İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye Ermenistan’a Sınır Kapılarını Açmalı mı? -3- (Ekonomik İlişkiler Açısından)

Yrd.Doç.Dr. Şenol KANTARCI

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi

06 Aralık 2004

Sınır Kapılarının Açılması Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı ve Erzurum’u Nasıl Etkiler?

Türkiye’nin Ermenistan’a sınır Kapılarını açması ile Türkiye’nin kazançlı çıkacağı dolayısıyla Ermenistan ile gerçekleştirilecek ticaret sayesinde Doğu Anadolu Bölgesi’nin kalkınacağı iddiaları ileri sürülmektedir. İddiaları ileri süren Türkiye’deki Ermeni lobi mensupları Türkiye ile Ermenistan arasında yaşanan olumsuz ilişkinin faturasının Doğu Anadolu vilayetlerine yansıdığını ileri sürmektedirler.(1)

Sınır kapılarının açılması durumunda iki ülke arasındaki ticaret hacminin 500 milyon Dolar olacağını,(2) Türkiye’nin Ermenistan’a sadece ihracatının 600 milyon Doları bulacağını da iddia edenler(3)vardır. Oysa, yukarıda da belirtildiği üzere, bölgede oldukça iyi ekonomik potansiyele sahip olan İran’ın Ermenistan ticaretinden fazla bir kazanç elde etmediği verilen rakamlarla ortadadır. Yıllardır sınır kapıları açık olmasına rağmen İran-Ermenistan arasındaki ticarette 2001 yılında ulaşılan rakam, 120 milyon Dolardır.(4) Ayrıca, nasıl ki, İran ve Gürcistan sınır kapıları Doğu Anadolu Bölgesi’nin kalkınmasına katkı sağlamadıysa, Ermeni sınır kapıları da sağlamayacaktır. Söz konusu durumda en önemli etken, Ermenistan ekonomisinin zayıf potansiyelidir. Dolayısıyla, Ermenistan sınır kapılarının açılmasının Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı ve Erzurum gibi şehirleri kalkındıracağı söylentilerinin abartı olduğu ve bu konuda ciddi bir manipülasyon yapıldığı anlaşılmaktadır. (5)

Türkiye’de sınır kapılarının açılışı için lobi yapanların iddia ettikleri bir diğer konu ise turizmdir. Özellikle Türk Ermeni İş Konseyi Başkanı aslen Hemşinli Noyan Soyak’a göre Ermenistan’a sınır kapılarının açılışından sonra Türkiye’nin Doğu ve Güney Doğu’su Ermeni turist akımına uğrayacaktır. Hemşinli Soyak, bu iddiasını şu sözleriyle ifade etmektedir(6)

“Eğer sıcak bir hava oluşursa, bu Türkiye’ye her yıl en az 30-40 bin Ermeni gelmesi demektir. Bu da Doğu ve Güneydoğu’ya sırf Ermeni turistlerden 180 milyon dolar kazandırır… Ermeniler, Kayseri, Adana, İskenderun, Mersin, Diyarbakır, Malatya, Elazığ, Antep, Maraş, Van gibi geçmişte atalarının yaşadığı, anayurt olarak gördükleri yerleri gelip görmek istiyorlar. Biri köyde ayran içmek istiyor, diğeri hiç Muş’u görmemiş, doğma büyüme Amerikalı ama Muş elması yemek istiyor, bir başkasının dedesi Urfalı, Urfa kebabı yemek istiyor, bir diğeri Ermeni kilisesini gezmek istiyor. Böyle bir turizm gerçekleşirse, Elazığ’da bir Hilton, Diyarbakır’da bir Hyatt Regency’nin açılması hayal değildir.”

Hemşinli Noyan Soyak’ın iddiası eğer doğru ise, yani 35 bin Ermeni turist Türkiye’ye 180 milyon dolar bırakacaksa, 2004 yılında Türkiye’ye tatile gelen yaklaşık 15 milyon turistin Türkiye’ye 75-80 milyar Dolar döviz bırakması gerekirdi.

