Bartholomeos’tan sonra Ermeni Mutafyan da taviz istiyor. Amaç, Türkiye’nin ilerleme raporu öncesi AB’ye göz kırpmak! AKP’nin AB uğruna her isteğe boyun eğmesi azınlıkların Sevr iştahını kabartıyor. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un ardından bu kez de Ermeni Patriği Mutafyan, Bakan Gül’e mektup yazarak taviz arayışına girdi. Ekim ayında açıklanacak ilerleme raporu öncesi AB’ye ‘bizi unutmayın’ mesajı vermek isteyen papazlar, bir yandan da ‘tazminat’ koparmaya çalışıyor.
AİHM’nin gündemi
azınlık vakıfları
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı tarafından Türkiye aleyhine yapılan mülkiyet ve ayrımcılık başvurusunu kabul edilebilir bularak esastan incelemeye aldı. Bazı televizyon haberlerine göre, AİHM’nin bu kararla yakın bir gelecekte Türkiye’deki dini azınlıkların mülk edinmesi sorununa ve Lozan Antlaşması’nın bu konudaki maddelerine yeni bir yorum getirebileceği ileri sürüldü. Hazine ve Türk mahkemelerinin azınlık dinlerine mensup vakıfların mülk edinme hakkına karşı çıktığını gerekçe gösteren Vakıf, bu durumun AİHM Sözleşmesi’nin mülkiyet hakkıyla ilgili maddesine aykırı olduğunu ileri sürmüş ve 1996 yılında Strasbourg Mahkemesi’ne başvurmuştu. Türk Hükümeti bu iddialara karşı Strasbourg’a ilettiği ilk savunmada, vakfın Türkiye’deki iç hukuk yollarını tüketmeden Strasbourg’a başvurmasına karşı çıktı. Ankara’nın, “davacı vakıf senedinin değiştirilmesi davası açabilirdi. 2 tezi AİHM tarafından “Yargıtay’ın 1974’te aldığı karar davacının etkin başvuru yolunu tıkıyor” gerekçesiyle reddedildi. Türk Hükümeti buna karşılık vakıfların sadece tüzüklerinde belirtilen ölçüde mülk sahibi olabileceklerini, Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı’nın mülk edinmesinin hukuksal değer içermediğini ve Türk mahkemelerinin hukuksal değeri bulunmayan mülk edinme belgelerini iptal kararının kamu çıkarını korumaya yönelik olduğunu vurgulayan bir savunma sundu. Türk Hükümeti Ermeni azınlığa ait bir vakfa verilen mülk edinme iznini örnek de gösterdi. Emekli Büyükelçi Onur Öymen, AİHM’nin Lozan Antlaşmasını yeniden yorumlamak gibi bir yetkisinin bulunmadığını söyledi. Öymen, “AİHM’nin kararı görüşülebilir bulması nihai karar değildir. Ancak hükümet, Türkiye’nin haklarını dikkatlice korunmalıdır” dedi.
Papazlar da Sevr’i
hortlatma peşinde
Avrupa Birliği (AB)’nin Ekim ayı içinde yayınlayacağı “İlerleme Raporu” öncesi, AB ve ABD güdümünde hareket ederek Türkiye’nin parçalanması yönünde faaliyet sürdürdüğü iddia edilen dini azınlıklar, taleplerini artırdı. Fener Rum Patriği papaz Bartholomeos’un AKP hükümeti nezdindeki girişiminden sonra Türkiye Ermeniler Patriği Mutafyan’ın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e mektup yazarak tavizler istemesi “Azınlıklar Sevr’i hortlatmak istiyor” yorumlarına yol açtı. Dış politikadaki teslimiyetçi tavırları ile Türkiye’nin geleceğini karartan AKP Hükümeti’nin AB hayali uğruna Heybeliada Ruhban Okulu’nu açma gayretleri diğer dini azınlıkları da harekete geçirdi. AB ve ABD’nin güdümünde faaliyetlerini sürdüren dini azınlıklar, gerek eğitim gerekse de sözde soykırım iddiaları ile Türkiye’yi uluslararası alanda ağır tazminatlar ödetmeye çalışıyor.
AMACI ÇOK AÇIK
Her ne kadar Fener Rum Patrikhanesi’nce yalanlansa da papaz Bartholomeos’un Türkiye Cumhuriyeti aleyhine tutumu biliniyor. Geçmişte de birçok kez Türkiye’yi AB’ye şikayet eden Bartholomeos, yayınlanacak ‘İlerleme Raporu’na Heybeliada Ruhban Oku’nun açılması şartını ekletmeye çalışıyor.
ABD’nin Büyük Ortadoğu veya yeni adıyla Geneşletilmiş Ortadoğu Projesi kapsamında Vatikan tarzı bir yapılandırma istediği Fener Rum Patrikhanesi de bu gelişmelere çanak tutuyor. Papaz Bartholomeos, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açtırdığı vakit zaten yıllardır hayalini kurduğu “Ekümenik”lik sıfatını da kazanmış olacak.bazı yazarların ifade ettiği gibi ‘Türk yasalarına göre içimizde yaşayan papaz Bartholomeos öteden beri ABD’yi, şimdi de AB’yi kışkırtıcı bir siyaset izliyor.’ Dolayısıyla, AKP Hükümeti’nin iç ve dış politikadaki yetersizliğini fırsat bilen papazlar, şeytani planlarla Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.
