İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

PATRİK HAZRETLERİ’NİN OKULLARIN AÇILIŞI VESİLESİYLE VERDİĞİ MESAJ (Ermenice´den çeviri)

CEMAATİMİN SEVGİLİ VE DEĞERLİ ÜYELERİ,

Okullarımız işte yine açılıyor. 2004-2005 ders yılı öğrenim programına devam
edecek olan sevgili evlatlarımız önümüzdeki Pazartesi sabahı İstanbul’daki
beş liselerimizin ve ondört ilköğretim okulumuzun sıralarında yerlerini
alacaklar.

Okullarımız açılıyor, ancak kültür erozyonuna uğrayan ve belirsiz yarınının
farkında olan Türkiye’deki Ermeni toplumu epey zamandır sessizce, bir çok
nedeni olan gerçek bir kimlik bunalımı yaşıyor. Cemaatimiz, görüldüğü
kadarıyla okullarımız hakkında da hala net bir yön belirleyebilmiş değil.

Ermeni cemaatinin azınlık okullarının rolü ne olmalıdır? Azınlık cemaat
okulları neden açılmıştır? Amaç, Ermeni dilinin ve Ermeni Kilisesi
öğretilerinin çocuklarımıza aktarılması mıdır? Yoksa amaçlanan Ermeni
kökenli çocukların sekiz ya da onbir yıllık öğrenimleri boyunca Ermeni
Hristiyan bir çevre edinmeleri midir? Çocuklarımızın “çağdaş eğitim” alıp
ülkemizin diğer vatandaşlarının çocuklarından geri kalmamaları da amaçlardan
biri değil midir? Yoksa sadece ücretsiz ya da diğer özel okullardan daha
ucuz öğrenim görmeleri mi hedefleniyor? Bunların hepsi de geçerli değil
midir? Toplum için yaşamsal önemi olan bu konuda, cemaatimiz bir konsensusa
vararak yön belirleyebilmiş midir?

Bu soruların listesi daha da uzayabilir. Ancak gerçek şu ki, ülkemizde her
Ermeni kökenli üç çocuktan sadece biri cemaat okullarına kaydolmaktadır.
Ermeni liselerinden mezun olan gençler ise, şaşkınlıkla görüyoruz ki, akıcı
bir Ermenice konuşamamakta, papazla episkoposun, Vartavar’la Haçverats’ın
farkını bilmemektedir. Her 500 Ermeni gencinden sadece biri kilise
korolarından birinin çalışmalarına katılmaktadır…

Başka bir deyimle büyük bir kriz zaten yaşanmaktadır. Doğal olarak cemaat
dışı etkenler de bu durumu körüklemektedir. Öyle görünüyor ki, eğitim
kurumlarımızda ve ruhani hayatımızda açılan ve sancısı gittikçe artacak olan
bu yaranın tehlikeli boyutta derinleştiğini görmek için pek fazla beklemeye
gerek kalmayacak. Başta en umursamaz üyeleri olmak üzere, Ermeni
Cemaati’ndeki herkese sormak istiyorum: “Ermeni Kilisesi ve azınlık cemaat
okulları ortadan kalktığı takdirde, cemaat diye bir şey kalır mı?”

