Ertuğrul ÖZKÖK
ÖNÜMDE bir broşür duruyor. Altında şöyle bir ifade var: ‘Vatanseverin el kitabı: 3.’
Yani daha önce bu türden iki broşür daha çıkmış.
Adı şöyle:
‘İçimizdeki hançer: Fener Rum Patrikhanesi.’
KİM BUNU YAZAN
Bir tahminde bulunun.
Böyle bir broşürü kim yayınlayabilir?
Aşırı dinci bir örgüt mü?
Yoksa aşırı milliyetçi bir cemiyet mi?
Fanatik bir şahıs mı?
Bilemediniz.
Yayınlayan Ankara Ticaret Odası.
Yani Ankara’da ticaretle uğraşan insanları temsil eden bir kuruluş.
Önsözünü de bizzat odanın başkanı Sinan Aygün yazmış.
Bakın neler diyor:
‘Hıristiyan dünyasının ‘Müslüman-Türk kimliğinin kökü mutlaka kazınacaktır’ yemini ile başlayan süreç, son günlerde büyük bir ivme kazandı.
Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti dört bir taraftan kuşatıldı.
Ve maalesef hükümranlık haklarını IMF, Dünya Bankası ve AB gibi sömürücü kuruluşlara teslim eden Türkiye, bu büyük tehlike karşısında tamamen savunmasız ve çaresiz…
Bunun en çarpıcı örneği ise ‘Rum militanların Bekaa vadisi’ işlevi gören Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılma projesidir.
İşte bu kitapta, tarih boyunca fesat ve ihanet odağı olan Rum Fener Patrikhanesi’nin çirkin yüzü ortaya konularak, çok büyük bir tehlike gözler önüne serilmektedir.’
Ve kapanış cümlesi:
‘Her vatanseverin bu çalışmayı dikkatle okuması gerekiyor.’
Oda Başkanı Sinan Aygün oturup kendi kendine bir vatansever tarifi yapmış.
Kendini vatanseverler safına koymuş.
TARİF KENDİNDEN
Tabii bunu yapınca karşısında da kendiliğinden bir ‘vatanını sevmeyenler’, yani ‘vatan hainleri’ kategorisi oluşuyor.
Bu etiketleri verme patenti de sadece ve sadece Sinan Aygün’ün.
Kimler o vatanını sevmeyenler?
Tabii en başta Ruhban Okulu’nu açmaya çalışan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’liler.
Ondan sonra da Ruhban Okulu’nun açılmasını isteyen herkes.
ATO NE DİYOR
Bu ülkede ‘vatan hainliği’ etiketi bedava ya, bastır önüne gelenin alnına gitsin.
Ama ben merak ediyorum.
Acaba Ticaret Odası’nın bütün üyeleri bu görüşü paylaşıyor mu?
Hepsi Avrupa Birliği üyeliğini Sinan Aygün gibi ‘vatanı satmak’ olarak mı görüyor?
Benim bildiğim kadarı ile Ankara Ticaret Odası üyeleri, muhafazakár ama açık fikirli ve liberal insanlardır.
İçlerinde, AB üyesi ülkeler ile ticaret yapan çok sayıda işadamı vardır.
Acaba onlar bu broşürü okudular mı?
Bu ülkede vatanseverlik bu kadar cahilce yazılmış risalelerin ambalajı olabilir mi?
Bu kadar sıradan bir ideolojik fast-food ürünü haline gelebilir mi?
Ama daha önemlisi, bir ticaret odası bu kadar marjinal fikirlerin gerilla üssü haline getirilebilir mi?
Türkiye’de yüzlerce meslek örgütü var.
Ama hiçbiri böylesine şahsi bir politikanın aleti haline getirilmedi.
Diyeceksiniz ki, ‘Bu fikirler söylenmesin mi?’
Hiç itirazım yok. Söylensin.
Bunu söylemek isteyen, çıkıp kendi fikri olarak istediği kadar söylesin.
Ama insanları tahrik edebilecek böyle bir görüşün, Ankara Ticaret Odası gibi ülkenin makul çoğunluğunun temellerinden biri olması gereken bir kuruluşun bütün üyelerinin ortak görüşü gibi sunulması fevkalade yanlıştır.
Sadece yanlış değil, aynı zamanda tehlikelidir.
ATO üyelerinin önemlice bir bölümü, 6-7 Eylül olaylarını hatırlar veya bilir.
Çoğumuzun hafızası veya bilgisi, o çirkin olayları hatırlayacak durumda.
Modern Türkiye’nin modern insanları, 6-7 Eylül’ü yaratan zihniyeti hatırlamak değil, unutmak, hatta tarihinden silmek istiyor.
HEPİMİZ DÜŞÜNMELİYİZ
Şimdi birtakım insanların sırf şahsi ihtirasları ve medyatik olma merakları yüzünden bu olayların yeniden hortlatılması hepimizi düşündürmelidir.
Hem de çok düşündürmelidir.
Yorumlar kapatıldı.