PAPAZA ÇİÇEK TEPKİSİ
Heybeliada Ruhban Okulu’nun papaz Bartholomeos’un istekleri doğrultusunda ve AB’ye yaranma gayretleri çerçevesinde yeni öğretim yılını yetiştirme çabasındaki AKP Hükümeti, Bartholomeos’un Türkiye aleyhine açıklamasını tepki gösterdi. Özel randevularla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık konutunda özel randevularla kabul ettikleri papazın , kendi AB hayallerine sekte vuracak açıklamasından rahatsız olan Hükümet, sözcü Cemil Çiçek aracılığıyla açıklama yaptı. Hükümet Sözcüsü Çiçek, Bartholomeos’un kendi özel taleplerini Avrupa Birliği üzerinden gerçekleştirmeye çalışmakla itham etti.
Bartholomeos’un açıklamalarını eleştiren Çiçek, AB ülkelerinin kendi ülkelerinde de benzer düzenlemeler olmasına karşın Türkiye’deki bazı düzenlemeleri gündeme getirdiklerini söyledi. Çiçek, Türkiye’deki bazı sivil toplum örgütlerinin kendi özel beklentilireni AB üzerinden gerçekleştirmeye çalıştığnı vurguladı.
PAPAZ HADDİNİ AŞTI
Fener Rum Patriği papaz Bartholomeos’un açıklamarına bir tepki de CHP’den geldi. CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, Fener Rum Patriği’nin talepleri varsa bunu hükümetteki ilgili muhataplarıyla konuşabileceğini belirtti. Topuz, “Ama patrik, AB’yi Türkiye üzerinde baskı kurmaya yönlendirerek kendi taleplerinin yerine getirilmesini istediği zaman işler karışır. Patriğin bu şekilde harekete geçmesi doğru ve haklı değil” diye konuştu.
CHP Genel Başkan yardımcısı Onur Öymen de, Fener Rum Patriğinin sınırını aştığını belirterek, “bir din adamı bulunduğu ülkenin hükümetine yabancı baskılar yapılması için çağrıda bulunmaz. Aynı derecede şaşırtıcı olan Türk hükümetinin buna karşı sessiz kalmasıdır” dedi.
PATRİKHANE YALANLADI
Fener Rum Patrikhanesi, Patrik Bartholomeos’un Heybeliada Ruhban Okulu konusunda açıklamasıyla ilgili olarak basın organlarında yeralan haberin, gerçekle ilgisi olmadığını kaydetti. Bartholomeos’un verdiği demeçte Reuters’in hata yaptığını ve hatalarını kabul ettiği vurgulandı.
Patrikhane tarafından yapılan yazılı açıklamada, Bartholomeos’un Reuters Ajansı’na verdiği demecin, gazetelerde “AB Türkiye’ye baskı yapsın” veya “Heybeliada Ruhban Okulu AB baskısıyla açılacak” şeklinde yeraldığı belirtilerek, “Kamuoyunu rencide edici ifadelerle basına intikal etmiş olan haberin, hakikatle hiçbir ilgisi yoktur” denildi. Bartholomeos’un demecinde sadece “Heybeliada Ruhban Okulu’nun yakında açılacağını ümit ettiğinden” bahsettiği vurgulanan açıklamada, “Bu tashih, Reuters Ajansı’nca Patrikhane yetkilisinin kendileri ile irtibatından sonra kendi hataları olarak kabul edilmiştir” ifadesine yer verildi.
Öte yandan Fener Rum Patriği papaz Bartholomeos, 2004 Atina Olimpiyatları için Yunanistan’a gitti.
Ermeni papazın
amacı özerklik
Fener Rum Patriği papaz Bartholomeos’tan sonra şimdi de Türkiye ermeniler Patriği Mesrop Mutafyan AKP Hükümeti’nden isteklerde bulundu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e mektup gönderen mutafyan, Türkiye’deki Ermeniler için yeni düzenlemelerde bulunulmasını istedi.
AB sürecinde Müslüman olmayan cemaatlerin özgürlüklerini genişletmeye dönük reformlar yapılmasına karşın pratikte ancak ‘bir arpa boyu yol katedildiğini’ ileri süren Mutafyan, cemaat vakıflarının mülkiyet edinmesi konusunda da kendilerine diğer vakıflarla eşit hak tanınmasını istedi.
Mutafyan’ın Bartholomeos gibi Türkiye’yi tehdit içeren Başbakan Yardımcısı Gül’e gönderdiği mektupta şu istekler sıralandı:
“Parikliğin statüsü, konumu ve yönetimi konusunda henüz somut bir düzenlemeye gidilmememesi.
Cemaat vakıflarının mülkiyet haklarının diğer vakıflarla eşit duruma getirilmeyişi ve çıkarılan yönetmelikle daha önce bu yönde çıkarılan yasaların işlemez hale getirilmesi.
