İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Papazın gücü

5 Ekim 2003— Durum böyle olunca kilisenin yönetimi, yani başpiskopos ve metropolitler kontrolden çıkıyorlar ve sık sık da küstahlaşıyorlar.

-Otur ulan yerine

-Bunları çömezlerine söyle. Oturmayacağım.

-Seni dışarı atacağım

-Sıkıyorsa hadi gel de at.

Sevgili okurlarım, bu diyalog Yunanistan’ın onca kahvesinden ya da tavernasından birisinde futbol ya da bir güzelin gözleri için kavga eden iki kabadayı arasında geçmedi. Otosefal Yunanistan Kilisesi’nin Sen Sinod Meclisi toplantısında, Atina Başpiskoposu Hristodulos ile Zakinthos adası Metropoliti Hrisostomos’un kayıtlara geçen tutanaklarından ödünç aldım.

Kilise burada hani derler ya devlet gibi…Dimdik ayakta duruyor. En büyük gücünü de halktan alıyor. Yunanlı dindardır.

Kilisenin halkın vicdanında taht kurmuş olmasının nedenleri dindarlıktan öteye de gidiyor. Gerek Osmanlı yönetimi altında geçen 4 asırda, gerekse akabindeki bağımsızlık savaşında kilisenin önemi fevkalade büyüktür. Bağımsızlık savaşı kahramanlarının önemli bir bölümü din adamıdır. Tarih onlardan “bir ellerinde tüfek bir ellerinde haç”diye bahseder.

Kilise zengindir. Belki de Yunanistan’ın en zengin şirketi. Bankalarda hisseleri uçsuz bucaksız arazileri vardır. Din adamlarının geliri normal devlet memurlarının üzerindedir. Eh adam ölmüş annesinin babasının ruhuna bir dua okutmak istiyor, din adamına bahşiş mubah. Adam kızını ya da oğlunu evlendirecek, kağıt üzerinde mecbur edilmese de düğün salonu imiş gibi kilise kiralıyor. Vaftiz töreni cenaze töreni için de durum farklı değil. Kilisede işler tıkır tıkır yürüyor anlayacağınız.

Kilisenin siyaset ve siyasetçiler üzerinde görünmez baskısı da vardır. Parlamento dönem çalışmalarını mı başlatacak, önce din adamları takdis edecek. Kabine mi yemin edecek, yine din adamlarının huzurunda. Büyük bir altyapı projesinin temeli mi atılacak, açılışımı yapılacak cüppeliler hep orada, hep en önde. Devletle açık bir hesabı olan vatandaş bile genellikle yanına bir din adamı alıp gider ilgili daireye.

Siyasetçi de pek cesaret edemiyor kiliseyi karşısına almaya. Geçen yıl Başbakan Simitis, AB yasaları gereğince hazırlanan yeni kimlik kartlarında din unsurunun yazılmaması konusunda kiliseyi karşısına almak zorunda kalınca hayli zor günler yaşamıştı. Atina’da, Selanik’de kilise tarafından örgütlenen hatta neden olmasın kışkırtılan yüzbinlerce insanın protesto gösterilerine maruz kalmıştı hükümet.

Durum böyle olunca kilisenin yönetimi, yani başpiskopos ve metropolitler kontrolden çıkıyorlar ve sık sık da küstahlaşıyorlar işte.

İyi pazarlar

Yorumlar kapatıldı.