Hemşinli Noyan Soyak’ın 180 milyon dolarlık hayali olan Ermeni turist iddiasına oldukça tutarlı bir yaklaşımla Ermeni Araştırmaları üzerine çalışmalar yapan Sayın Sedat Laçiner şöyle cevap vermiştir: (7) “Kendisi iş adamı olmasına karşın Sayın Soyak’ın aritmetiğinin ve ticaret yaklaşımının bu kadar ‘zayıf’ olması şaşırtıcıdır. Her şeyden önce Kebap ve Muş elması bu kadar pahalımıdır ki 30-40 bin turist 180 (milyon) bin dolar gelir getirsin? …30-40 bin Ermeni’nin her yıl sadece Muş elması yemek, dedelerini yâd etmek için Muş’un dağlarına gelmesi olsa gerektir. Böylesine büyük bir geliri Ermenistan’ın bu kadar az bir Ermeni turistle sağlayamadığı hatırlanacak olursa bu kişilerin Türkiye’ye 200 milyon dolara yakın bir miktarı bırakamayacakları açıktır. Ayrıca Türkiye’nin sınırları dünyanın her tarafındaki tüm Ermenilere her zaman açık olmuştur ve halen de açıktır ve isteyen her Ermeni yılın her mevsiminde Şanlıurfa’ya gelip kebap yiyebilmektedir. Fakat Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da henüz 180 milyon doları gören olmamıştır. Bu noktada akla gelen soru ‘Acaba Ermeniler elma ve kebabın yanında bir de soykırım iddialarının Türk halkınca tanınmasını mı istiyorlar, soykırımsız Muş elması yiyemiyorlar mı?’ oluyor.”

Sınır kapıların açılması durumunda Türkiye’nin Ermenistan’dan hayvan ve hayvancılık ürünlerinin yanı sıra alüminyum ve hurda alabileceğini kaydeden uzmanlar, Ermenistan’ın ise Türkiye’den sanayi ürünleri alabileceğini belirtmektedirler. Ermenistan’dan alınan ürünlerin sınır bölgesinde değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, bu ülkeye satılan malzemeler de sanayinin yoğun olduğu bölgelerden temin edileceğinden Ermenistan’la sınırın açılmasının bölge halkına (Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı ve Erzurum) düşük hacimli bir sınır ticareti ve yine düşük düzeyde konaklama harcamaları dışında bir getiri sağlamayacaktır.(8)

Aylık asgari ücretin 9 dolar, emeklilik maaşının 7,5 dolar, orta düzeyde bir Ermeni’nin aldığı maaşın yaklaşık 40 dolar civarında(9) seyrediyor olması, Ermenistan ekonomisinin sadece Kars, Iğdır hatta Erzurum ekonomileri ile dahi boy ölçüşemeyecek bir düzeyde olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

Olası sınır ticaretinde Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı ve Erzurum ekonomileri olumlu yönde etkilenmeyecektir. Özellikle Kars şehrinin sınırı paylaştığı Gümrü ve Tanin bölgelerinin de Kars’ta olduğu gibi tarım ve hayvancılıkla uğraştığı göz önüne alındığında, sınır kapısının açılması sadece Kars’ta değil Iğdır, Ağrı, Erzurum gibi şehirlerde tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesim için büyük zararlara yol açacaktır.

Sınır kapılarının açılması tartışmalarında göz ardı edilen bir diğer önemli konu ise, ‘sınır ticareti’ ile ‘sınır kapısı’ kavram ve konumlarının karıştırılıyor olmasıdır. ‘Sınır ticareti’ özel bir dış ticaret şeklidir ve her sınır bölgesinde yapılmaz.(10) Zaten yapılmış olsa bile söz konusu ticaretin bölge şehirleri üzerinde olumlu, hissedilir bir etkisi olamaz. Bölge şehirlerine önemli bir katkı sağlamış olsaydı. İran ve Gürcistan’la gerçekleştirilen ticaret yüzünden bölge şehirleri bu gün olduklarından çok farklı konumda olurlardı. Transit taşımacılık sektörü için de Gürcistan ve İran örnekleri tekrarlanabilir.

1) Sedat Laçiner, “Ermenistan-Türkiye İlişkilerinde Sınır Kapısı Sorunu ve İlişkilerde Ekonomik Boyut”, Ermeni Araştırmaları, C. 2., (Yaz 2002), Sa: 6, s. 43.

2) Türk Ermeni İş Konseyi Başkanı Noyan Soyak iki ülke arasındaki ticaret hacminin 500 milyon dolar olacağını iddia etmektedir.

3) Orhan Yıldırım, “İhracatçılar Ermenistan Kapısının Açılmasını İstiyor”, Zaman Gazetesi, 12 Ocak 2002.

4) http://www.armeniaglobe.com/p…, İndirme Tarihi: 30 Ağustos 2002

5) Laçiner, “Ermenistan-Türkiye İlişkileri…”, s. 44.

6) Neşe Düzel, “Ermenilerin Toprak Talebi Yok”, Radikal Gazetesi, 26 Şubat 2001, Naklen, Laçiner, “Ermenistan-Türkiye İlişkileri…”, s. 45.

7) Laçiner, “Ermenistan-Türkiye İlişkileri…”, s. 45-46.

8) Millet Dergisi, (7 Temmuz 2003), Sa: 38, s. 10.

9) http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce…, İndirme Tarihi: 15.11.2004

10) Laçiner, “Ermenistan-Türkiye İlişkileri…”, s. 46. Daha detaylı bilgi için bkz. Laçiner, “Ermenistan-Türkiye İlişkileri…”

Yorumlar kapatıldı.