İnanması zor, belki de zaman bize şaka yapıyor. Charles Aznavour 80 yaşında.
1944 yılında “Ben sarhoşum” şarkısından ve 1946 yılında Edith Piaf’ın himayesinde gerçekleştirdiği turneler sonrasında Aznavour’un sahne hayatı başladı. Çokları gibi Aznavour için de başarıya ulaşmak o kadar kolay olmadı.
Bugün de sahneye çıktığında seyirciyi büyüleyen Aznavour, içsel dramatizmi, artistik ve ruhsal güzellikleriyle sahnede ” tiyatro şarkıları yazdığı ve bunu da sahnede oynadığını” söylemekte. Anri Verno, onun konserlerinin, özgün bir sahne gösterimi olduğunu kaydetmekte.
Fransız gazeteleri Aznavour için, Fransız Müzik Sanatının son devi, bitmeyen ve benzeri olmayan yeteneğe sahip bir şarkıcı, tanımlamasını yaparken, Fransız kültürünü özümsemiş ancak ulusal kimliğine de herzaman sadık kalmış bir sanatçı oldu Aznavour. Bu sebeple Dünya sahnelerini fethetmiş bu şarkıcıyı Ermenistan’da düşünüründen köylüsüne kadar herkes sevmektedir.
Ermenistan Devlet Arşivi’nde saklanan bir belgede Şarl Aznavour’u babası Mişa Aznavouryan’ın, Sovyet Ermenistan yönetimine başvurarak, Ermenistan’a nakli için izin verilmesi talebi yer almaktadır. Acaba bu izin verilseydi, Aznavour, Aznavour olur muydu? Zor. Aznavour ilk defa Ermenistan’a 1964 tarihinde geldi.Charles Aznavour’un doğumunun 80. yılına ilişkin Ermenistan Ulusal Kütüphanesi’nde yapılan etkinlik esnasında, Aznavour’a ilişkin hatıralarını anlatan Vanik Santryan, “1982 yılında Murad Rafayelyan okulu mezunlarını kutlamaya geldiği zaman, şarkıcıya yaklaştım ve şöyle dedim “Üstad Ermenistan’a gelmek istemiyor musunuz? ” 1989 Şubatında, Ulusal Deprem afetinden hemen sonra geldi. “Şarkı söyleyecek misiniz” diye sorduğumda, “Şimdi şarkı söyleme zamanı değil” şeklinde yanıt verdi. Ona eşlik ettiğim tüm gezisi boyunca, yüzünde bir tek gülümseme görmedim”diye anlattı.
Melanya Badalyan
Yorumlar kapatıldı.