İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ntv: Almanya’da türban tartışması sertleşiyor

Işık Selen

NTV-MSNBC

17 Aralık 2003— Yeşillerin başı çektiği bir grup, türban yasağına karşı çıkarken, Sosyal Demokratların Türk asıllı milletvekili Lale Akgün’ün önderliğinde bir kesim türbanın siyasi simge olduğu ve yasaklanması gerektiği görüşünde.

‘KADINA DIŞLANMIŞLIK HİSSİ VERİR’

Aralarında çok sert tartışmaların yasandığı bu iki cepheden birincisi, “türbanın kamu kuruluşlarında, aynı zamanda Alman okullarında yasaklanmasının doğru olmadığı, türbanın yasaklanmasının kadına dışlanmışlık hissi vereceği” görüşünü savunuyor. Bu görüşte olan grubun başını, Federal Alman hükümetinin Göç ve Uyum Danışmanı Marieluise Beck (Yeşiller) ile Berlin eyalet parlamentosunun yabancılar eski görevlisi Barbara John ile Federal Meclis’in önceki başkanlarından Rita Süssmuth (CDU) çekiyor.

‘TÜRBAN BAŞÖRTÜSÜYLE KARIŞTIRILIYOR’

Buna karşılık ikinci cephenin lideri ise Alman Sosyal Demokrat Partisinin Federal Meclis’teki Türk asıllı milletvekili Lale Akgün! Lale Akgün’ün önderi olduğu kesimin Almanya’daki Türk kamuoyu tarafından büyük çapta destek gören görüşünü ise, “tartışmada başörtüsü ile türbanın birbirine karıştırıldığı, türbanın kamu alanında, bu arada da okullarda kesinlikle yasaklanması gerektiği, çünkü devletin okullarda dinlere karşı tarafsız kalması gerektiği, bu tarafsızlığın bozulamayacağı, oysa türbanın bir siyasal sembol olarak okula sokulmak istendiği, bunun da engellenmesi gerektiği” biçiminde özetlemek mümkün…

Normal başörtüsünün başka bir şey olduğu, türbanın ise siyasal bir simge olarak kullanıldığı, devletin dinler karşısındaki tarafsızlığı açısından Almanya’daki okullarda türbanın yasaklanmasının yanında Hıristiyanlik ve Musevilik gibi başka dinlerin sembolü niteliğindeki işaretlerin de okul binalarıyla sınıflardan çıkarılması gerektiği de bu kesim tarafindan dile getiriliyor.

ANAYASA MAHKEMESİ YASAĞI KALDIRDI

Bu arada Federal Alman Anayasa Mahkemesi’nin 24 Eylül 2003’de verdiği karardan sonra okullarda türban yasağı konusunda Federal Almanya’nın 16 eyaleti de kendi aralarında tam anlamıyla ikiye bölünmüş durumda…

Federal Alman Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, okullarda türbanın yasaklanması yolunda daha önce okul yönetimleri, eğitim daireleri, ya da idari mahkemeler tarafından verilen kararları bir anlamda eleştiri niteliğini taşıyordu.

Anayasa Mahkemesi yargıçları bu konunun düzenlenmesi görevinin yasama organlarına düştüğüne işaret ediyorlar ve bir eyalette eyalet meclisi tarafindan açıkça bir yasal düzenlemeye gidilmediği sürece, o eyaletin okullarında türbanlı öğretmenin derse girmesinin engellenemeyeceğini belirtiyorlardı. Diğer bir ifadeyle Federal Alman Anayasa Mahkemesi 24 Eylül 2003 tarihli kararıyla türban yasağını bir anlamda kaldırıyor, ama buna karşılık eyalet yasama organlarına da türbanı okullarda yasaklayabilme yolunu açıyordu.

EYALETLER KENDİ TAVIRLARINI BELİRLİYOR

1972 Kabil doğumlu olan, 1995 yılında da Alman vatandaşlığına geçen Afgan asıllı türbanlı öğretmen Fereshta Ludin’in alt yıl önce başlattığı tartışmayla ilgili olarak Federal Alman Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bu karardan sonra 16 eyalet türban konusundaki tutumlarını netleştirmeye başladılar.

Aralarında Baden-Würtemberg, Berlin, Brandenburg, Hessen, Aşağı Saksonya, Saar ve Bavyera’nın bulunduğu yedi eyalet, okullarda türban yasağını öngören yasa çıkartmaya başladı ya da türbanı yasaklama yönünde harekete geçerti. Diğer eyaletler ise yasaklama kararına en azından şimdilik karşı olduklarını dile getirdiler.

Okullarda türbanı yasaklama uygulamasına şu anda sıcak bakmayan, ya da görüşünü tam olarak belirlemeyen bu eyaletler Kuzey Ren Vestfalya, Rheinland-Pfalz , Hamburg, Schleswig-Holstein, Bremen, Saksonya, Saksonya-Anhalt, Mecklenburg Vorpommern ve Thüringen…

Özetle söylemek gerekirse Afgan asıllı Fereshta Ludin’in türbanıyla ilgili başlayan bir konu bugün Almanya’nın çok önemli bir tartışma konusu haline gelmiş bulunuyor. Federal Anayasa Mahkemesi’nin de bu tartışmaya şöyle veya böyle nokta koyamamış olması, devletin okullarda dinlere karşı tarafsızlığını yeterince vurgulamaması ve çözümü Almanya’nın 16 eyaletinin herbirinin kendi yönetimine bırakması, konuyu içinden daha da çıkılmaz bir hale getiriyor.

Yorumlar kapatıldı.