’nun dediği gibi, “Kapalı tutulan Ermenistan arşivleri de incelemelere açılmalıdır.”
Yorumlar kapatıldı.