İşte bu kaygıları taşıyarak, tüm Ermeni azınlık cemaat okullarının kurucu
temsilcilerine ve müdürlerine, aynı zamanda okulların finansmanıyla
ilgilenen kilise vakıf yöneticilerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Okulların açılışı öncesinde aranızdan bazılarının yayınladığı süslü
broşürler sadece sığ bir yaklaşımı yansıtıyor, içi boş ilanlardan öteye
geçemiyordu. O okul binalarının içersinde yapılmış olan inşai onarımlardan
başka hiçbir şeyin değişmediğini hepimiz de biliyoruz. Ama hepiniz değilse
bile çoğunuz, yönetiminde bulunduğunuz okullar sözkonusu olduğunda her
zamanki gibi onlar cemaatin değil de, sanki grubunuza ya da şahsen size
aitmiş gibi davranıyorsunuz. Halbuki istişari toplantılar düzenleyebilir,
tüm azınlık cemaat okullarını tek bir sistem olarak kabul edebilir,
konsensus ve koordinasyon sağlayabilirdiniz. Ama yapmadınız, yapmıyorsunuz.
Kimseye, hatta tüm yöneticileri seçimle görev başına getiren halka bile
sorumlu olmak istememek doğru olabilir mi? Ne yazık ki, koordinasyon için
yapılan tüm denemeleri bir şekilde sabote etmeyi marifet sayanlar var. Bu
nedenle bugüne kadar zaten çok zaman kaybedildi. Daha fazla zaman
kaybetmeden uzlaşmanız gerekiyor. Hizmet ettiğiniz kurumların malınız veya
şahsi işiniz olmadığının lütfen farkına varın. Topluma ait kurumları fevri
ve keyfi kararlarla yönetmek mümkün değildir. Kurumlarda herhangi bir
değişiklik yapmadan önce, cemaati ikna etmeniz ve olurunu almanız gerekir.
Okullarımız hakkında köklü kararlar almak için çok geç kalmış bulunuyoruz.
Bunları daha önce defalarca şifahen söyledim, bu sefer yazılı olarak
dikkatinizi çekmekte fayda görüyorum.

Aynı zamanda tüm öğretmenlerimize de bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Öğretmenlik de çok kutsal bir çağrıdır. İstisnalara karşı her zaman derin
bir saygı duymak ve daima desteklemekle birlikte, ne Patriğiniz olarak ben,
ne de hiçbir veli bu cemaatin evlatlarını zayıf, hazırlıksız, bilgisiz ve
idealden yoksun öğretmenlere teslim etmek istemez. Ermeni öğretmen ve
eğitmenlerin Ermenice’de uzmanlaşmış olmaları ve dili akıcı bir şekilde
konuşabilmeleri gerekir. Cemaatin önemli günlerinde ve bayramlarda
kutlamalara fiilen katılmaları, öğrencilere örnek olmaları gerekir. Ermeni
dilini ve kilisesini sevin ve öğrencilerinize sevdirin. Ermeni azınlık
cemaat okullarının kalitesi sizlerin idealist ve özverili çabalarıyla
doğrudan orantılıdır. Emin olun ki, çocuklarını azınlık cemaat okullarına
kaydettirmeyi düşünen aileler sizin çalışmalarınızdan esinleneceklerdir.

Ermeni okullarını aşağılama çabasında olanların yaydıkları tüm çirkin
dedikodulara karşın, inançla ve cemaat olma bilinciyle evlatlarını bu yıl da
cemaat okullarına kaydettiren tüm aileleri kutluyor ve takdis ediyorum.
Sevgili Veliler: Ebeveyn olarak birincil göreviniz çocuklarınızın eğitimine
gerekli önemi vermenizdir. Çocuklarınız için cemaat okullarına maddi ve
manevi destek olmanız gerekmektedir. Cemaat okulları hakkında yapıcı
eleştirilerinizi tabii ki esirgemeyin, ancak tüm kutsal değerler karşısında
olmanız gerektiği gibi, bu durumda da saygılı ve yapıcı olmanız gerektiğini
hatırlatırım. Her birimizin hayatında aile ocağı ilk okul ve ilk kilisedir.
Bunu hiçbir zaman unutmayın. Babalık ya da annelik görevinizi öğretmenlere
ve rahiplere devredemezsiniz. Aile yaşantınızı, adetlerinizi ve
eksiklerinizi evladınızın geleceği için gözden geçiriniz.

Sevgili Cemaatim, siz de biliyorsunuz, Türkiye’de yaşayan etnik grupların
çoğu azınlık okulu açma hakkını hala elde edememiştir. Atalarımızın çabaları
sayesinde, biz bu hakkı elde etmişiz. Şimdi bu hakkın uyanık bekçileri
olmalıyız. Ermeni azınlık cemaat okullarını sevelim ve mutlaka onlara destek
olalım.

Okulların açılışı vesilesiyle okullarımızın tüm öğrencilerine,
öğretmenlerine, müdürlerine, kurucularına, yöneticilerine, hayırseverlere ve
velilere pederane takdislerimi sunuyor, hayırlı ve semereli bir ders yılı
diliyorum.

Rab’bin inayetleriyle kalınız,

Patrik Mesrob

Patmos Adası Manastırı

7 Eylül 2004

Yorumlar kapatıldı.