İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye tartışması Fransa Meclisi’ni ikiye böldü

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) girişini tartışmak üzere toplanan Fransa Parlamentosu ikiye bölündü.

Başbakan Jean-Pierre Raffarin’in Türkiye’nin AB üyeliğine destek verirken siyasi partiler arasındaki görüş ayrılığına, parti içinde farklı görüşler de eklendi. Başbakan Raffarin, Dışişleri Bakanı Michael Barnier ve Yeşil Parti, Türkiye’ye destek verirken, iktidardaki Halk Hareketi Birliği’nden (UMP) bazı milletvekilleri, liberal eğilimli Fransa Demokrasi Birliği (UDF) ve Sosyalist Parti milletvekilleri Türkiye’nin üyeliğine karşı çıktı. Konuşmasında, Türkiye karşıtlarını yatıştırmaya çalışan Başbakan Raffarin, tarihî ve coğrafi bağlarla Avrupa’ya bağlanmış olan Türkiye’nin AB üyeliği isteğinin ‘meşru’ olduğunu ve zamanı gelince gerçekleşeceğini söyledi.

Tercihini Avrupa’dan yana yapan Türkiye’nin büyük bir değişim geçirdiğini belirten Başbakan, Türkiye’ye üyelik şartlarını yerine getirmesi için zaman verilmesi gerektiğini ifade ederek, “Türkiye, medeniyetler çatışması ve İslam-Batı çatışması isteyenlerin kollarına bırakılmamalıdır.” şeklinde konuştu. Türkiye’nin gerekli şartları yerine getirmediği takdirde AB üyeliğinin gerçekleşmeyeceğini hatırlatan Fransa Başbakanı, sürecin, şartların oluşmaması durumunda ‘imtiyazlı üyelikle’ de bitebileceğini kaydetti. Raffarin, “Türkiye’nin AB üyeliğine tarih karar verecektir.” dedi. Modern, demokratik ve istikrarlı bir Türkiye’nin Avrupa’ya yeni ufuklar kazandıracağını belirten Raffarin, Fransa’nın reform sürecinde Türkiye’nin yanında olmaya hazır olduğunu söyledi. Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier de AB’nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini açması gerektiğini ifade ederek, Kopenhag Kriterleri’ni yerine getirmiş bir ülkeye kendini kanıtlama imkanı verilmesi gerektiğini söyledi. “Türkiye’nin uyum kapasitesini reddetmenin, Türk milletini küçümsemek olacağını” da söyleyen Barnier, süreçte kontrolün kendilerinde olacağını ve gerektiğinde müzakerelerin dondurulabileceğini hatırlattı. “Sözde Ermeni soykırımının tanınmasının müzakerelerin başlaması için ön koşul olup olmayacağı”na ilişkin bir soru üzerine de Barnier, bu konunun Kopenhag kriterlerinin arasında bulunmadığını söyledi. Yeşil Parti adına söz alan Noel Mamere da AB’nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlamasına destek verdiklerini bildirdi. Türkiye’nin AB için bir şans olduğunu kaydeden Mamere, “AB’nin çok kültürlülük üzerine inşası için, Hıristiyan kulübü olmadığını göstermek için, medeniyetler çatışmasını önlemek için, laik Türkiye ile müzakerelerin açılmasını destekliyoruz.” dedi.

Tartışmada söz alan Komünist Parti Meclis Grup Başkanı Alain Bocquet, Türkiye ile müzakerelere ‘evet’ demeden önce, AB anayasasının onaylanmasının gerekli olduğu görüşünü savundu. Bocquet, iktidardaki UMP’yi Türkiye üzerinden AB anayasasıyla ilgili tartışmayı saptırmakla suçladı. Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Edouard Balladur da AB’nin önceliğinin anayasanın onaylanması olduğunu belirterek yeni bir genişlemeye adım atmadan önce yeni üyelerle entegrasyonu sağlamanın önemli olduğunu söyledi. Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlamanın AB anayasasının kabul edilmesini de tehlikeye atacağını söyleyen Balladur, Türkiye’ye tam üyelik yerine ‘ayrıcalıklı ortaklık’ önerilmesini savundu.

Parlamentodaki bölünmüşlük Sosyalist Parti içinde de yaşandı. Tartışmada bazı Sosyalist milletvekillerinin, ‘sözde Ermeni soykırımının tanınmasının müzakerelerin başlaması için ön koşul olarak getirilmesini’ isterken bir grup Sosyalist milletvekili ise ‘müzakerelerin otomatik olarak üyelik getirmeyeceğini’ belirterek Türkiye ile müzakerelere destek verdi.

‘Nisan 2005’e ‘hayır’ demeyiz’

Ankara’da görevli Fransız diplomatlar Paris’in Ankara ile müzakerelerin Nisan 2005’te başlatılmasına itiraz etmeyeceğini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’ın Türkiye’ye adaylık statüsü verilmesi ve müzakerelerin başlaması yönündeki kararlarda yaptığı çabaları hatırlatan diplomatlar, “Ocak ayında Avrupa Birliği dönem başkanlığını Lüksemburg üstlenecek. Lüksemburg’un başkanlığında Türkiye ile müzakerelerin 26 Nisan 2005’te başlatılabileceği söyleniyor. Cumhurbaşkanımız Chirac buna hayır demez.” şeklinde görüş belirtti. Diplomatlar, Türkiye’nin yapacağı tanıtımın Avrupa’da halk desteğini artıracağını kaydetti.

Schröder-Berlusconi: Gecikmeden başlasın

Roma’da biraraya gelen Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, düzenledikleri basın toplantısında “İkimiz de AB Komisyonu’nun tavsiyesi temelinde Ankara ile görüşmelerin başlatılmasından yanayız.” diye konuştu. Başbakan Erdoğan da 17 Aralık’taki zirve öncesinde, AB dönem başkanlığını devralacak Lüksemburg’un Başbakanı Jean Claude Juncker’ın davetlisi olarak bu ülkeye gidiyor. İki liderin İlerleme Raporu’nda Türkiye’yi rahatsız eden unsurlar ele alınacak.

Ali İhsan Aydın, Paris

Yorumlar kapatıldı.