Raffi A. Hermonn
P a r i s
Bugünkü Fransa toplumsal yaşamının, hâlâ 68 kuşağının önde gelen simalarınca, belirlendiğini, söyleyebiliriz.
Bugünkü kahramanımız da, işte böyle biri.
Fransız sinemasının, «ezilmişlerin ve hepten sessiz bırakılmışların» hoparlörü, gözü ve kulağı olmayı hâlâ sürdüren, ender 68’lilerden, belgeselci yönetmen Kebadian ve onun son filmi «Kırılgan Armada» ( La Fragile Armada)’dan söz edeceğiz.
1968’de ; Fransız Devrimi’nden beri, 179 yıllık (Demagoji) saltanatının «dün olduğu gibi, bugün de süreceğini» zanneden ve böylece iş yaşamında sosyalleşmeyi öngörmeyen kentsoylu (burjuvazi) ile, değişen ekonomik koşullar gereği toplumsal bir çok hakları talep eder duruma gelmiş işçi-emekçi sınıfları, karşıkarşıya gelmişti.
Buharlarıyla kapağını zorlayan bir tencere «fokur – fokur» kaynıyordu sanki.
Ancak ; rönesansı, burjuva demokratik devrimini, bizzat kendi topraklarında ve de sanayileşme sürecini, ülkenin en sığ köşesinde bile, (ör : Korsika’yı «bakarsın bir gün bağımsız olur, elimizden kopar» deyip, ülkenin sanayi hamlelerinden burayı yoksun bırakmamışdır) derebeysel ilişkilerle fire vermeden tamamlamış Fransa, bu «vartayı» mümkün olduğu kadar yumuşak ve (asgâri) kansız atlatabilmiştir.
Paris Mayıs 68 olaylarında, ön saflarda, aynı adı taşıyan, hem de Anadolu kökenli, iki insana rastlanmıştır : Kebabcıyan’lar …
Birincisi : yayıncı, Türkolog ve bir araştırma enstitüsünün kurucusu ve yöneticisi olan Jean Claude Kebabcıyan (Kebabdjian), ikincisi de : yönetmen – senarist Jacques Kebadian (Kebabcıyan).
Birinci Kebabcıyan hakkında konuşmayı, bir başka yazıya bırakarak, bu yazıda ikincisi hakkında konuşmayı yeğliyoruz.
«Cérémonie pour une victoire» (Kısa Metraj) – 1966
«Troçki» – 1967
«Albertine» – (Kısa Metraj) – 1970
«Ipousteguy ve yontulmuş eseri» – 1975
«Bir Yontunun Öyküsü» – 1982
«Geri Dönülmesi İmkansız» – 1982
«Ne Oldu Arkadaşlarıma Acaba ? » – 1983
«Beş Kızkardeş» – ( Kısa Metraj) – 1984
«Asparas» – 1988
«Calle San Lui Potosi» – 1990
«Piramidlerin Gizemi» – 1992
«Ermeni Belleği» – 1993
«D’une Brousse à L’autre» – 1997
«Ipousteguy, Karar Verme Yaşı» – 2000
«Germaine Tillon, Geneviève de Gaulle – Antonioz»– 2001
«Yirmi Yıl Sonra» – 2002
ve nihayet «Kırılgan Armada» – 2003 Kebadian’ın filmografisini oluşturuyor.
Buram buram Anadolu kokan, Yozgat’lı anne ve babadan olan, Jacques Kebadian’ın Ayda ve Ani adında iki kızkardeşi var. Kebabcıyan soyadı, Kebadian’a dönüşmüş zamanla. Ama bu, kendi duyarlılıklarını hiç, ama hiç değiştirmemiş, azaltmamış.
O ; Afrika’da, Latin Amerika’da, Marsilya’nın kenar mahallelerinde veya Fransa’da yasa dışı (oturma izni olmayan) durumdakilerin, yeraltı dünyalarında, kamerasıyla “sesleri çıkmayanların sesi olmaya” çalışan bir sanatçı.
