Murat Çelikkan
Sivilleşme, demokratikleşme ve askeri vesayet konularında taraflar, sadece askerler ve siviller değil. Kendilerince rejimi tehlikede gördüklerinde askerleri göreve çağıran, kendilerini ilgilendiren yasalar nedeniyle askerleri ziyaret ederek destek almaya çalışan ve bu toplumun seçilmiş temsilcileri olarak Meclis’te oturan ama vesayet konusunu bir türlü tartışmayanlar, hep sivil. Sözlükler ‘vesayet’ konusunda ‘vasilik’e gönderme yapıyor. ‘Vasi’ ise ‘bir yetimin veya akılca zayıf ve hasta olan birinin malını yöneten kimse’ ve ‘geniş, engin’ olarak tanımlanıyor. Her iki tanım da duruma uygun. Erişkinlik, yüzleşme ve kopma gerektirir. Bu toplum ne 12 Mart, ne 12 Eylül ile yüzleşebilmiş değil. Güneydoğu’da yaşananlar ve Susurluk’la da.
Bu nedenle bırakın yetimliği, hasta da. Akılca zayıflığı ise Aziz Nesin’e bırakıyorum. Bu ülke, 12 Eylül’ün 23. yıldönümünde, ’12 Eylül Rejimi Yargılanıyor’ adlı kitabı yargılıyor. Hannover Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Gazi Çağlar’ın hazırladığı ve 1988’de Hannover’de toplanan Uluslararası Mahkeme’nin belgelerinden oluşan kitabı yayımladığı gerekçesiyle Belge Yayınları sahibi Ragıp Zarakolu hakkında üç yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Zarakolu, 24 Eylül’de, bir 12 Eylül ürünü olan DGM’de yargılanacak. 12 Eylül darbesi sürecinde 53 kişi idam edildi, yaklaşık 650 bin kişi işkenceden geçirildi, yaşam hakkına saldırıldı, cezaevleri tutuklanan ve gözaltına alınanlara yetmedi, demokrasi bütün kurumlarıyla darbe yedi. Topluma bu acıları yaşatan darbeciler bugüne kadar yargılanmadı, 12 Eylül askeri rejimini eleştirenler yargılanıyor.
‘Milli’ Eğitim Okullar açıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nca 14 Haziran 2002’de yayımlanan tebligat gereğince ‘Ermeni, Yunan-Pontus ve Süryaniler’ ile ilgili konular bu yıl yeni baskıları yapılan Orta Öğretim Tarih l, Tarih 2 ve TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi kitaplarında ayrıntılarla yer alıyor. Ayrıca Sosyal 5 ve Sosyal 7 kitaplarında da Ermeni olaylarına değiniliyor. Devlet, gençlere, tarih boyunca Ermenilere hep ‘hoşgörülü’ yaklaştığını, Ermenilerin ‘çok iyi’ yaşadığını, ‘çok mutlu’ olduğunu, ‘Öyle ki, anadillerini bile unutmuşlardı’yı öğretiyor.
Ermenilerin Anadolu’dan göçertilmesinin ‘yerinde bir karar’ olarak tanımlandığı kitaplarda, Tehcir’in uygulanışı ve sonuçları, gerçekleri yansıtmayan birbiriyle ilgisiz veri ve anlatımlarla sunuluyor. Hukukçular, Tarih Vakfı’nda ‘tarihin silahsızlandırılması’ dosyasının hazırlanmasında yer alan ve bu doğrultudaki çalışmaları gerçekleştiren tarih öğretmenleri, eğitimciler, İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyelerinden oluşan bir grup, ‘Tarih eğitiminde düşmanlık ve ayrımcılığa hayır’ çağrısı yapıyor, kitaplara eklenen bölümlerin çıkarılmasını istiyor. Soru sordu diye Hülya öğretmeni yargılamaya kalkanlar da sivil.
Milletvekilleri ve bakanlık
Bir tutuklu ve bir hükümlünün günlerce açlık grevi yaptıktan sonra dönemin Adalet Bakanı Oltan Sungurlu’nun emriyle zincirli olarak sevk edilmesi sonucunda ölmeleriyle gündeme geldi. Ölüm oruçları ve mahkûmlara yönelik insan hakları ihlalleri ile gündemde kalmayı sürdürdü. Aydın Cezaevi. En son TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerince yazılan bir raporun konusuydu. Yan yana gelmemesi gereken iki sözcüğe, çocuklar ve cezaevine aitti rapor. 11-18 arasında değişen çok sayıda çocuğun yara bere içinde olduğu, gardiyanlar tarafından işkenceye uğradığı ve cinsel taciz, tecavüz gibi son derece önemli iddialar yer alıyordu raporda. Sorumlular hakkında hiçbir soruşturma yapılmaması bir yana, Adalet Bakanlığı durumu yalanladı. Milletvekilleri de ‘Ben mi yalan söylüyorum, bürokratlar mı’ demek zorunda kaldı. Cezaevleri Genel Müdürü’ne yeni devlet madalyası veren Adalet Bakanlığı da sivil. 12 Eylül sivili.
Yorumlar kapatıldı.