İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Özdemir İNCE: İsa’nın Tutkusu değil Çilesi – Hurriyet

Filmin adında iki sözcük yer alıyor:
İsa
ve ‘‘Passion’’. ‘‘İsa’nın passion’u’’.

‘‘Passion’’ sözcük-kavramı İsa’nın çarmıha gerilmesiyle ilgili olarak
bütün Hıristiyan áleminde kullanılıyor. Türediği Latince kaynak olan ‘‘Passio’’
sözcüğünün anlamı: Acı, ıstırap, çile…. ‘‘İsa’nın Çilesi’’
üç evreden oluşuyor: Antonia Kalesi’ndeki vali konağında (mahkeme salonunda)
idama mahkûm edilmesi; buradan başlayarak Dokuz Durak’lık Via Dolorosa (Haç
Yolu)
boyunca haçı sırtında taşıması ve sonunda Golgota Tepesi’nde çarmıha
gerilmesi… Aslında buna ‘‘sona eriyor’’ demek de pek doğru değil.

‘‘Çile’’ (Passion), aynı zamanda bu süreci konu alan sanat yapıtlarına
verilen ad.

İlkin bu yanlışın düzeltilmesi gerekiyor. Filmin doğru adı: İSA’NIN ÇİLESİ’dir.

* * *

Dört kanonik İncil’i dikkatli okuyanlar, İsa’nın Çilesi’nin dinsel değil bir
politik mücadele olduğunu da görürler. Hıristiyanlık başlangıçta toplumun aşağı
ve sömürülen katmanlarında; ‘‘çileli ve acı çeken’’ halk, yoksullaşmış ve
özgürlüğünü yitirmek üzere olan özgür insanlar, küçük zanaatkárlar arasında
doğdu. Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ayaklanmalarla bir yere varamayan
halk arasında, onları dünyanın kötülüklerinden ve acılarından kurtaracak bir
‘‘göksel kurtarıcı’’
beklentisi doğdu.

Bu umut, 1. yüzyılda, insanların, Tanrı tarafından gönderilecek
‘‘Yahudiler’in Kralı Mesih’’
ten gelmesi beklenen mucizevi kurtuluşa umut
bağladığı, acının son sınırına gelmiş Yahuda’da ve birçok Yahudi kolonisi
bulunan Anadolu’da özel bir güçle ortaya çıkmıştı. Zaten bölgenin yerli halkı
kendi kurtarıcı tanrılarına ya da çok yaygın kültlerin kurtarıcılarına umut
bağlanmış bulunuyordu.

* * *

Demek ki İsa ezilen yoksul halkın umudu ve temsilcisiydi. İnciller, İsa’nın
Augustus zamanında dünyaya gelmiş olduğunu aktarırlar. İsa otuz yıl varlığını
belli etmeden yaşadı, sonra vahiy yoluyla bilmeye ve mucizeler göstermeye
başladı. Hastaları sözle iyileştiriyor, ölüleri diriltiyor, yoksul ve basit
insan kalabalıklarını topluyor ve kendilerine alçakgönüllülük ve yumuşaklık
öğütlüyordu; çevresinde bir yandaş topluluğu oluştu. Roma yönetiminin
temsilcileri ve ‘‘Bütün başkáhinler ile kavmin ihtiyarları’’ (Matta
İncili, 27) kendisini tehlikeli bir asi kabul ettiler. Çünkü Kayser’e vergi
verilmesine engel olmaktadır (Luka, 23). Ve Yahudi Din Mahkemesi (Sanhedrin)
tarafından ölüm cezasına mahkûm edildi. Roma temsilcisi, Yahuda Valisi Pontius
Pilatus mahkemenin kararını onayladı ve İsa çarmıha gerildi. Olaya bu açıdan
bakınca, İsa’nın Spartakus’tan herhangi bir farkı yoktur.

* * *

Olay dört kanonik İncil’de (Matta, 27; Markos, 15; Luka, 23; Yuhanna, 18,
19) ve apokirif Barnabas İncili’nde böyle anlatılır. Hz. İsa’yı Yahudi halkı
değil, Roma yönetimi ile Yahudi Din Mahkemesi çarmıha gerdi. Gerçek budur! Ve
olay sadece dinsel boyutları içinde ele alınırsa içinden çıkılmaz bir duruma
girer.

İnciller İsa’nın çarmıha gerilmesinin 6. ve 9. saatleri arasında bütün yeryüzüne
karanlık çöktüğünü yazar. Ve İsa dokuzuncu saate doğru ‘‘Allahım, Allahım,
beni niçin bıraktın?’’
diye haykırır. Bu haykırış, İsa’nın ve insanlığın
dolmayan çilesinin doruk noktası olmalı.
 

Yorumlar kapatıldı.