«Play Film» ve «Association Audiovisuelle Arménienne» (Ermeni İşitgörsel Derneği)’in prodüksiyonuyla, Beta SP’yle, renkli, 111 dakikalık «La Fragile Armada» (Kırılgan Armada) filmini, eski yoldaşı Joani Hocquenhem ile çekmiş 2001 yılında.
Bu filmin «premiér»i, 5 Kasım Pazar günü, tıklım tıklım bir seyirci kitlesinin önünde oldu, ancak Paris ve Fransa ekranlarına, en erken birkaç hafta sonra çıkabilecek.
2 milyon km2’lik yüzölçümlü, 100 milyon nüfuslu Meksika’nın, yerlileri olan (altmışa yakın kabile) Kızılderililer de, Amerikan Kızılderilileri gibi, «Beyazderililer»in, hışmına en ağır şekilde uğramış, aynı yazgıyı paylaşmışlar.
Beş asırlık ; «Ya sev ya terket» ya da «Ya bana benze ya da yok ol ! » politikaları sonucu, eğilmişse de, bugüne dek hiç kırılmamış Kızılderililerin omurgaları.
1400’lerden beri, uzun soluklu mücadele sonucunda, 1994’te Ernesto Zedillo gelmişti devletin başına.
Zedillo, uzun bir listeden oluşan «Kızılderilileri etnik, ekinsel, dilsel, dinsel, eğitsel, öğretisel kısaca kimliksel reformları»nı 1996’da imzalamıştı.
Bu reformların «uygulamaya geçişi» bir türlü gerçekleşmemişti, tıpkı ülkemizde bugüne dek «Güney Doğu için hazırlanmış» 27 paket ve parlamentodan geçen «Kopenhag kriterleri» gibi !!!
«Uygulamaya ne zaman geçilecek ? » diye bir soru yönetildiğinde, bu hemen devletin statükocuları ve devlet hazinesinden geçinen güruh tarafından, bu şikâyetleri dile getirenler ya «bölücülük» le suçlanıyorlardı ya da «vatan hainliği»yle.
Tüm bunlar, bize ne kadar âşina değil mi ?
Nihayet 2001’de, yani «reformcu» ama sonuçta Meksika statükocularıyla mücadele içinde olan Vicente Fox (bizim Reco ile tanışıyorlar mı acaba ?) Başkan seçildikten, tam bir yıl sonra, (Beyazderili) bazı bürokratların, soydaşlarına ettiği eziyetlere karşı, maalesef, «silahli mücadele» vermeye mecbur kalmış olduklarından «terörist» diye damgalanmış Zapatacı gerillalar, bu kez tam «pasifik» bir gösteri yapma kararı alırlar.
Kızılderililerin : «Biz ay ile birlikte hareket ederiz !» sözünden yola çıkarak, yeni ayın doğduğu (hilâl) 25 Şubat’ta başlayan ve dolunay olduğu yani 11 Mart’a dek süren, 12 eyaleti, 3 bin km’i, güneyden kuzeye kapsayan, silahsız, barışçı, bir «dert anlatma» turu yapma kararı alırlar.
Sonuç müthiş olur.
Gerillalara ve açık hava toplantılarına katılan insanlar, onlarla tanışma fırsatını elde ederler. Onların hiç de «gözü dönmüs katiller» olmadıklarını, gözleriyle görürler. Yolculuk eden ve değişik yörelerin Kızılderililerin, özgüveni ve bilinçleri sağlamlaşır ve önemlisi, içten içe reformalar yapmayı çoktan isteyen, ancak statükocuların engeli ile karşılaşan Vicente Fox ve taraftarlarına, gerekli altyapının oluşmasında rol oynar.
Ama en önemlisi ; bu 14 gün süren, barışçı ülke gezisi boyunca, en ufak bir askeri ya da gerillacı saldırı olmaz ve en ufak bir silah patlamaz.
Kebadian’ı, geç de olsa, ana-baba topraklarına, filmleriyle davet etmek, hem çok akıllı, hem de birkaç yönden yararlı bir etkinlik olacaktır, diye düşünüyorum.
«Kırılgan Armada» : tarih, sosyoloji, ve demokrasiyi, renkli bir buket gibi sunuyor …
Yorumlar kapatıldı.