İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

hürriyet: Rosenberg’ler ölmemeli!..

Yalçın DOĞAN

FİŞLENİYORUM, fişleniyorsun, fişleniyor, fişleniyoruz, fişleniyorsunuz, fişleniyorlar!..

Fiil çekimi gibi!.. Şöyle bir hesaplıyorum, eh yaklaşık 56 milyon kişi bu fişlemelerden nasibini alıyor!..

Bir dönemin mantığını sergilemesi açısından, son zamanların en önemli haberi önceki gün Hürriye’te yayınlanıyor. Çerkezler’den Boşnaklar’a, zengin aile çocuklarından tarikatlara, uyuşturucu ve masonlardan AB yanlısı kişilere kadar herkes devlet tarafından fişleniyor!..

Devlet bilmek istiyor, kim zengin, kim AB’yi savunuyor, kim Klu Klux Klan, kim Arnavut, kim düşünüyor, kim yazıyor!..

O zaman da fişliyor!.. Kara Kuvvetleri Komutanlığı istiyor, vali ve kaymakamlar fişliyor!..

MCCARTHY’CİLİK BU

Türkiye’de, bir zamanlar Amerika gibi, cadı kazanı sahneye konuyor. Cadı kazanı, çünkü AB’de son raunda doğru hızla yol alınıyor.

Soğuk savaşın en ünlü yöntemi Amerika’da 1950’ler böyle kasıp kavruluyor. Kim özgür düşünceyi, savunuyorsa, kim aklı ve mantığı savunuyorsa, 1950’de onlara Amerikan aleyhtarı damgası vuruluyor. Hayat hakkı tanınmıyor. Hatta, buna bilimsel araştırma yapanlar da dahil.

İşte, ünlü Rosenberg’leri elektrik sandalyesine götüren aynı cadı kazanı. Aynı fişleme. Aynı ihbar furyası. Toplumu birbirinden kopartan, herkese korku salan bir senaryo, 1950’lerin Amerikası…

Bugün dünyada hiç bir toplum, öyle bir Amerika’da yaşamak istemiyor. Ne demek fişlemek!..

YANLIŞ BİRDEN ÇOK

Önce Kara Kuvvetleri Komutanlığı vali ve kaymakamlara böyle bir emir yetkisini nereden alıyor?.. Açıklamaya göre, il idaresi yasasından.

Ama, bunun bir hiyerarşisi yok mu?.. Kara Kuvvetleri Genelkurmay’a, Genelkurmay Başbakanlık’a, Başbakanlık İçişleri Bakanlığı’na yazmak zorunda. Oradan da, vali ve kaymakamlıklara. Dolayısıyla, bu zincirde bir kırılma var.

İkincisi, ülke içinde şu ya da bu grupların, ülke aleyhine faaliyeti ve örgütlenmesini önlemek elbet devletin görevi. Ama, bu görev öncelikle siyasal iktidara ait değil mi?.. Bunu önlemek üzere, asker emir alacağı yerde, emir veriyor!..

Üçüncüsü, AB yanlılarını fişlemek ne demek?.. Artık belli ki Türkiye’de halkın yüzde 80’i AB’den yana. 70 milyonun yüzde 80’i, ediyor 56 milyon!.. Daha kafadan 56 milyon kişiyi fişlemek!.. Fişlenmesi istenen diğer gruplar da eklendiğinde, Türkiye’de fiş dışı adam pek kalmıyor.

Peki, neden böyle bir emir?.. Çünkü, artık AB yolu yaklaşıyor. ABD’de iktidar paylaşılmıyor. İktidar, sadece siyasal iradeye ait. Yani, Türkiye AB ile birlikte kabuk değiştirmeye aday.

2004 Aralık’ta AB tarih veriyor. 2004 Aralık’a kadar, kimbilir daha neler var?..

Biz AB’ye zaten girdik

İKİ gündür Denizli, İzmir, Aydın yöresinde dolaşıyorum.

Herkese mutlaka aynı soruyu soruyorum. AB hakkında ne düşünüyorsunuz?.. Daha tek bir kişiye rastlamadım ki, AB’ye karşı olsun. Kafasında soru işareti taşıyanlar bile, ‘‘hele bir girelim’’ düşüncesinde.

Hatta, Denizli ve Aydın’da işadamları, dış ticaret bağlantıları nedeniyle, ‘‘Biz zaten AB’ye girdik’’ diyor. Halkın en önemli hedeflerinden biri AB.

AB yanlıları fişleniyor ya!.. Bence, fişlemeye Ege Bölgesi’nden başlamak gerek!..

Yorumlar kapatıldı.