İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

yög: Cemaat vakıfları da rahatsız

İSTANBUL – Avukat Diran Bakar, AB uyum yasaları çerçevesinde Ağustos 2002’de çıkarılan 4471 sayılı yasa ile Ocak 2003’te çıkarılan 4758 sayılı yasanın azınlık vakıflarına ilişkin hükümleri konusunda değerlendirmede bulundu. Uyum yasalarının hayata geçirilmesinden en büyük darbeyi hükümetin vurduğunu savuran Bakar, “Bir yandan Meclis kanun çıkarıyor, diğer yandan aynı Meclis’in hükümeti kanuna rağmen davaya devam ediyor. Bu davalardan vazgeçilmeli” dedi. Mahkemelerin davaları sonuçlandırmayıp, uzattığını belirten Diran Bakar, kaygılarını “Devlet ciddi olarak uygulamak istemiyor veyahut bir beklentileri var: ‘Bizi AB’ye almazlar, biz de bu işlerden vazgeçeriz’ diye bir düşünceleri mi var, bilemiyorum” sözleriyle dile getirdi. 4771 sayılı yasanın vakıfların “yeni mal edinmelerini” ve “tasarrufu altında olup da tapuda adına kaydedilmemiş malların vakıf adına kaydedilmesi” konusunda Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne taktir yetkisi vermediğine dikkat çeken Bakar, “Halbuki bu yasaya dayanarak çıkarılan yönetmelik, bunları Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün iznine bağlamış. Bu yönetmelik kanuna aykırı” dedi. Bakar, yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açtıklarını bildirdi. Bakar, bazı taşınmazların tapuda tescili için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvurduklarını, başvurularının bazılarının kabul edildiğini, bazılarının ise incelemeye dahi tabi tutulmadan kabul edilmediğini söyledi. Bakar, cemaat vakıflarına vasiyet yoluyla bırakılan malın tescili için yaptıkları başvurulardan sadece birinin kabul edildiğini belirterek, “Bir adam vasiyetnamesinde malının yarısını bir cemaat vakfına, diğer yarısını başka bir vakfa bıraktı. Bunlardan biri kabul edilirken, öteki kabul edilmedi” diyerek, uygulamadaki çelişkilere dikkat çekti.

‘AİHM’e gidebiliriz’

Bakar, yönetmeliğin iptalinin yanı sıra, vasiyetname olmasına karşın cemaat vakıflarına bırakılan malların adlarına kaydedilmesi için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne yapılan başvurulardan bazılarının incelemeye tabi tutulmadan reddedilmesi kararının iptali için dava açtıklarını bildirdi.

Bakar, Danıştay’dan da lehlerine bir karar çıkmaması halinde cemaatin bu konuyu değerlendirdikten sonra, ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle AİHM’e götürebileceğini bildirdi.

Yorumlar kapatıldı.