Burhan Ayeri
AB’ye bizi almayacaklarını defalarca yazdık. Buna baş gerekçe olarak, Türkiye’yi bölünmeye zorlamayı gösterdik. Daha sonra Ermeni meselesi, genç ve kalabalık nüfusumuzu listeye aldık. Bu defa almamaları için bazı gerçek sebeplerin bulunduğunu itiraf etmek zorundayız. Eğer ‘İlerleme Raporu’nun açıklandığı 6 Ekim günü İstanbul’un trafiğini görselerdi, yeşil yerine kırmızı ışık yakarlardı. Bunun adına kutlama deyip geçiştirdik. Dün ise İstanbul ikinci ve daha büyük faciayı yaşadı. Bir gün önce iki saatte alınan mesafe, bu defa üç saatte aşılamadı. Anlı şanlı ekranlarımız, AB Raporu’na övgüler sıralayıp, uzman geçinenlere methiyeler dizdirirken şehrin ana arterlerinde göletler meydana gelmişti. ‘Dünyanın Kültürel Başkenti’ dediğimiz bu şehrin en küçük yağmurda, kar ve doluda, okullar açıldığında, ramazan ve bayram alışverişlerinde geçit vermeyen cadde ve sokaklarıyla mı AB adayıyız. Atarken mangalda kül bırakmayan yöneticilerle mi Avrupalı olacağız. Unutmadan hatırlatalım; ‘Raylı sistemi tüm kentte dolaştırıp, Tekirdağ il sınırına uzattığınız gün ancak sizin AB aday adaylığınız başlar’. Gerisi palavra!
(Kısaltıldı)
Yorumlar kapatıldı.