İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Değişim etkileyici ama yeterli değil

HİLAL KÖYLÜ

DİYARBAKIR – AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, uyum yasalarına yönelik uygulamaları yerinde görmek için gittiği Diyarbakır’da, boşaltılan köylerine dönen yurttaşları dinledi. Dün, 1995’te güvenlik güçlerince yakılarak boşaltılan Tuzla Köyü’ne giden Verheugen, köye dönen 30 ailenin yaşam koşullarını inceledi.

Verheugen, muhtar Tahsin Yılmaz ile kaymakam İsmail Koşum’u köy meydanına kurulan masanın etrafında bir araya getirdi. Yılmaz, Verheugen’i yanaklarından öpüp, “Bizi kurtarmaya mı geldiniz” diye sorunca Verheugen, “Sorunlarınızı yerinde görüp gerçekleri öğrenmek istedim” karşılığı verdi.

Muhtar Yılmaz, “Ailelerden yedisi çadırda, altısı ise yıkık haldeki okulda yaşıyor. Konutlarımızın yapılması ve yardım için valiliğe başvurduk, yardım etmediler. Zararımızı karşılamak için AİHM’ye başvurduk” dedi.

Ayran kadehleri Türkiye için

Bunun üzerine “AB’den ne bekliyorsunuz” diye soran Verheugen, Yılmaz’dan “Çok şey bekliyoruz. Biz ev, su, okul, barış ve huzur istiyoruz. AB’ye girmek istiyoruz. AB’ye girmemiz bizim için iyi olacak” yanıtını aldı.

Yıkılan evleri gezerken, 65 yaşındaki Hatice Demirbaş’ın kendisine ikram ettiği tandır ekmeğinden yiyen Verheugen, “İyi ki bu köye gelmişim. Türkiye’de Kürtler ve Türkler nasıl yaşıyor gördüm” diye konuştu. Ayran ikram edilen Günter Verheugen, yabancı gazetecilerin “Bu ayran kadehlerini Türkiye için kaldıralım” esprisine “Türkiye değişiyor, içelim gitsin” diyerek katıldı.

Aşırı AB isteği korkuttu

Köy meydanında basın toplantısı yapan Verheugen, izlenimlerini şöyle anlattı:

Bu güzel insanlar daha ekonomik, sosyal ve siyasi hak istiyor. Bizim de Türk hükümetinden beklentimiz hep bu yönde oldu. Ancak siyasi olarak sorunlar halen aynı gibi görünüyor. Güneydoğu’daki yaşam koşullarının daha da geliştirilmesini hükümete bir kez daha söylüyoruz. İnsanların köylerine dönmeleri teşvik edilmeli.

Türk hükümeti Kürtçe yayın ve Kürtçe kurslara izin vererek Kürtler için başlangıç niteliğinde adımlar attı. Daha fazla adıma ihtiyaç var. Güneydoğu’ya verdiğimiz özel önem sürüyor. Bölgedeki sosyal farklılıkların giderilmesi için Türkiye’ye yaptığımız baskılar bu ziyaretimde de gündeme geldi.

Şiddet ve çatışmanın her zaman felaketle sonuçlandığını bir kez daha gördüm. Eğer çatışma olmasaydı, bu insanlar daha iyi koşullarda ve barış içinde yaşarlardı. Hükümet Türkiye’de şiddete asla izin vermemeli.

Güneydoğu’da siyasi, ekonomik ve kültürel problemler iç içe. Siyasi istikrar olmadan bu sorunlar çözülemez. Bu sorunları çözmenin en kolay yollarından biri de Türkiye’nin modernleşme ve demokratikleşme sürecini desteklemekten geçiyor.

Türk halkının AB’yi bu kadar çekici bulması memnuniyet verici. Hepsi AB’ye üyeliğin Türkiye’deki hakların gelişmesinde büyük rol oynayacağına inanıyor. Hepsinin AB’den umut ve beklentileri aynı. Omuzlarıma psikolojik bir yük bindi. Aşırı AB isteği beni korkuttu. Bu kadar büyük umut ve beklentileri karşılayıp karşılayamacağımızdan emin değilim. Bölgedeki değişikliklerden çok etkilendim. AB’ye üyelik bölgeyi daha da geliştirecek ama siyasi sorunlar aynı gibi.

Hükümetin köye dönüşleri desteklemesi ve bölgedeki etnik ayrımcılığı ortadan kaldırması şart. Bu sözlerimi yanlış anlayıp, gözlemlerimin Türkiye hakkındaki kararı olumsuz etkileyeceğini düşünmeyin. Hükümet, Tuzla dahil bölgedeki tüm köyleri harika yerleşim yerleri haline getirebilir.”

——————————————————————————–

Ziyaret Avrupa basınında

Le Figaro (Fransa): Verheugen tam
üyelik müzakerelerinin başlamasına ilişkin Ankara’ya olumlu sinyal gönderdi. Verheugen’in açıklamaları, Brüksel’in Ankara ile tam üyelik müzakerelerini 2005 yılının ilk yarısında açmaya hazırlandığını gösterdi.

Wiener Zeitung (Avusturya): Türkiye’nin AB’ye katılımı Avrupa için önem taşıyor, ama çabuk olmamalı. AB’deki nüfuz sahibi politikacıların çoğu bu formülde birleşmeye başladı. Türkiye’nin AB’ye üye olma olgunluğuna gelinceye kadar yapılacak müzakerelerin 15 yıl süreceği söyleniyor.

Prensipte Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen Almanya Dışişleri Bakanı Fischer, ‘Türkiye de daha AB olgunluğunda olmadığının bilincinde’ diyerek, şimdi frene basıyor. Fischer, Türkiye’nin Avrupa’ya uyması gerektiğini ve bunun ancak 10-15 yılda mümkün olabileceğini belirtiyor.

The Independent (Britanya): AB-Türkiye ilişkileri, zina tartışmasıyla tehlikeye girmiş olabilir. Zinayı suç sayma girişimi Türkiye’deki reform sürecini gölgeleyebilir. AB diplomatları, Türkiye’yi, ‘Sizi istemeyenlerin elini güçlendirmeyin’ diye uyarıyor.

De Telegraaf (Hollanda): Türkiye’nin attığı büyük adımlar, aslında müzakerelere ‘Hayır’ denmesini imkânsız kılıyor. Olumsuz bir yanıtla Ankara hak etmediği bir şekilde cezalandırılmış olur ki, bunu Türkiye’nin şartsız kabullenmesi düşünülemez.

Yorumlar kapatıldı.