İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

zaman: Fener Patrikhanesi’ndeki atamaları Dışişleri yakından izliyor

Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, bugün bakanlık çıkışında basın mensuplarının
Sen Sinod’a 4’ü Yunan, 1’i ABD’li ve biri de İngiliz 6 başpiskoposun atanması
ile ilgili bir soru üzerine, konuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini
belirtti.

Diplomatik kaynaklar da, söz konusu gelişmelerle ilgili basında çıkan
haberler konusunda dikkatli bir inceleme ve değerlendirmenin yapıldığını
belirtiyor. Fener Rum Patrikhanesi Sen Sinod Meclisi’nde 12 kişi görev yapıyor
ve söz konusu haberlerde, 1923 yılından bu yana ilk defa bu meclise Türk
vatandaşı olmayan başpiskoposun atandığı ifade ediliyor.

Öte yandan avukat Kezban Hatemi, Patrikhane’deki atamalarla ilgili
yayınların asıl amacının Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik sürecini
baltalamak olduğunu savundu. Patrikhanenin hukuk danışmanlığını da yürüten
Hatemi, olayı ‘bir bardak suda fırtına koparmak’ olarak değerlendirdi. Hatemi,
“Patrik başka yerlere atadığı metropolitlerinden altı tanesini altı aylık
süreyle kullanmak istedi. Kanun sadece patriğin Türk vatandaşı olmasını arıyor.
Bu meclis üyelerinin Türk vatandaşı olması şartı yok.” dedi. Bir kilisenin
ruhani dini meclisine laik devletin karışmasının anlamsız olduğunu da savunan
Hatemi, “Bunlar bizim renklerimiz, kendi dini ritüelleri ile ilgili bir
tasarruflarından bu kadar rahatsız olunmasını anlamakta güçlük çekiyorum.” diye
konuştu. Prof. Dr. Niyazi Öktem ise Patrik’in Ruhban Okulu’nun kapalı olmasından
dolayı din adamı yetiştiremediğini ve bu atamaları mecburen yaptığını söyledi.

Patrikhanenin bütün dünyaya hitap eden bir yönü olduğunu söyleyen Prof.
Öktem, “Olayın Türkiye ile doğrudan ilgisi yok. Patriğin Türk vatandaşı olması
zorunlu. Bana göre kanunlar gelişen koşullar içinde yeniden yapılandırılmalı.
AB’ye giriş sürecinde inanç özgürlüğü açısından meseleye gerçekçi bakmak lazım.”
dedi. Atamanın aynı zamanda Patrik Bartholomeos’un bir güç gösterisi olduğuna da
işaret eden Öktem, “Patrik kendisine olan dünya desteğini göstermek istiyor.
Ancak sonuçta bu konu Hıristiyanların bir iç meselesi. Laik bir devlet, bir dini
grubun iç işlerine açık ve yakın bir tehlike görmediği sürece karışmaz.” diye
konuştu.

Yorumlar kapatıldı.