Başbakan, Ermeni soykırımından söz ederken ‘sözde’ ifadesini kullanmadı. Bunu fırsat bilen Ermeni muhabir, Erdoğan’ı sıkıştırmaya çalıştı. Başbakan da, şova izin vermeyip, gazeteciyi azarladı
OECD Konseyi’nde basın toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan, Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili olarak yabancı gazetecilerle polemiğe girdi. Dublin Irishtime Gazetesi muhabiri, TCK’nın 305’inci maddesinde Ermeni soykırımı ve Türkiye’nin Kıbrıs’tan asker çekmesini savunanlara 5 yıllık ceza getirildiğini öne sürdü. Erdoğan, ‘Bir yanlış anlaşılma var, ne maddede ne gerekçede böyle bir ifade yok’ diyerek konuyu kapatmak istedi. Ancak muhabir, ‘İçtihadın temeli bu değil mi. Ermeni soykırımının tanınmasının talep edilmesi sizce bir suç mu’ diye sordu. Türkiye’nin Ermeni soykırımı konusunda rahat bir ülke olduğunu söyleyen Başbakan, konunun tarihçilere ve bilim adamlarına bırakılmasını istedi. Türkiye’nin Ermenistan’a hava sahasını açtığını hatırlatan Erdoğan, düşman değil, dost kazanmayı hedeflediklerini söyledi.
ASKER ÇEKMEYİZ
İsim vermeden sorusunu yönelten Paris Ermeni Radyosu’ndan Vartan Karparyan da, ‘Doğrudan Ermeni soykırımı tabirini kullanan ilk Türk Başbakanı’sınız. Bu, Ermeni soykırımının tanınması için bir adım mı’ diye sordu. Karpanyan, Ermeni soykırımının önde gelen sorumlularından olduğunu iddia ettiği Talat Paşa’nın heykellerinin dikilmesinin bir çelişki olup olmadığını da sözlerine ekledi. Karparyan’a ilk müdahaleyi OECD Genel Sekreteri Johnston yaptı ve ‘Propaganda yapıyorsunuz’ dedi.
‘Sizi rahatlatayım’ diyerek söze başlayan Erdoğan, ‘Türkiye, Kıbrıs’tan asker çekmez’ dedi. Başbakan, referandumda birleşmeye ‘evet’ diyen Kıbrıs Türkleri’nin dışlandığını, ‘hayır’ diyen Rumlar’ın ise AB’ye tam üye olduğunu hatırlattı. Erdoğan, ‘Bu bir çelişki değil mi. Çelişkileri görmezlikten gelerek KKTC ve Türkiye’ye saldırmak ideolojik değil mi? Bundan kurtulmanız lazım’ diye konuştu.
İŞİ AJİTE ETMEYİN
Türkiye’nin yaklaşımının, ne Ermenistan’da ne de vatandaşlarında olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Ermeni gazeteciyi şöyle azarladı: ‘Partimde Ermeni vatandaşlar var. Türkiye’de 58 kilise, 57 okul var. Bunların hepsi çalışıyor. Ermeni vatandaşlarımızdan da bir şikayet yok. Uzaktan farklı yaklaşımlarla bu işi ajite etme hakkınız yok. Bu işi kine dönüştürmeyelim, dostluğa dönüştürelim. Sizler bu şekilde farklı bakarak süreci uzatıyorsunuz. İstanbul’da haftada 4 kez Ermeni uçağını kabul eden bir ülkenin Başbakanı’yım. Olaya pozitif yaklaşın.’
Şerife ÜSTÜNER/PARİS
5 bin Euroluk masalara konuştu
Erdoğan önceki gece geç saatlerde Fransız işadamları, akademisyenler ve entelektüellerine hitap etti. Sponsor firmalar tarafından 5’er bin Euro’ya kiralanan masalara sınırlı sayıda davetli oturtuldu. Türkiye’den de Ömer Sabancı, Bülent Eczacıbaşı, Jak Kamhi, Adnan Öztürk, Erdoğan’ı dinleyenler arasında yeraldı.
Duygusal davranma
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakmayan Fransa’ya açık çağrıda bulundu. Türkiye’nin iç politika malzemesi yapılmamasını isteyen Erdoğan, Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a da ‘duygusal davranma’ mesajı gönderdi. OECD Genel Sekreteri Donald Johnston ile basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, Fransa’nın çekincelerinin ana nedeninin din olup olmadığına yönelik bir soruya, ‘Dindir demek istemiyorum. AB bir Hristiyan kulübü olmadığına göre sebebi din olmamalıdır’ dedi. Erdoğan, Türkiye’nin
50 yıldır oyalandığını, istemeyenlerin açıkca söylemesi gerektiğini belirtti. 17 Aralık’ın AB için bir test olacağına dikkati çeken Erdoğan, ‘Türkiye ödevini yapmıştır. Liderler yetkilerini kullanırlar. Ben arzu edersem olur, ben arzu etmezsem olmaz, anlayışı olmaz. Devletler arasında duygusallık, gayri ciddiliktir. Devletler arası münasebetler kriterlere bağlıdır. Aksi takdirde devletlerin birbiriyle anlaşması, uzlaşması mümkün olmaz.’
Müzakereler, 2005’in ilk yarısında başlamalı
Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda ‘Fransız halkının neden Türkiye’den korktuğunu anlamakta güçlük çektiğini söyledi. Erdoğan, Le Monde Gazetesi’ne verdiği demeçte, 17 Aralık’taki AB Zirvesi’nden ‘koşulsuz ve müzakere sürecinin yürütülebilirliğini teminat altına alacak bir karar’ beklediklerini söyledi. Başbakan Erdoğan müzakerelerin 2005’in ilk birkaç ayında başlatılmasını da istedi. Başbakan, çoğunluğunu AB ülkelerin oluşturduğu OECD Konseyi’ne de hitap ederken, ‘AB’nin temsil ettiği tüm ortak değerleri benimsiyoruz’ dedi. Fransız Dış Politika Enstitüsü’nün 25. Kuruluş Yıldönümü toplantısına da katılan Başbakan Erdoğan, tam üyelik halinde Avrupa Birliği’nin Türkiye’den ”göç gelecek” diye korkmasının da gereksiz olduğunu söyledi. (AA)
Yorumlar kapatıldı.