Cemaat vakıflarının yaşamasının önünde engel teşkil eden vakıf yöneticisi seçimi sorununun bu alandaki aksama ve ihtiyaçların ne olduğu sorulmadan gizliden düzenlenen soyut ve olumsuz bir yönetmelik çalışmasıyla sonuçlandırılmak istenmesi.
Ermeni azınlık okullarına ilişkin henüz özgün bir düzenleme yapılmamış olması.
Dil ve din öğretmeni ile ruhban eğitimi için bir çözüm getirilmemiş olması ve bu konuda yetkili makamlara sunulmuş olunan önerilerin değerlen-dirilmemesi.
Ders kitaplarındaki Ermeni düşmanlığı doğrucu ve gelecek nesilleri Ermeni karşıtı olarak yetiştirecek bölümlerin düzeltilmemiş olması.
Cemaati olduğu halde bazı ilerdeki ibadethanelerin hala kapalı tutulması.”
Görüldüğü gibi Bartaholomeos’tan sonra Ermeni Patriği Mutafyan’ın mektubu da AKP Hükümeti’nin acziyetini ortaya koyuyor.
AYTUNÇ ALTINDAL:
Taleplerinin sonu gelmez
Stratejist yazar Aytunç Altındal, AB ve ABD’nin Türkiye’nin parçalanması için azınlıkları devreye soktuğunu belirtti. Önce Fener Rum Patriği papaz Bartholomeos’un Türkiye Cumhuriyeti’ni suçlayıcı sözleri ve Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için AB’ye şikayeti, hemen arkasından da Ermeni Patriği Mutafyan’ın isteklerinin gelmesinin dikkat çekici olduğunu kaydeden Altındal, bu taleplerin sonunun gelmeyeceğini vurguladı.
Aytunç Altındal, gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ Şu anda Türkiye’nin önüne konacak rapor hazırlanıyor. Bu raporlarla azınlıklar meselesini ilerleme raporlarına sokacaklar. Dolayısıyla Türkiye’de bugünkü hükümetin zaafı ve dış politikadaki beceriksizliği sonucunda bu duruma gelindi.
Şimdi burada asıl olan mesele şu, New York’taki sigorta şirketi Ermenilere 20 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etti. Sigorta şirketi şimdi bunu Türkiye’den talep edecek. Ayrıca Kıbrıs’da Loazido davası da bittiği için oradan da tazminat davaları gelecek. İçerden de papaz Bartholomeos ve Ermeni patriği Mutafyan ve daha sonra da Süryani kilisesiyle birlikte tazminat taleplerini gündeme getirecekler.
Bazı gazetelerde ayrıntıları verilen maddeler çok enteresandır aynı Sevr’de istenen maddelerdir. Dolayısıyla adamların istedikleri gayet net ve açıktır. Bunu Hükümet’in sözcüsünün tevil etmeye kalkması hiçbir anlam ifade etmiyor. Bundan sonra da Kasım ayına bu azınlık talepleri ile ilgili peşpeşe istekler sıralanacak. Bu talepler de geldikten sonra artık Türkiye zaten yokuşa sürülmüş olacak.”
Türkiye’deki azınlıklar meselesini kullanarak, Türkiye’nin bölünmesini isteyen güçlerin AB ve ABD olduğuna dikkat çeken Altındal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eskiden 1. Dünya Savaşı öncesinde Rusya Ortadoksların koruyucusu, Türkiye’deki katoliklerin koruyucusu Fransay’dı veya diğer devletlerdi, Şimdi ise örgütler olarak koruyorlar. Türkiye’nin parçalanması için yol açmış durumdalar. Dolayısıyla, Bartholomeos şunu istemiş, Mutafyan bunu istemiş gibi taleplerle Türkiye toptan çökertilmek isteniyor. Türkiye belki karşı karşıya kalacağı bu tazminatlarla dış borcunun 5-10 kat fazlasını ödemek durumunda kalacak. Maalesef AB hayali uğruna ülke elden gitme tehlikesi ile karşı karşıya. AB, Türkiye’yi içine almayacağı halde uyguladıkları “Havuç Politikası” ile Türkiye’nin altını oymaya devam ediyor. AKP hükümeti o kadar zayıf ve acz içinde ki, bu taleplere evet demek zorunda kalıyor. Dış politika ise zaten yok gibi birşey.
Ayrıca, Türkiye bir müzakere tarihi diye uyutuluyor. Oysa ilerleme raporu hepsinden önemli. Eğer ilerleme raporuna ‘Azınlık hakları verilmemiş’ sözü girerse zaten tüm çabalar boşa gitmiş demektir. Bunu da kamuoyuna açık açık ifade etmelidir AKP hükümeti. Zaten papaz Bartholomeos ve Ermeni patriği mutafyan’ın açıklamalarının altında yatan sebep de budur. Taleplerini Ekim ayı içinde yayınlanacak olan ilerleme raporuna ekletebilmek.”
Yorumlar kapatıldı.