İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

radikal: Genelkurmay yeni açıklama yapmalı

Murat Yetkin

Hürriyet gazetesinin ortaya çıkardığı, yurttaşların Silahlı Kuvvetler tarafından izlenmesini talep eden belge, siyasi kulisler kadar diplomatik kulisleri de dalgalandırdı. Genelkurmay Başkanlığı’nın, haberin yayımlandığı gün, 10 Mart’ta yaptığı açıklama gerçi spekülasyonların fazla tırmanmamasını sağladı. Ancak soru işaretleri hâlâ yerli yerinde.

Sırasıyla gidersek; Genelkurmay açıklamasında haberin doğru olduğu söylenerek, İstanbul Kartal’daki 2’nci Zırhlı Tugay Komutanlığı’nın 6 Şubat 2004 tarihinde yayımladığı ‘gizli’ ibareli istihbarat toplama formunun varlığı kabul edildi. Bu faaliyetin 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu çerçevesinde ‘değerlendirilmesi gerektiği’ vurgusu da yapıldı. Söz konusu kanuna göre, askeri makamlar, mülki idare amirlerinin, yani vali ve kaymakamların talebi durumunda çıkabilecek olaylara karşı kuvvet talebinde bulunabilirlerdi. Oysa bu durumda, askeri birlik, bölgedeki kaymakamlardan, onlar da mahalle karakollarından istihbarat talebinde bulunuyorlardı.

İstihbarat toplama ve koordine etme ise 2937 sayılı kanunla Milli
İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) verilmiş bir görevdi.

Dolayısıyla Genelkurmay açıklamasının İl İdaresi Kanunu’na verdiği referansın faaliyeti destekleyip desteklemediği konusunda ayakları yere basan bir yorum yapılamıyordu.

Çünkü, açıklamanın son cümlesi çok ilginçti: “Ancak, çalışmada yer alan bazı hususların düzeltilmesi maksadıyla da gerekli incelemelere başlanılmıştır.”

Bu açıklamadan şu sonuçları çıkarmak mümkün:

1 – Demek ki çalışmada düzeltilmesi gereken, yani doğru olmayan bazı hususlar vardı.

2 – Genelkurmay bunların düzeltilmesi gerektiğine inanmıştı.

3 – Bu hususların o çalışmada yer aldığından ya da kamuya açık hale geleceğinden Genelkurmay karargâhının ya haberi yoktu ya da süreç içinde yine askeri makamlarca tahrif edilmişti.

4 – Genelkurmay karargâhı bu düzeltmeyi yapabilmek amacıyla incelemelere (demek ki birden fazla) başlamıştı.

5 – Ve bunu vakit geçirmeden kamuoyuyla paylaşmak istemişti.

Ortaya çıkan manzara ne yazık ki, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin toplumdaki itibarını yüceltici olmadı. Tersine pek çok tartışmanın odağına taşıdı. Siyasi çan eğrisinin iki ucunda kalan marjinal kesimlerden gelen

‘Yüreğimiz rahatladı, iyi oldu’ açıklamaları dışında, geniş kesimlerin zihninde yanıtı bulunmayan sorular belirdi. Acaba mahalle karakollarına dek ‘gizli’ damgalı istihbarat raporlarının yollanması Genelkurmay’ın tasarrufu muydu? Doğruysa, toplumun demokratikleşmesi, şeffaflaşması ve Avrupa Birliği’ne üye olması için duraksamadan açıklama yapan Genelkurmay neden böyle bir çıkışa gerek duymuştu? Uygulama, yalnızca 2’nci Zırhlı Tugay bölgesi ile mi sınırlıydı? Hava ve Deniz Kuvvetleri ile Jandarma birliklerini de kapsamış mıydı? Yoksa bu, iddia edildiği gibi Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın bir uygulaması mıydı? Öyleyse, Genelkurmay karargâhının onayı olmaksızın mı uygulamaya konulmuştu?

Bu sorular yanıtsız kaldıkça sorun derinleşeceğe benziyor. Çünkü yorumlar çeşitleniyor. Çeşitlenen yorumlar ‘Büyük bir gaf’ ve ‘Alt kademelerde hatalı davranışlar’dan, ‘Kasıtlı yapıldı, böylelikle asker ‘ben buradayım’ dedi’ uçlarına dek uzanıyor.

Dünkü Milliyet gazetesinde yer alan bir kulis haberi bu yorumları daha da karmaşık hale getirdi. Bu habere göre, yönerge gönderilmesi emri Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından verilmemişti. Bu ‘lokal bir olaydı’.

Haber doğruysa, olaydan 2’nci Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kaya Varol’u mu sorumlu tutmak gerekecekti? Birlik, İzmit’teki 15’inci Kolordu’ya bağlıydı ve yönergenin 26 Ocak günü, Korgeneral Zafer Özkan komutasındaki bu kolordu tarafından tugaya gönderildiği bilgisi basına sızmıştı ve yalanlanmamıştı. 15’inci Kolordu, Orgeneral Yaşar Büyükanıt komutasındaki 1. Ordu’ya; 1. Ordu Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman’a, o da doğrudan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’e bağlıydı. Aksama varsa, hangi kademede, hangi kademenin altında olmuştu? Filtre mekanizması hangi kademede, aşamada çalışmamıştı?

Genelkurmay’ın incelemelerini bitirdikten sonra kamuoyuyla paylaşmasında, spekülasyonların sona erdirilmesi, TSK üzerine gölge düşürülmemesi açısından büyük yarar var.

Yorumlar kapatıldı.