İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

radikal: Ben neden özür dileyeyim ki?

Türker Alkan

Pazar günleri hafif, eğlendirici şeyler yazmak âdettendir. Ben de geçen pazar (Prof. Ercan Eyüboğlu’nun bir internet mesajından alıntı yaparak) Osmanlı padişahlarının annelerinin kimler olduğunu yazdım: Kimi Fransız, kimi İtalyan, kimi Musevi kökenli kadınlar.

Yazdığım şeyler elbette çok bilinen gerçeklerdir. Yaygın olarak bilinse de, hepsini bir listede görmek ilginç olacaktır diye düşündüm. Dünyada yabancı kadınlarla evlenen imparatorluk hanedanları çoktur. (Bu durum, biraz da, henüz ulusçuluğun gelişmediği bir dönemin anlayışından kaynaklanır). Fakat, Osmanlılar kadar yabancı kadınla evlenmiş başka bir hanedan bulunduğunu sanmıyorum.

Benim bu anneler listesini yayımlamaktaki amacım açıktır: Ülkemizde Müslüman olmayan yabancılara karşı tepki duyan, Müslüman olmayan yabancı kültürleri beğenmeyen, bu yabancıları aşağılayan muhafazakârlar vardır. Bu kişiler aynı zamanda ‘Osmanlı’yı yüceltir, hilafetin ve padişahlığın kaldırılmasını eleştirir. Ama nedense yücelttikleri padişahların Türk kadınlarıyla evlenmek yerine yabancı kadınları tercih ettiklerini de bilmezlikten gelirler.

Listeyi yayımlamaktaki amacım, bu tavrı takınanların içine düştüğü çelişkiyi göstermekti. Ne padişahları ne de eşlerini küçük düşürmek gibi bir niyetim olmadı. Tam tersine, bu renkli evlilik hayatlarından dolayı padişahların ilginç bir hayatları olduğunu ve sarayın ilginç bir yer haline geldiğini söylemek doğru olur belki de.

Ercan Eyüboğlu’nun listesi baştan sona doğru muydu, bilmiyorum. Her tarihi konuda olduğu gibi, bu konuda da elbette tartışmalar olmuştur ve olacaktır. Nitekim yazının yayımlandığı gün değerli tarihçi Prof. Halil Berktay bir not göndererek Osmanlı’ya gelin gelen bu kadınların birkaçının adına itiraz etti. Bunlar tarihçilerin tartışacağı şeyler. Benim açımdan önemli olan, Osmanlı padişahlarının büyük çoğunluğunun annesinin Türk ve Müslüman kökenli olmamasıdır. Sanırım bu saptamaya kimsenin itirazı yok.

Bu konunun tartışılması gereken iki önemli boyutu var: Birincisi, padişahlar neden böyle bir yola başvurdular? (İmparatorluğun ana unsuru olan Türk kökenlilere sarayda yer vermeyerek güç kazanmalarını önleme isteği olabilir. Ayrıca Osmanlı seçkinleri nezdinde ‘Türk’ olmanın pek de itibarlı bir yerinin olmadığını, ‘Etrakı biidrak’ türünden aşağılayıcı ifadelerle Türklerin dışlandığını unutmamalıyız.) İkincisi, Osmanlı padişahlarının izlediği bu ‘evlilik politikasının’ siyasal ve toplumsal sonuçları ne olmuştur? Türk kökenli olan ve olmayan eşlerin farklı gelişmelere neden olduğu söylenebilir mi? Bütün bunları araştırmada ve incelemede yarar var.

Geçen pazar günü yayımlanan Osmanlı eşleriyle ilgili yazıma tepki gösteren okurlarım oldu. En çok sorulan, ‘Bu yazıyı ne maksatla yazdın?’ sorusu oldu. Benim padişahlara hakaret ettiğimi, hatta Türk halkını küçük düşürdüğümü, özür dilemem gerektiğini yazanlar oldu.

Fakat, ilginçtir, bu eleştirleri yapanlardan bir teki bile, Osmanlı padişahlarının çoğunun annelerinin Türk ve Müslüman kökenli olmadığı savına karşı çıkıp, ‘Hayır, şu padişahların annesi Türk ve Müslüman kökenliydi’ demedi. Yani yazılanların yalan veya yanlış olduğunu (Berktay’ın küçük notu dışında) ileri süren kimse olmadı. Ama gene de benim Türk milletine saygısızlık ettiğimi düşünüyorlardı.

Şimdi burada ilginç bir durum hasıl olmuyor mu? Padişahların yabancı kökenli kadınlarla evlenmesi Türk halkına saygısızlık olmuyor da, bu gerçeği benim veya tarihçilerin söyemesi neden muhterem halkımıza saygısızlık oluyor, anlayabilmiş değilim doğrusu. Evliliğin keyfini onlar sürecek, özrünü ben dileyeceğim, yağma yok arkadaş. Bu tür evlilikler yapmak halka saygısızlıksa, bunun suçlusu ben değilim. Gidin, yapanlarla hesaplaşın.

Yorumlar kapatıldı.