İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni meselesinde `mukatele´

Taha Akyol

PARİS’TE Türk Başbakanı dünya TV’lerinin önünde basın toplantısı yapıyor. “Bütün diyasporalar daha fanatiktir” kuralı gereğince, Ermeni bir gazeteci uzun bir nutuk atarak “soykırım”ı soruyor!

Sorudan ziyade propaganda… Hatta Türkiye’de birçok cadde ve sokağa “Enver Paşa” adının verildiğini söylüyor!

Ben böyle bir sokak veya cadde görmedim ama hata ve sevaplarıyla tarihi bir şahsiyetin adını bir sokağa, caddeye vermenin ne sakıncası olabilir? Paris’te Napoleon’un heykeli var.

Ermeni gazeteci bununla bugünkü Türkiye hakkında “soykırımcı” imajını zihinlere yerleştirmek istiyor.

Başbakan Erdoğan iyi yaptı, tarihi tartışmaya girmedi, dünya TV’lerinin önünde şu tabloyu net olarak ortaya koydu: Türkiye Cumhuriyeti Ermenistan’la hava seferleri başlatan bir yaklaşımı sergilerken, Ermeni gazetecinin bu etnik milliyetçi fanatizmi çağdışı kalıyor…

* * *

TARİHTE Osmanlı’nın Ermenilere “millet-i sadıka” olarak büyük hüsnü kabul gösterdiği, buna karşılık da Ermenilerin müzik, mimari ve ticaret alanında Osmanlı-Türk camiasına önemli katkılarda bulunduğu bir gerçektir.

19. yüzyılda milliyetçilik akımları çok-milletli Osmanlı camiasını sarınca, Balkanlar’dan başlayarak kızılca kıyamet koptu. Osmanlı’nın tepkisi, “vatandaşlık” hukukunu geliştirerek barış ve düzeni sağlama çabası olmuştur. Büyük diplomat Sadrazam Âlî Paşa’nın deyimiyle “rabıta-i vatandaşî”, yani ‘vatandaşlık bağı’ esas olacaktı.

Bu çaba bizde modern hukuk ve vatandaşlık kavramına yüz elli yıllık bir derinlik kazandırdı ama Balkan milliyetçiliklerini yatıştıramadı. İmparatorlukların dağılması “mukadder”di.

Ve Balkanlar’da maalesef çok büyük Müslüman katliamlarıyla gerçekleşti bu.

* * *

ERMENİ milliyetçiliği de Sivas’tan öteye doğu illerimizde devlet kurmak istedi. Birinci Dünya Savaşı’nda bu proje bilhassa Çarlık Rusyası’nın işine geliyordu. Rus ordusunun desteğiyle doğu illerimizde Müslümanlara kanlı saldırılar başladı, kanlı çatışmalar oldu.

Osmanlı “tehcir”, yani o bölgedeki Ermenileri ‘göç ettirme’ kararı aldı.

Prof. Justin McCarthy’nin “Death and Exile: The Ethnic Cleansining of Ottoman Muslims” adlı eseri bir asrın özetidir: “Ölüm ve Sürgün: Osmanlı Müslümanlarının Etnik Olarak Temizlenmesi!”

Tehcirden önceki olayları anlatan McCarthy, Van’ı örnek verir:

“Van’da Müslüman olan her şey yok edildi. Üç antik bina dışında, bütün camiler yakılıp yerle bir edildi. Şehrin Müslüman kesimi tamamen tahrip edildi. Ermenilerin eylemi ve Osmanlılarla Ermenilerin çatışması bittiğinde, Van antik bir harabeye dönmüştü.” (sf. 189)

Tehcirin sebebi bu tür olaylardı.

Herkes için felaketli yıllardır… Duygular kabarmış, karşılıklı kılıçlar çekilmişti.

İstanbul işgal edilince İngilizlerin kurdurduğu “Nemrut Mustafa Divan-ı Harbi”nde “soykırım” yargılaması yapıldı, ispat edilemedi.

Tarihi hakikat, Ziya Gökalp’in “Nemrut Mustafa Divan-Harbi”nde söylediği gibidir:

– Kıtal değil, mukatele oldu!

‘Soykırım’ iddiası tarihin tahrifidir; ve milletlerin dostluğuna karşı fanatiklerin bir kin silahıdır.

Yorumlar kapatıldı.