Önay Yılmaz
Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob, ruhban okuluyla ilgili hükümetten bir talepleri olmadığını, herhangi bir görüşmede de bulunmadığını söyledi.
Kumkapı’daki Patrikhane’de sorularımızı yanıtlayan II. Mesrob, kendilerinin Fener Patrikhanesi gibi bir ruhban okulu istemediklerini, bunun yerine İstanbul’daki bir üniversitenin “Dil, Tarih, Coğrafya” fakültesinde “Anadolu’nun Yerel Kültürleri” isimli bir kürsü açılmasından yana olduklarını, burada hem din adamı, hem öğretmen yetiştirilebileceğini belirtti.
Nüfus açısından Müslüman olmayan en kalabalık azınlığın Ermeniler olduğunu anlatan Patrik, “Türkiye’de yaklaşık 80 bin civarında Ermeni yaşıyor. 43 de kilisemiz var. Yeterli din hizmeti götürebilmek için en azından 25 – 30 papaza, 1 – 2 piskoposa ihtiyacımız var. Fener Patrikhanesi’nin ruhban okulu açma isteğinin de gerçekleşmesini dilerim” dedi.
Bir önceki hükümetin sorunlarına olumlu yaklaştığını, ancak koalisyonda kendi siyasi görüşleri gereği Ermenilere pek dostça olmayan kişilerin de bulunduğunu savunan II. Mesrob, “Bunlar sorunlarımızın çözümünü istemedi. Şimdi hükümet bize ilgi gösteriyor. Ancak bu ilginin AB ile ilgili olmamasına inanmak isterim” diye konuştu.
Türkiye’nin AB’ye girmesinde Avrupa’nın ekonomik ve eğitimsel anlamda bazı kaygıları olduğunu anlatan Patrik, “Türkiye’nin her köşesini görmüş biri olarak AB’ye henüz hazır olmayan bölgelerimiz var. Türk insanının birçoğu gibi Türkiye’nin AB’ye girmesine sıcak bakıyorum” şeklinde konuştu.
Ne Türk’üz, ne de Ermeni
Türkiye’de, Ermenilerin iki taraflı tepkiye maruz kaldığını belirten Patrik, şöyle konuştu:
“Türkiye’de Ermeni olursanız, Türkiye’de Türk demezler, yurtdışında Ermeni demezler; iki taraflı tepki var. Yazın Ermenistan’da düzenlenen ‘Ermeni Olimpiyatları’na İstanbul’dan giden Ermeniler, ‘Sizin burada ne işiniz var? Siz Ermeni misiniz?’ şeklinde ırkçı tepkiyle karşılaştı. O kadar menfi propaganda var ki, bu Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yeni bastırılan kitaplarda da yer alıyor. Ermeni kiliselerinin terör yuvası oldukları, Ermenilerin hain olup Türkleri arkadan vurduğu anlatılıyor. Eğer iki taraf da resmi tarihlerine böyle yazarsa, barış için hiç umut yok demektir. Avrupalılar birbirlerinin gözünü çıkarmış ama bugün barış içinde birlikte yaşama yolunda adımlar atıyor. Biz hep ebedi düşman mı olacağız? Tarih değiştirilemez ama geleceği sonuçta biz hazırlarız.”
Soykırım konusunun tek taraflı kitaplarla çözülemeyeceğini, iki tarafın da politikasının iflas ettiğini, yeni bir yaklaşım gerektiğini belirten Mesrob, “O da şimdiye kadar adamakıllı denenmeyen diyalog” dedi.
Kemana bayılırım
Özel yaşamıma zaman ayıramıyorum. Ancak klasik, özellikle keman konçertolarını severim. Yurtdışına çıktığımda da müzik kasetleri alırım. Bir de Türk klasik müziğine ilgim var. Mesleki kitapları tercih ediyorum. Gazete okumak ve televizyon seyretmek ise bir lüks. Patrikhane Türkiye’deki cemaatin bağışlarıyla ayakta duruyor. Yurtdışındaki Ermeniler bize para yollamaz.”
Yorumlar kapatıldı.