Yalçın Doğan
BİZANS’tan miras!.. Buna rağmen, yüzyıldır Türkçülük simgesi!.. Kızıl Elma!.. Bugün de, yeni bir koalisyonun adı!..
Geçen hafta sonunda, çok garip bir koalisyona tanık oluyor Türkiye. Solun ödün vermeyen partilerinden İşçi Partisi’nin gençlik kolu İP Öncü Gençlik, sağın yine ödün vermeyen MHP’nin tabanını oluşturan Ülkü Ocakları ile bir araya geliyor. Buna Atatürkçü Düşünce Dernekleri, yani Kemalistler de katılıyor. Ortaya Kızıl Elma Koalisyonu çıkıyor. En sol ile en sağ bir araya geliyor.
Bir zamanlar birbirlerini öldürmeye kadar varan anlaşmazlıklar, yerini ‘‘tek yürek, tek bayrak vatan savunmasında’’ buluşmaya bırakıyor. Taraflar geçmişteki tartışmalara perde çekiyor ve ‘‘Vatan için, ülke adına kim geliyorsa, gelsin. Ya istiklal, ya ölüm şiarını yükseltelim. Emperyalizme karşı mücadeleyi örgütleyelim’’ diyor.
Koalisyona damgasını Kızıl Elma adıyla, Ülkücüler vuruyor. MHP sloganı, Türkçülük simgesiyle.
AYASOFYA’DAKİ ANIT
Nedir Kızıl Elma ve nereden geliyor?.. Ünlü tarihçi Stefanos Yerasimos’un çarpıcı bir tezi var. Cogito dergisinin 17. sayısında (I999) Ağaçtan Elmaya adını taşıyan bir makalesinde Yerasimos, Ülkücüleri hayal kırıklığına uğratıyor. Ona göre:
‘‘Osmanlı döneminde Türk kıyamet rivayetleri Kızıl Elma ögesi çevresinde gelişir. Oysa, bu tema Bizans dönemine uzanır. (…) Ayasofya önündeki heykelde at üstünde görülen Uistinianos’un sol elinde tuttuğu parlak bakır küredir elma.’’ (A.g.m., s.304).
Kürenin (elmanın) üzerinde bir haç var. Bir yandan Hıristiyanlar için bir anlam, öte yandan da, ‘‘Persler’e Roma topraklarına gelmeyin, yoksa pişman olacaksınız’’ tehdidi.
Yani, ne Türklükle, ne Müslümanlıkla ilgili bir simge!.. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde, heykeli indiriyor. Çünkü, Fatih’in müneccimleri ‘‘heykel durdukça, Hıristiyanların Müslümanlardan daha güçlü olacağını’’ söylüyor. (s.307).
Efsaneye göre, elma iktidar ve ülke simgesi. Dolayısıyla, zamanla Bizans efsanelerinden Türk efsanelerine geçiyor. Kızıl Elma Türk efsanelerinde Saltukname’de, 1362-89’da ortaya çıkıyor. O tarihten sonra, her önemli Osmanlı hedefine Kızıl Elma adı veriliyor. Ama, o yüzyıllarda Kızıl Elma Macaristan ve Viyana. Yani, Orta Asya ile ilgisi yok. Hatta, 1543’te yazılmış bir metinde, Kızıl Elma Köln ile özdeş.
ORTA ASYA’YA GÖÇ!..
Evliya Çelebi’den Peçevi’ye uzanan Kızıl Elma edebiyatı, daha sonraki yılların ürünü. 20. yüzyılda ise, Türk araştırmacılar, Kızıl Elma kehanetinin Batılı kökenlerini örtüyor. (s.317). Kızıl Elma artık Türklerin malı!.. Düşmanı durdurmanın, ülke sınırlarını belirlemenin, milliyetçiliğin simgesi.
Noktayı Ziya Gökalp koyuyor. Aka Gündüz perçinliyor. Onlar ve ardından gelen milliyetçilerle birlikte, Kızıl Elma Köln’den kopuyor, Orta Asya’ya, Turan’a yerleşiyor.
Yerasimos’un araştırması böyle. Türk milliyetçiliği, simgesini Bizans’tan alıyor. Çok şanssızlık!.. Günümüzde buna solcular da bulaşıyor.
Ulusal Kurultay
AYNI moda sürüyor. Garip kolisyonlara bir yenisi daha ekleniyor.
Her türlü fikir, ideoloji, siyasi ve sosyal farklılakları bir kenara bırakarak, Anayasal düzen içinde, tek devlet, tek vatan, tek millet, tek bayrak ve tek dilde birleşenler, önce Türkiye diyenler yeniden uyanış için Ulusal Kurultay topluyor.
Kurultaya çağrı gurubundan bazı imzalar: Vural Savaş, Reha Oğuz Türkkan, Nusret Demiral, Çetin Yetkin, Oktay Sinanoğlu, Mustafa Erkal (Aydınlar Ocağı), Altemur Kılıç, Anıl Çeçen, Attila Erden (Hacı Bektaş Veli Der.), Turan Yazgan (Türk Dünyası Ar.), Fuat Veziroğlu (KKTC eski Devlet Bakanı), Mete İzzet Özcanoğlu (Kemalist Atılım Bir Gn.Bşk.), bazı emekli subaylar, öğretim üyeleri ve araştırmacılar.
Zıtların birliği!.. Günümüzdeki moda bu!..
Yorumlar kapatıldı.