Ergun Göze
MİLLİ Eğitim Bakanı ‘Heybeliada Ruhban Okulu açılmalıdır’ buyurdular. Gerekçeyi de açıkladılar ‘Hollanda İslam Üniversitesi
kuruyor, biz ruhban okullarını kapatıyoruz olur mu yani?’ Sizin anlayacağınız ‘Avrupa standartları meselesi’ Bizi AB’ye alsınlar da
ne isterlerse yapalım zihniyeti.
Öyle bir zihin karmaşası ki Hollanda ile Yunanistan’ı ayırt edemiyor. Heybeliada Ruhban Okulunun, Fener için ne manaya geldiğini,
Megalo İdea için ne ifade ettiğini, bunun ‘mukabele bilmisil’ babındaki karşılığının ne olduğunu da sayın bakan bilmiyor. Biliyor
denirse o zaman daha kötü, hem çok kötü. Şu son yıllarda bizim bazı politikacılarımızın neredeyse millet ve devlet olmaktan istifa
etmek pahasına AB’ye girme hummaları cidden şaşırtıcı. Bu yüzden yalpalamaları bir ileri, iki geri gitmeleri kadar.
Ne için kapatılmıştı?
ÖNCE şunu düşünmek gerek?
Heybeliada Ruhban Okulu niçin kapatıldı? Lozan’daki yeri ne idi? Yunanlılar’ın Batı Trakya’daki Türk azınlığa karşı yaptıkları
nelerdir? Onlar bu yaptıklarından vaz mı geçecekler? Onların bu yaptıklarına AB nasıl göz yumdu? Gümülcine Müftüsü’nü
hapsedip zulmettiler. Yine ayni şeyi yapmayacaklarının garantisi nedir? Yaparlarsa AB’ nin yine sessiz kalmayacağının garantisi
nedir? Sizin şahsi bir işiniz, basit bir alacak verecek işiniz olsa, bu kadar garantisiz dalış yapar mısınız?
Yapmazsınız ama bu işte sizin cebinizden bir şey çıkmayacak ki. Olan bu milletin ümitlerine olacak, haysiyetine dokunacak. Size
göre ne?
Hollanda asırlarca Endonezya’yı sömürmüş ve bunun için de kolaylık olsun diye senelerden beri İslam Araştırmaları yayını yapıyor.
Büyük müsteşrikler yetiştiriyor. Oradaki İslami üniversite de sadece ilim yapan İslamiyat uzmanlarını barındırıyor. Makarios’u
yetiştiren Heybeliada Ruhban Okulu ile o bir mi Sayın Bakan?
Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını dünyada herkes istiyor. Buna dikkat ediniz. Çünkü Yunan emperyalizminin ocağıdır.
Fener Rum Patrikhanesi’nin fideliğidir. Fener Patriği, ekümenlik sevdasındadır. Ama öyleyse şu Türk aleyhtarlığı yapan Yunan
Kilisesi papazlarına, Kıbrıs’taki keşişlere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sıfatıyla mani olsun, ‘dinlerine baksın, politikayı bıraksınlar
desin’ diyorsunuz, hiç tınmıyor, durmadan müsamahadan bahsediyor. O bizden müsamaha istiyor, ama sonra yine kendisi kalkıp
başkalarına, bilhassa Türk düşmanlarına müsamaha ediyor.
Bakanlıkla ne ilgisi var?
ÜSTELİK Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılıp kapanması, Milli Eğitim Bakanlığı ile alakalı bir konu değil ki. Bu bir hükümet
meselesinden bile ileri, bir devlet meselesidir. Eğitim politikasıyla alakası yoktur. Stratejik, diplomatik bir meseledir. Mukabele
bilmisil meselesidir. Karşılıklı pazarlık ve alışveriş meselesidir. ABD Bush’un önümüzdeki başkanlık seçiminde propaganda
malzemesi olsun, AB ise içine hiçbir zaman kabul etmeyeceği Türkiye’ye karşı Yunanistan’ı ve onun Megalo İdea’sını koruyucu
olarak kullanmak için Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını istiyor. Biliyorlar ki gözü dönmüş AB sevdalıları bunu bile
bedavadan yapabilirler. Eğer bırakırlarsa…
Burada üzülerek söyleyim, hangi işe giriştiler de sonunu getirebildiler. Nerede ayaklarına bir çakıl taşı değse geri döndüler.
‘Ayasofya açılmalıdır’ döviziyle ve daha nice ayran kabartıcı dövizlerle işbaşına gelenler başımıza neler getirecekler?
Sayın Bakan bıraksın Heybeliada Ruhban Okulu’nu, Gümülcine’ye bir İmam Hatip Okulu açabiliyor mu? Onu bile yapsa, bu ikisi bir
mi?
Yorumlar kapatıldı.