Vakit gazetesinin yazarlarından Hüseyin Öztürk 18 Mayıs tarihli yazısında
Eurovisyon şarkı yarışmasında Türkiye’yi temsil eden Athena grubuna ve
“Sabetayist” olarak tanıttığı Sertab Erener’e yönelik ırkçı saldırıda
bulunmuştur.
Tümüyle ırkçı ifadelerle dolu olan yazı, “Ben bir Türk’üm ve Müslümanım. Bu
toprakların gerçek sahibiyim” sözleriyle başlamaktadır. İnsan Hakları Derneği
İstanbul Şubesi olarak öncelikle belirtmek isteriz ki, bu topraklar hiçbir etnik
ve dinsel kimliğin mülkiyetinde değildir, üzerinde yaşayan herkesin yurdudur.
Kişilerin ülkesiyle bağları yurttaşlık temelinde belirlenmiştir.
Öztürk bu toprakların “sahibi” olmak için Türk ve Müslüman olmayıı şart
koşuyor. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, bu memlekette Müslümanlar dışında
Hıristiyan Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, farklı dinlerden Yezidiler vardır.
Ayrıca Türk olmayan Müslümanlar, Kürtler, Lazlar, Çerkezler ve daha birçok etnik
kimlik bir arada yaşamaktadır. Türk ve Müslümanlar da dahil, bu kimliklerin
hiçbirinin diğeri üzerinde herhangi bir üstünlüğü yoktur.
Hüseyin Öztürk’ün yazısında devamla, “Burada akla şu soru geliyor. Athena
Grubu Türkiye’nin kaçta kaçını temsil ediyor? Ne zamandan beri Ermeni asıllı
kişiler, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eder oldu” deniyor.
Bu sözleri şiddetle kınıyoruz. Farklı etnik, dinsel kökenden gelenler
yurttaşlık temelinde eşittir. Bir basın mensubunun bu eşitliği tanımadığını bu
kadar açıkça ifade etmesi karşısında derin bir kaygı duyuyoruz. Ders
kitaplarında yazmadığı için genç kuşakların ve çocuklarımızın bilemeyebileceği
bir gerçeği bu vesileyle kamuoyuna hatırlatmak istiyoruz: Bugün birlikte
yaşadığımız Ermeniler bu topraklarda binlerce yıllık geçmişi olan, köklü bir
uygarlığın çocuklarıdır. Ermeniler Türkiye’nin kültürel, bilimsel, sanatsal
mirasının kurucu unsurlarından biridir. Bu ülkede yaşayan tüm diğer etnik,
dinsel, kültürel kimlikler gibi Ermenilerin de Türkiye’yi temsil etmeleri bir
lutuf değil, tersine sahip oldukları en doğal haktır.
Hüseyin Öztürk yazısında ayrıca, Eurovizyon final gecesinde şarkı söyleyen
Sertab Erener için “sabatayisttir” demekte, kendisine eşlik eden sema
gösterisine atıfta bulunarak, “O ruhtan yoksundur,” sözlerini sarfetmektedir.
“Sabetayist” sözcüğü, birkaç kuşak önceki aile büyükleri Yahudilikten
Müslümanlığa geçmiş olan ve “dönme” olarak tanımlanan kişiler için
kullanılmaktadır. Sertap Erener’in ailesinin kökenlerini bilmiyoruz. Bilmemiz de
gerekmiyor. Sertab Erener olsun, başkası olsun, herhangi bir kişinin soyunun
izini sürmek, en az birkaç göbek önce din değiştirmiş bir aileden geldiğini
varsayarak, kaç kuşak öncesinin Yahudi kimliğini bir suç gibi “ifşa” etmek açık
bir ırkçılıktır.
Huseyin Özturk bu yazısında sadece Ermenilereve Yahudilere/dönmelere yönelik
değil, her anlamda ırkçılık ve ayrımcılık yapıyor. Etnik ve dinsel kimliklerin
yanında, kadınları ve eşcinselleri de aşağılıyor
Sertab Erener için “Bu kadar çirkin bir kadın ilk defa görüyorum, çirkinliği
gizlemek için soyunmuş falan ama o surata bakarak onun vücudunu kim ne yapsın?”
diyerek kadınlara bakış açısını sergiliyor. Bosna Hersek’i "bir homoseksüel"in
temsil etmesine tepki duyarak, “Bosna’daki savaş sırasında biz bunlar için mi
kendimizi parçaladık” diyerek isyan ediyor ve eşcinsellere karşı da bir Nazi
zihniyetine sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Biz, Insan Hakları Derneği Istanbul Şubesi olarak böyle bir yazının
yazılabilmiş ve yayınlanabilmiş olmasını basın açısından utanç verici buluyor,
ırkçılığın her biçimini lanetliyor, Hüseyin Öztürk’ü ve bu yazıya yer veren
Vakit gazetesini kamuoyunun önünde kınıyoruz.
28 Mayıs 2004
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon
Yorumlar kapatıldı.