İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni patriği İngiliz Sefiri´ne ne anlattı?

Ruhat Mengi

Dünkü yazım “ermeni ihtilâlcilerden birinin Robert Kolej’in kurucusu Dr. Hamlin’e ‘bağımsız bir ermenistan için seslerini Avrupa’ya duyurmak amacıyla Hınçak çetelerinin Türk ve Kürt köylerine saldıracağını söylemesi” ile bitmişti. Böylece gazaba gelecek Müslümanların ermenilere saldırmasını ve Avrupa’nın bunu duyarak duruma el koymasını plânlıyorlardı.

William L. Langer’in ‘The Diplomacy of Imperialism isimli kitabından alınan bu olay ermenilerin amaca ulaşmak için kendi vatandaşlarını bile gözden çıkardığını anlatmaya yeterli sanırım.

Nitekim ermeni Patriği Nerses olaylar başlamadan çok önce 17 Mart 1878’de İstanbul’da İngiliz sefirini ziyaret ederek -duyulmaması kaydıyla- ona olacaklardan söz etmiş. Sefir Layard’ın ülkesine çektiği telgrafta yazılanların bir kısmı şöyle:

“Patrik, ermenilerin taleplerini Avrupa’nın müdahalesi ile elde edemezlerse Rusya’ya müracaat edeceklerini, Türkiye içinde bağımsız bir ermenistan’ın kuruluşu için yardım edilmediği takdirde Türk idaresine karşı toptan ayaklanarak Rusya’ya iltihak edeceklerini ifade ediyordu.”

İngiliz Büyükelçisi Layard aynı raporda ermenileri bu görüşe sevkeden ciddi entrikaların varlığı konusunda da İngiltere’yi uyarıyor: “Bu arada Amerikan misyoner okullarından bazılarının isimleri bile, artık hangi kasıtla Türkiye’ye geldiklerinin ifadesi durumundadır. Meselâ 1878’de Elazığ’da (Harput) açılan Amerikan okulunun adı ermenistan Koleji’dir (…) Almanların bu tür okullara ‘dinamit okullan’ demesine şaşmamak gerekir.

(Devam Edecek)

AB’nin ”Tartışılabilir” demokratlığı!

Bazı meslektaşlarımız “herşey ama herşeyin tartışılabileceği ve de tartışılmasının şart olduğu” konusunda oldukça İsrarlılar. Ben aslında çoğu kez isim vererek yazarım ama alındıkları için bundan sonra çoğu kez ortaya konuşacağım.

“AB’nin ‘demokrasi’ anlayışının temelinde bütün tabuları reddetmek, herşeyi konuşmak ve tartışmak” olduğunu söyleyen meslektaşıma (veya meslektaşlara) tek bir soru soracağım, bana bunun cevabını verdikleri takdirde sonsuza kadar (her ne kadar demokrasi asla yasaksız, kuralsız rejim’ demek değilse de) hiçbir tabunun olmadığı demokrasiyi ve herşeyin tartışıldığı çağdaşlık anlayışını kabul edeceğim.

Soru: Türkiye’nin AB’ye girmesi konusunda en büyük tepkiyi gösteren Fransa’da “ermeni soykırımı yoktur” demek bir süredir suç sayılıyor. Tarihçiler bile bu konudaki görüşlerini ifade edemiyorlar. Acaba bu, AB’nin sınırsız düşünce ve ifade özgürlüğünün hangi bölgesine(!) girer?

İşte 2001 yılında basılan “Yeni Türkiye ermeni Sorunu Özel Sayısı” isimli, yerli ve yabancı bilim adamlarının makalelerinin yer aldığı kitaptan bir bölüm (Sayfa 502-503):

“Bu yasaya göre Fransa topraklarında ‘ermeni soykırımı olmadığını’ söylemek suç sayılacaktır. Çünkü sözde ermeni soykınmı, Fransa’da Gayyssot Yasası olarak anılan ve Yahudi soykırımını suç sayan kanun kapsamına girmektedir(…) Tabir caizse herkes sorunu ermenilerin iddia ettiği şekilde bilecek ve öğrenecektir. Son zamanlarda ABD’de ders müfredatlarına konulan soykınm derslerinin içeriği de böylece hazırlanmaktadır. Çünkü en safımız bile, Fransız veya ABD okullarının bu derste Kızılderili veya Cezayirli katliamından bahsedeceğini düşünmüyordu(…)

Artık olan olmuştur ve Fransa topraklarında hiçbir bilimsel organda ermeni soykınmını yalanlayan tez, hipotez ele alınamayacaktır. Her haliyle bu yasanın çıkması korkunç bir gelişmedir. Üstelik bilimsel araştırma yasağı, bireycilik, hürriyet ve eşitlik, serbest piyasa ekonomisi, fikir hürriyeti vs.’nin slogan ve ideal oluşturduğu liberal dünya tarafından konulmakta, tasarının önemsenmemesi söylenmektedir(…) Soykırımın biz tarihçiler tarafından bilimsel olarak tartışılmaması yeterince ürkütücü, üzücü ve ciddiye alınması sırf bu yüzden bile mühimdir.”

Buyrun, tarihçilerin ağzından Fransız demokrasisi! Fransa’da insan hak ve özgürlüğü!! Demek ki bunlardan söz etmek kolay ama uygulamaya gelince demokrasi çıkarlara göre ince ayara tabi tutuluyor.

Onun için, kutuplara ayrılıp birbirimize saldırıya geçerek ülke çıkarlannı unutmadan önce iyi düşünelim. ‘AB’nin istediği demokrasi’, ‘düşünce özgürlüğü’ vs. gibi kalıplaşmış kavram ve sloganlara sığınmayalım.

Kraldan çok Kralcı!

Her aydın, her aklı başında insan tartışmanın önemini, yararını bilir. Örneğin ‘ermeni soykınm iddiası’ da tartışılmalı ve gerçekler Türkiye açısından da ortaya çıkanlmalı, duyurulmalıdır. Burada tartışılacak şey ise “Soykırım’ın ne kadar insanlık dışı, korkunç bir uygulama olduğu -elbette-değil ama Türkiye’de gerçekleşmediğidir.

(Bu gerçek çok sayıda belgeyle sabit. Öyle olduğu içindir ki bu belgelerin okunmasına izin vermiyor, toplatıyorlar.)

Ama gel gör ki AB ülkesi Fransa’da Türkiye açısından bunu tartışmak, yazmak yasak.

N’olcak şimdi?

ermeni Diasporası istiyor, ABD ve Fransa da destekliyor diye Türkiye kabul mü edecek?

Kendine ve tarihine inanmayanlara kimse inanmaz. Kraldan çok kralcı olmayalım!

Yorumlar kapatıldı.