8 Nisan 2004 Perşembe akşamı geceyarısına doğru, Ermeniler, kilise takvimlerindeki en kutsal oruca giriyorlar. İmanlılar, geleneksel ruhani uygulamalarla İsa Mesih’in elemlerini paylaşıyorlar.
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II, Perşembe saat 17:00’de, Kumkapı’daki Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Patriklik Merkez Kilisesi’nde 12 gencin ayaklarını yıkayacak. Yılda bir kez gerçekleşen bu törenle, Mesih İsa’nın son akşam yemeğinden hemen sonra havarilerinin ayaklarını yıkaması canlandırılmış ve Mesih’in ünlü “alçakgönüllü hizmet” dersi yeni kuşaklara bir kez daha aktarılmış olacak.
Ermeni geleneklerine göre, ayak yıkama töreninden hemen sonra, günbatımıyla birlikte, Mesih’in Getsemani bahçesindeki çilesinin, tutuklanmasının, yargılanmasının, çektiği elemin, çarmıha gerilmesinin, ölmesinin ve gömülmesinin anısını yaşatan Elem Orucu’na giriliyor.
Ayak Yıkama töreni bittikten sonra, Cumartesi günbatımında kutlanan Paskalya arefesi ayini bitene değin Elem Orucu sayılıyor. Ermeniler, Elem Orucu süresince sadece içine biraz sirke katılan haşlanmış yeşil mercimek, su ve ekmek yiyor. Ermeni dini geleneklerine göre yeşil mercimek, Meryem Ana’nın döktüğü elem gözyaşlarını (Lu. 2:35); sirke ise çarmıha gerilen Mesih’e uzatılan sirkeyi (Yu. 19:29-30) simgeliyor.
Paskalya Orucu’nda oruç veya perhiz tutmayanlar bile, Elem Orucu’nu tutuyor, Cumartesi Paskalya arefesi ayininden sonra orucu balık yiyerek bozuyor. En eski Hristiyan kaynaklarına göre balık (ICHTUS) İsa Mesih’i simgeliyor. Elem çeken, çarmıhta öldürülen, gömülen ve pazar sabahı tan vakti ölülerden Dirilen’in “İsa Mesih Tanrı’nın Oğlu Kurtarıcı (Iesous Christos THeou Uios Soter)” olduğu böylece simgelenmiş oluyor.
Paskalya’nın (Surp Zadig) kutlandığı 11 Nisan Pazar günkü bayram ayininden sonra ise tüm Hristiyanlar’da olduğu gibi, Ermeni geleneklerine göre de Paskalya menüsü muhakkak kuzu çevirmeden, ya da kuzu etiyle hazırlanmış yemeklerden oluşuyor.
Yorumlar kapatıldı.