İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

sabah: Azınlık malları bumerang gibi oldu

Uyum yasası kapsamında mal edinmelerine izin verilen azınlık vakıfları 1974’de ellerinden alınan malları geri isteyince Hazine sıkıştı

Azınlık vakıflarının mal edinmeleriyle ilgili sorunları ortadan kaldırmak üzere yapılan AB uyum yasası değişikliği Türkiye’nin başına daha büyük bir sorun açtı. Çözüm için AİHM’e kadar götürülmesi muhtemel sorunlar Türkiye’nin trilyonlarca lira tazminat ödemesine neden olabilecek. Ermeni, Rum ve Musevi cemaatleri, uyum yasaları değişikliği ile mal edinmelerinin önünde yasal bir engel olmadığına karar verilince 1974 yılında ellerinden alınan binlerce taşınmazın iade edilmesi için başvuru yaptı. Ancak Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Milli Emlak Genel Müdürlüğü aralarında kilise, ayazma, imarethane, yetimhane gibi tesislerin de bulunduğu taşınmazların pek çoğunun iadesine olumsuz yanıt verdi.

PANDORANIN KUTUSU

Ermeni cemaatlerinin vekilli Avukat Murat Cano’nun verdiği bilgiye göre azınlık vakıflarının mal edinmesiyle ilgili sorunun başlangıcı çok eski yıllara dayanıyor. 1935 yılında çıkan Vakıflar Kanunu ile tüm vakıfların mal bildiriminde bulunması istendi. 1936 Beyannamesi olarak anılan bu bildirimle vakıflar o anda sahip oldukları tüm taşınmaz malları beyan ettiler. Daha sonraki yıllarda da mal edinmeye devam ettiler. Ancak 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan 2.5 ay önce Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 1936 yılında verilen beyannamelerin vakfiye kabul edileceğine, bu beyannamelerde yeni mal edinileceğine ilişkin bilgi bulunmadığı için bu bildirimden sonra mal edinmenin kamu düzenine aykırı olduğuna karar verdi. Bunun üzerine tüm azınlık vakıflarının 1936 yılından 1974 yılına kadar edindiği mallar sahiplerine, sahipleri yoksa Hazine’ye devredildi.

TEK MADDELİK KANUN

Ancak AB uyum yasası değişikliğiyle, azınlıkların mal edinmelerine uzun çıkınca vakıflar, “Öyleyse 1974’de bizden alınan taşınmazlar iadesi edin” diyerek Hazine ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvuru yaptı. Temsil ettiği vakıfların 153 başvurusundan 145’inin reddedildiğini belirten Avukat Cano, sorunu çözmek için şu öneriyi getirdi “Aslında Hazine ya da Vakıflar’ı da bu konuda anlamak lazım. Bu taşınmazlar artık üçüncü kişilerde, iadesi mümkün değil. Belki tek maddelik bir yasa çıkartılarak ‘Azınlık vakıflarından alınan taşınmazlardan mülkiyeti halen devletin elinde bulunanlar iade edilir, diğerleri için tazminat istenemez’ hükmü getirilebilir. Yoksa bu iş AİHM kadar gider ve trilyonlarca liralık tazminatlar söz konusu olabilir.”

Rum cemaat vakıflarının vekilliğini yapan Avukat Kezban Hatemi ise AB yetkilileri de dahil olmak üzere tüm tarafları ortak bir noktaya getirmek için görüşmeler yapıldığını söyledi.

Nevzat ATAL

Yorumlar kapatıldı.